Tartıya değil tahlile güvenin

Çoğu diyetçi “tartı sabahını” heyecanla bekler. Ne var ki diyet uzmanlarımın da pek sevdiği bu “tartıda yazanlarla kilo sürecini izleme” benim hoşuma gitmez.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ BİR DUYURU
Hapla zayıflanmaz!

İnternette ve bazı gazete/TV reklâmlarında adımı ve resmimi kullanarak pazarlanan OBESİ-STOP isimli ürünle ilgili olarak yasal haklarımı koruyan hukuksal süreçler başlatılmıştır. Diyet ve egzersiz yapmadan sadece hap yutarak kilo verdirdiği ileri sürülen bu ürünle benim ve Yaşasın Hayat Beslenme Enstitüsü’nün ilgisi yoktur. Bilginize sunulur.

**********

Çoğu diyetçi “tartı sabahını” heyecanla bekler. Ne var ki diyet uzmanlarımın da pek sevdiği bu “tartıda yazanlarla kilo sürecini izleme” benim hoşuma gitmez. Gitmez çünkü iyi bir beslenme planı ve bu plan ile alınacak sonuçların tartıda yazanlardan çok laboratuvar analizlerinde belirtilenlerle ilişkilendirilmesi gerektiğini düşünür, tartılara değil, kan analizlerindeki test sonuçlarına bakıp beslenmeyi buna göre düzenler, planın işe yarayıp yaramadığına da yine biyokimya analizlerinin sonuçlarına göre karar veririm.

Haberin Devamı

Diyet programlarının vazgeçilmez ritüellerden biri de her biri adeta matematik imtihanı gibi geçen haftada 2-3 kez tekrarlanan “tartıya çıkma” seanslarıdır. Çoğu diyetçi “tartı sabahını” heyecanla, kalbi küt küt atarak bekler. Haksız da sayılmazlar. Katlandıkları onca zahmetin sonucunu merak etmeleri normaldir.
Ne var ki diyet uzmanlarımın da pek sevdiği bu “tartıda yazanlarla kilo sürecini izleme” benim hoşuma gitmez. Gitmez çünkü iyi bir beslenme planı ve bu plan ile alınacak sonuçların tartıda yazanlardan çok laboratuvar analizlerinde belirtilenlerle ilişkilendirilmesi gerektiğini düşünür, tartılara değil, kan analizlerindeki test sonuçlarına bakıp beslenmeyi buna göre düzenler, planın işe yarayıp yaramadığına da yine biyokimya analizlerinin sonuçlarına göre karar veririm. Nedeni şu...

DİYET ÇÖZÜM ÜRETMELİ

İyi bir diyet kişiye özel planlanmalı, bu plan da yalnızca o kişinin ekonomisini, işini, zaman organizasyonunu, lezzet tercihlerini, yaşını, cinsini dikkate almamalıdır. Kişiye özel planlamada en önemli nokta kilo verme programlarına başlamadan önce etraflı bir metabolik/hormonal değerlendirme yapıp kişinin “neden kilo aldığı?” sorusuna yanıt aramaktır.
Problemin kaynağı (psikolojik değil de) bedensel, yani metabolik/hormonal süreçlerse bunların tedavisini destekleyip kontrol altına alınmasına katkıda bulunmayan bir plan uzun vadede hiçbir işe yaramaz. İnsülin direnci olan biriyle hipotirodisi olan birine, Kuşing hastalığı olan biriyle diyabeti olan fazla kilolu birine vereceğiniz tavsiyelerin farklı olması gerekir. Ayrıca tavsiyelerinizin işe yarayıp yaramadığına da sadece tartıdaki rakamlara bakarak karar vermemelisiniz.
Hepsi de kalori kısıtlamasını esas aldıklarından diyetlerin hepsi az ya da çok ama mutlaka bir miktar kilo kaybı sağlar ama önerilen plan sorunun çözümüne de katkı verirse, işte o zaman kilodaki iyileşme kandaki rakamlara da yansır, orada da düzelmeler, iyileşmeler olur. Örneğin insülin direnci varsa azalır. Kanda şeker insülin dengesi bozuksa düzelir. Trigliserid fazlalığı, ürik asit yüksekliği makul rakamlara dönmeye başlar. İşte bu nedenle ben sadece tartılara değil, kan verilerine de bakmanın, test raporlarında yazanlara tartılardan daha fazla güvenmenin daha doğru olacağını düşünürüm.

Haberin Devamı

BANA GÖRE MÖNÜDE NELER OLMALI?

