Paylaş
Kan basıncının sık sık yükselmesi yani “tansiyon yükselmeleri” hem bedensel hem de psikolojik bakımdan rahatsız edici bir durumdur. Tıp dilinde “labil hipertansiyon” adıyla bilinen bu durum çoğu kez bir süre sonra kalıcı hale gelecek olan bir hipertansiyona işaret eder.
Yani, labil hipertansiyon atakları ileride ortaya çıkabilecek kalıcı bir hipertansiyonun işaret fişekleri olabilir.
Prensip olarak, “oynak” ya da “labil” hipertansiyon tanımı, arada bir görülen hafif tansiyon artışlarından ziyade ciddi tansiyon artışlarını ifade etmekte kullanılır.
Kan basıncında strese, çevre sıcaklığına, yoğun aktiviteye, vücudun duruş bozukluğuna bağlı geçici oynamalarda bu teşhis konulmaz.
İnatçı kan basıncı oynamaları belirlendiğinde, kan basıncının 24 saatlik takibi yapılmalı. Kuşkulu durumlarda başta böbrek hastalıkları olmak üzere hazırlayıcı diğer faktörler araştırılmalıdır.
İdrar kaçırma kadınlarda daha sık görülüyor
Öksürük, aksırık, gülme veya hapşırmayla idrar kaçırmaktan veya sık sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, tuvalete yetişememe gibi sorunlardan yakınıyorsanız bu belirtilerin tıbbi bir yardım gerektirdiğini lütfen unutmayın.
İdrar kaçırma probleminin pek çok nedeni var. Bunlardan bazıları önemli ve kalıcı, bazıları ise önemsiz ve geçici sorunlardır.
Sadece aşırı kilosu nedeniyle ya da müzmin kabızlığı, kronik öksürüğü nedeniyle bu problemi yaşayanlar bile olabilir. Aynı problem rahim veya idrar torbası hastalıklarından, geçirilmiş ameliyatlardan, menopoz sonrasında gelişen değişikliklerden de kaynaklanabiliyor. Bu sorunu yaşayan kadınların çoğu problemini gizliyor. Bir süre sonra ruhsal açıdan zorlanmaya başlıyor, depresyona giriyor. Depresyon tedavisi gören hastaların çoğunda temel sorun idrar kaçırma olabiliyor.
Oysa bu problem çoğu kez çözümü mümkün ve kolay sağlık sorunlarından kaynaklanıyor. Ortalama her beş kadından birinin derdi olduğu belirtilen bu problemi yaşayan kadınların problemlerini gizlemeleri yerine çözüm aramaları gerekiyor.
Paketli gıdalarda tuz miktarı daha fazla
Hazır paketlenmiş besinlerde tuz oranı doğal besinlerden yüksektir. Bunun nedeni, besinlerin bozulmalarını önlemeye ve içinde bakterilerin üremesi için gereken nemi azaltarak besin ömrünü uzatmaya çalışmaya çalışılmasıdır.
Günümüzde besinlerin bozulmasını önlemek için tuzlamadan daha yeni ve modern yöntemler kullanılıyor. Pastörizasyon, dondurma, ışınlama veya kimyasal koruyucularla koruma bunlardan bazılarıdır. Bununla birlikte tuzun yiyeceklerde bazı istenmeyen tatları kapatıcı, kraker ve benzeri ürünlerde kuruluğu azaltıcı, çorba ve benzeri içeceklerde yoğunluğu artırıcı ve lezzet verici özellikleriyle hâlâ kullanıldığını da hatırlatalım.
Özellikle hazır çorbaların, cipslerin, konserve ve turşuların çok ciddi tuz kaynakları olabileceğini aklınızda tutun.
Mide ilaçları kalça kırığı yapabilir
Pennsylvania Tıp Fakültesi’nde gerçekleştirilen bir araştırma mide asit oluşumunu önlemede kullanılan bazı proton pombası baskılayıcılarının, kalça kırığı riskini -özellikle 50 yaş sonrasında- artırabildiğini gösteren sonuçlar verdiğini ortaya koydu. Bu konu başka birçok araştırmada da mide ülseri, gastrit ve reflü hastalığının tedavisinde kullanılan bu ilaçların kullanım süre ve dozu abartılırsa muhtemelen kalsiyum ve D vitamini ile ilişkili değişimler sonucu kalça kırığı riski yükselmektedir.
Bizim önerimiz bu ilaçları sadece doktorunuz önerdiği zaman kullanmanız, kullanım sıklığı ve süresini de asla abartmamanızdır.
Kafeinin fazlası tansiyonu yükseltiyor
Kafein en çok tüketilen uyarıcı. Kahve, çay, çikolata gibi yiyecekler ve alkolsüz içeceklerin çoğunda bulunan bu hafif uyarıcı fazlaca kullanılırsa, sinirliliğe, heyecana ve çarpıntıya yol açar.
Tüketilen kafein miktarı kg başına 5 mg’ı geçerse, kan basıncını yükseltebilir.
Aşırı tüketimi hipertansiyon problemi olmayanlarda bile, sistolik ve diyastolik kan basıncını 5-15 mmHg. kadar yükseltebilmektedir.
Ayrıca sürekli olarak kafein tüketenlerde hipertansiyonun daha sık görüldüğü belirtilmektedir.
Kafein içeren kolalı içecekleri tüketenlerde kan basıncı yükselme riskinin daha fazla olduğunu gösteren çalışmalar vardır.
Esas sorun kafeinli içecekleri çok seyrek kullanan hipertansiyonlarda ortaya çıkmaktadır.
Bu insanlarda kafein tüketimi kan basıncında ani bir yükseliş yapmaktadır.
Biz herkes için kg başına 2-3 mg’ı geçmeyecek şekilde kafein tüketilmesini tavsiye ediyoruz.
Kafeinin fazlasının zararlı olabileceğini unutmamakta fayda var.
İlaç-alkol ilişkisine dikkat edin
Eğer ilaç kullanıyorsanız birlikte alkol almamanız gerekiyor. Alkol, ilacın daha az veya daha çok etkili olmasına yol açabiliyor. Kullandığınız ilaç kandaki alkol seviyenizi artırarak karaciğer ve beyin hasarını yükseltebiliyor. Alkolle birlikte alındığında ilaçların yapısı değişebiliyor. İlacın vücuda giren miktarı da azalabiliyor. İlaçlar toksik bir kimyasal haline bile gelebiliyor. Prensip olarak alkol kullanırken hiçbir ilaç almayın, ilaç alıyorken alkol kullanmayın.
Özellikle uyku ilaçları, antibiyotikler, antihistaminikler ve beyni etkileyen ilaçları alkolle birlikte kullanmayın.
Paylaş