Paylaş
Hipertansiyon mühim bir problem, tehlikeli sonuçları olabilen ciddi bir sorun.
Ayrıca çok da yaygın. İşin kötüsü genelde sinsi bir problem olması.
Çoğu zaman hiçbir belirti vermiyor, varlığını kolay kolay hissettirmiyor. Onu teşhis etmenin sadece bir yolu var: Tansiyon ölçümleri!
50 yaşına gelene kadar herkesin yılda en az bir defa tansiyonunu ölçtürmesi lazım.
Ayrıca yaşı 50’yi geçen herkesin tansiyonunu takip altına alması, kan basıncını üç, bilemediniz altı aylık aralıklarla izlemesi şart.
Tansiyon hastası olanlarınsa bu ölçümleri haftada bir ya da ayda iki kez yapmaları lazım.
Kan basıncı takibinin en etkili yolu bir tansiyon cihazı alarak ölçümü bizzat kendinizin yapması.
Bunu özellikle ilaç kullanan tansiyon hastalarının yapması gerekiyor.
Ama bunun da belirli kuralları, uyulması gereken zorunlulukları var.
İlk 10 kuralı yandaki kutuda bulabilirsiniz. Unutmayın: Gizli bir hipertansiyon sizi kalp ya da böbrek hastası yapabilir.
Kalp krizi veya felçle bile baş başa bırakabilir. Tansiyonun takibi işte bu nedenle önemlidir.
KESİP SAKLAYIN
Tansiyon ölçmede ilk 10 kural
* Tansiyon ölçmeden önce en az 10 dakikadır oturuyor olmasınız. Ayrıca bacak bacak üstüne atmanın bile değerleri etkileyebileceğini unutmayın.
* Tansiyonunuz yüksek çıktıysa ikinci bir ölçüm yapmadan önce iki dakika bekleyin ve manşonun havasının iyice indiğinden emin olun.
* Eğer tuvalete gitme ihtiyacı içindeyken tansiyonunuzu ölçerseniz yüksek çıkar. Bu yüzden önce mesanenizi boşaltın, sonra tansiyonunuzu ölçün.
* Oda ısısı bile ölçüm sonuçlarını etkileyebilir. Tansiyonunuzu ölçerken bulunduğunuz mekan ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalı.
* Mümkünse ilki sağ koldan olmak üzere iki koldan da ölçüm yapın ve yüksek çıkan değeri esas alın.
Eğer iki kol arasındaki fark 1 değerden fazlaysa biraz sonra tekrar bir ölçüm yapmalısınız.
* Tansiyonunuzu günün farklı saatlerinde ölçmeye çalışın. Sabah yataktan kalktığınız anda tansiyonunuz yüksek çıkabilir.
Bu yüzden ilk ölçümü kahvaltıdan bir saat sonra yapın. Ama günün farklı saatlerinde yapılan ölçümler en doğru ölçümlerdir.
* Tansiyon durağan, değişmeyen bir şey değildir. Bu yüzden “Benim tansiyonum 12’ye 8” gibi bir cümle mantıksızdır.
Tansiyon koşunca yükselir, koşmayı düşündüğünüz anda bile kalbiniz kan pompalamaya başlar. Bu da tansiyonunuzun yükselmesi anlamına gelir.
* Ölçüm yapmadan yarım saat önce çay ve kahve gibi kafeinli içecekleri bırakın.
Kafein tansiyonunuzun yükselmesine neden olur.
* Evlerde yapılan ölçümler hastane ve muayenehanelerde yapılan ölçümlerden daha düşüktür ve bu ölçümler daha sağlıklıdır.
* Tek bir ölçümle karar vermeyin. Tekrarlama ölçümlerin takibi daha güvenli sonuç veriyor.
OKUR SORUSU
Yumurtalık kistim var, ne yapayım
Konu “kadın sağlığı” uzmanlarının alanına giriyor. Yanıtı onlara danışarak hazırladık.
İşte anlattıklarının özeti: Yumurtalık kistleri içi sıvı dolu yapılar. Hemen her kadının hayatının bir döneminde yumurtalığında kist ya da kistler saptanabiliyor.