Hangi diyeti yapıyorsanız yapın aşağıdaki noktalara dikkat edin. Bu dikkati (özeni) kilo sorununuz olmasa bile gösterin.
* Mümkün olduğu ölçüde mevsiminde, doğal ya da organik, tam ve yerel gıdalar tüketin.
* Tahılları azaltın. Tercihinizi tam tahıllardan yana kullanın. Karbonhidrat ihtiyacınız için baklagilleri ve yağlı tohumları (kuruyemişler) tercih edin. İşlenmiş tahıllardan uzaklaşın.
* Sebzeleri unutmayın. Kök sebzelere ağırlık verin. Pancardan, havuçtan, şalgamdan istifade edin. Karnabahar ve lahanaya öncelik verip koyu yeşil yapraklı sebzelerden olabildiğince sık istifade edin (ıspanak, marul, kıvırcık).
* Ölçülü miktarda zeytinyağı ve tereyağı kullanın.
* Meyveleri azaltın. Kabuğuyla birlikte yenilebilenleri tercih edin. Yaz diyetlerinde böğürtlen ve çilek grubuna ağırlık verin.
* Etin yağsız bölümlerini tercih edin. Mümkünse serbest gezinebilen ve otlakta beslenen hayvanların etlerini tercih edin. Balığa ağırlık verin.
* Bol su için.
* Şekeri unutun!

Haberin Devamı

BİR SORU
Dün öğlen ne yediniz?

Öğle yemeklerini dışarıda yiyenlerin sayısı artıyor. Böyle olduğu için de işyerleri çevresindeki caddeler ve AVM’lerdeki fast food restoranlarında öğle saatlerinde yer bulmak bir hayli zor. Bu gelişmenin sadece ekonomik değil, bedensel faturaları da var. Öğlen yenen karbonhidratı fazla, yağı yoğun, yapısı sağlıksız yiyecekler çalışan kesimin ekonomisini de, iş verimini de, sağlığını da bozuyor.
Unutmayalım ki yemeğin bedeli yalnızca ekonomik faturasının ağır ya da hafif olmasıyla ilişkili değildir, bedeli cüzdanınızın ödediği faturadan ziyade bedeninizin ödediği fatura belirler. Eğer yiyip içtikleriniz yanlışsa (içinde kötü yağlar, karbonhidratlar, kalitesiz proteinler çoksa, hele bir de katkı maddelerinden zenginse, kimyasalları yoğunsa) sağlığınızın buna uzun süre direnmesi imkânsızdır. Bu tür yanlış besinler şeker insülin dengenizi bozmaya, yağ ayarlarınızı alt üst etmeye, kilonuzu çoğaltıp bağışıklığınızı baskılamaya başlar.
Daha sık hastalanır, yorgun düşer, daha çok ve hızlı kilo alırsınız. Yani faturası hafif şeyler yiyebilirsiniz ama o besinlerin bedeninize ödeteceği faturalar ağır olabilir. Bu nedenle çalışanların da –tıpkı öğrenciler gibi- öğle yemeklerinde ne yiyip içtiklerine dikkat etmeleri lazım. Sağlıklı bir öğle yemeği proteinden zengin, karbonhidrattan fakir, yağ açısından da olabildiğince orta halli olmalı. Mutlaka “pahalı proteinleri” içermesi gerekmez.
Bitkisel proteinlerden (mercimek, fasulye) zengin olması bile yeterli. İçecek olarak şekerli, gazlı olanlar yerine ayranı (bol hayvansal protein içerir) tercih ettiğinizde, öğle yemeği menülerinize de yoğurt eklediğinizde et, balık veya tavuk yemeden de hayvansal protein kazanabilirsiniz. Karbonhidrat seçiminizi sebzeler ve bakliyattan yana kullandığınızdaysa hem kaliteli hem de proteinden zengin karbonhidratlar kazanmış olursunuz. Ayrıca proteinden zengin gıdalar tüketmek öğleden sonra daha aktif kalmanızı ve daha verimli çalışmanızı da garanti altına alır.

Haberin Devamı

BİR BİLGİ
Daha çok kalsiyum için...
1. Sebze çorbalarınıza ve salatalarınıza kurubaklagil (yeşil mercimek, kuru fasulye) ekleyin.
2. Çorba ve salatalarınıza yağsız lor peyniri ekleyin.
3. Ara öğün tercihinizi ayrandan yana kullanın.
4. Tarhana çorbası veya sebze çorbasını süt ile yapmayı deneyin.
5. Kahvelerinize süt ekleyin.
6. Sebzelerinizin üzerine sos olarak sarımsaklı yoğurt tercih edin.
7. Ana yemeklerinizde içecek olarak ayran sipariş edin.
8. Kahvaltıda süt ile pişmiş yulaf seçeneğini de değerlendirin. Üstelik kuru meyve ve fındık, ceviz gibi kuruyemişlerle zenginleştirerek daha da fazla kalsiyum alabileceğinizi hatırlayın.
9. Canınız çok tatlı çektiğinde süzme yoğurdun içine taze meyve dilimleri ve tarçın ekleyip yiyin.
10. Koyu yeşil yapraklı sebzeleri (ıspanak, lahana, pazı, semizotu) salata olarak da tüketin.
DYT. NİLÜFER BAYRAM

Yazarın Tüm Yazıları