Bunların kimi önemli, kimi de önemsiz. Kimileri hormon salgılıyor, sorun yaratıyor, kimileri kötü huylu hücreler barındırıp kanserle sonuçlanıyor. Zaten bu nedenle de konu kadın sağlığı alanının gündeminden hiç düşmüyor.
Çoğu kist de hiçbir belirti vermeden sessiz kalıyor, sağlık taramalarında tesadüfen saptanıyor.
Kistlerin en sık görülen belirtileri karında dolgunluk ve basınç hissi, adet düzensizlikleri, kasık ağrısı ve cinsel ilişki sırasında duyarlılık/ağrı.
Adet düzensizliklerine ve hamileliği engellemeye de sebep olabilecekleri belirtiliyor. Eğer bu yönde bir kuşku söz konusuysa ya da yıllık sağlık değerlendirmelerinizde yumurtalıklarınızda kist belirlenmişse bu bilgiyi bir kadın sağlığı uzmanı ile paylaşmanız gerekiyor.
OKUR SORUSU
Graves hastalığı hipertiroidinin en çok görülen nedenidir.
Bu hastalıkta bağışıklık sisteminiz yanlışlıkla kendi tiroid hücrelerine karşı savaşır. Bu durum tiroid bezine zarar verirken aynı zamanda T3 ve T4 tiroid hormonlarının da daha fazla miktarda üretilmesine neden olur.
Eğer hipertiroidi probleminin nedeni Graves hastalığı ise göz yuvarları dışa doğru çıkar.
Gözün bu şekilde dışarı fırlaması yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiliyor. Gözler sulanıyor, yanıyor, göz kapaklarında düşmeler ortaya çıkabiliyor.
Altını bir kez daha çizmek istiyorum: Her hipertiroidi probleminde göz büyümez ama büyüdüğü bu tip en tehlikeli olan, en çok sorun yaratan çeşididir.
Hatta bazı vakalarda ileri tedavi tekniklerinin uygulanması gerekebilir. Kimi hastalarda ise tiroid düzelse bile gözlerdeki durum devam edebiliyor.
Bir tiroid tedavisi ya da hipertiroidi tedavisini bir dahiliye uzmanı da yapabilir ama gözde büyümeye neden olan bu tip bir hipertiroidi söz konusu ise mutlaka bir endokrinoloji uzmanına görünmek zorundasınız!
BİR BİLGİ
Haşimato tiroiditi olarak bilinen tiroid bezi hastalığının eskiye oranla daha sık görüldüğü fikrine ben de katılıyorum.
Bunun –bana göre- ilk nedeni teşhis imkanlarımızın artmasıdır.
Haşimato tanısını kesinleştirirken kullandığımız laboratuvar incelemelerinin kolay yapılabilir testler haline gelmesi de etkili bir sebeptir.
Diğer taraftan hastalığın bir bağışıklık sapkınlığı olduğu da kesindir. Bağışıklık sapkınlığının stresle ilişkisi dikkate alınırsa son yıllarda hastalığa neden daha sık rastlandığı konusundaki cevap güçlenmiş olur.
Zira stres dozu her gün biraz daha artan ciddi bir sağlık tehdidi oldu. Ailenizde bir haşimato hastası varsa, halsizseniz, kolay kilo alıyor zor veriyorsanız, cildiniz kuru, bağırsaklarınız tembelse haşimato hastalığı ihtimalini göz ardı etmeyin.
AKLINIZDA OLSUN
Stresin de iki yüzü var!
Her şey gibi stresin de iki farklı yüzü, “iyisi” ve “kötüsü” var. Ayrıca “doz” konusu da önemli. Dozunda stres bizi tetikte tutar. Daha başarılı kılar. Dozu kaçırılmış stres ise reflü, gastrit veya kolite zemin hazırlar.
Tansiyonu ve şekeri kontrolsüz hale getirir. Stresi frenlemek mühim bir konu ama onu dozunda tutmak çok daha önemli bir ayrıntı.
Paylaş