Paylaş
Farklı düşünceler olabilir, farklı uzmanlar farklı şeyler de iddia edebilir. Ama beslenme konusunda bir karar verirken değişmez prensipler bence şunlar olmalıdır: Her yeni verinin üzerine atlamamak! Her yeni bulguyu daha büyük araştırmalarla desteklenmeden doğru kabul etmemek! Mevcut verilerin yeteri kadar güvenli hale gelmesini beklemek.
Kısacası biraz sabırlı olmak, gelenekselden, denenenden, bilinenden, anneannemizden dedemizden öğrenilenlerden kolay kolay vazgeçmemek.
Elimizdeki mevcut bilgilere göre şimdilik şunu söyleyebiliriz: Tam tahıl sağlıklıdır. Sağlık için faydalıdır. İhtiva ettiği bol posa yanında mineral, vitamin, protein ve fitobesin zenginliği üstelik bir de ucuz bir besin olması tam tahıllı yiyeceklerden ve tabiî ki tam tahıldan üretilen ekmekten vazgeçmememizi gerektirmektedir.
Ekmekten vazgeçmeyelim ama hangi ekmeği ne sıklıkta ve ne miktarda yiyeceğimizi bilelim.
Bütün mesele tahıl ürünlerini (özellikle ekmeği) mümkün olduğu ölçüde “tam tahıllı olarak” tüketmek, beyaz unu tam tahılın diğer öğelerinden ayırarak sadece “endospermden ibaret bir beyaz endüstriyel un ürünü” haline getirip çok fazla ve sık sık tüketmemekle ilgilidir.
Kısacası ana prensip tam tahıllı ürünleri (ve tam tahıllı ekmekleri) tüketirken de “oranlara” ve “miktarlara” dikkat etmektir. Eğer bir ekmek tam tahıllıysa, özellikle ekşi maya kullanılarak üretilmişse sağlığımıza zarar değil, fayda verir. Yeter ki doğru usullerle üretilsin ve ihtiyaç kadar tüketilsin.
BİR İSTEK
Sağlıklı ekmekler biraz daha ucuz olabilir mi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bize sadece makul fiyata ekmek yedirmek peşinde olmadığı, ekmeğin kalitesini yükseltme yolunda da ciddi çalışmalar yaptığı kesin ve bu son derece takdir edilecek bir durum.
Ben de konuya gösterdikleri hassasiyet nedeniyle başta belediye başkanımız Kadir Topbaş ve üretici belediye kuruluşunun yönetici ve çalışanları olmak üzere emeği geçen herkese İstanbullular adına teşekkür ediyorum.
Bu arada küçük bir isteğimizi de dile getirmeden edemeyeceğim. Tam tahıllı ekmekleri ve ekşi maya ile üretilmiş ekmek çeşitlerini biraz daha artırmak, fiyatlarını da biraz daha aşağılara çekmek mümkün olamaz mı?
ÖNERİLER
Başka neler yapılabilir?
* Şunu kabul etmemiz lazım: Beyaz ekmek bizim temel gıdalarımızdan biri. Ekonomik bir besin olması ve gelenek ve göreneklerimiz nedeniyle biz zaten “ekmek sever” bir toplumuz. Ekmek bizim için kutsal bir gıda.
Çalışırken “ekmek parası” için çalışır, yeri geldiğinde kimselerin “ekmeğimize el sürmesine” müdahale etmeyiz. Daha da önemlisi yere düşen bir lokma ekmeği bile “öpüp alnımıza değdirmeden” bir kenara yerleştirmeyiz. Ama bütün bunlar bir yolunu bulup “beyaz ekmek problemini” çözmemizin gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmaz, kaldırmamalı.
* Beyaz ekmek ve beyaz un konusunda çıkan her yazı, her haber un üreticileri ve fırın sahiplerini telaşlandırmamalı, kızdırmamalı. Tabiî ki hayatımızda beyaz undan üretilmiş ürünler de olacak. Tabiî ki fırıncılarımız ekmeklerini simitlerini üretecekler.
Ama yapmamız gereken bazı şeyler, almamız gereken bazı tedbirler var: Beyaz un ve beyaz undan üretilen beyaz ekmek ana gıda maddemiz olmaktan bir şekilde çıkarılacak. Yeni çözümler aranıp bulunacak. Gıda Bakanlığımız, belediyelerimiz, un üreticileri ve fırıncılarımız şapkalarını önlerine koyup bize yeni çözümler üretecekler.
* Sonuç şu: Zaman lüzumsuz tartışmalarla vakit kaybetme zamanı değil; doğru, faydalı ve ekonomik bir ekmek çözümünü oluşturma, tam tahıllı bile olsalar ekmeğin fazlasını tüketmekten uzak durma zamanıdır.
HATIRLATMA
Yine mi zerdeçal
Zerdeçalın faydalarını ispatlayan yeni çalışmaların ardı arkası kesilmiyor. Abartmıyorum, neredeyse hemen her gün yeni bir “zerdeçal şuna da faydalı, buna da faydalı” şeklinde çalışma sonucu yayınlanıyor.
Son çalışmalardan biri de zerdeçal ve Alzheimer hastalığı üstüne yapılmış. Neticelere bakılırsa düzenli kurkumin/zerdeçal kullanımı beyindeki zararlı protein plaklarının oluşmasını engelleyerek alzheimerin gelişimini yavaşlatabiliyor.
Bilindiği gibi Alzheimer hastalığı bir ölçüde beyinde bazı plak yapısında maddelerin birikmesi ve neticede sinir hücreleri arasındaki sinyal iletişim sisteminin bozulmasıyla ilgili bir sorun. Zerdeçalın bu sürece ne şekilde müdahale ettiği net ve açık bir şekilde bilinmiyor ama olumlu etkisini muhtemelen yangısal süreçleri baskılayarak başardığı düşünülüyor. Zerdeçalın kanserlerle mücadelede, bağışıklığı güçlendirmede, damar sertliğini geciktirmede ve daha pek çok alanda olumlu faydalar sağlayabileceğini de hatırlatalım.
Unutulmaması gereken mühim bir ayrıntı da şu: Tüm zerdeçal özleri aynı etkiyi göstermeyebiliyor. Bu nedenle de üretici firmaların bazıları bellek, bazıları artrit, bazıları da anti kanser etkili zerdeçal özleri üzerinde yoğunlaşmaya çalışıyor.
UNUTMAYIN
Müziksiz olmaz
Eğer hayatınıza daha fazla eğlence, neşe, motivasyon eklemek istiyorsanız müzikten faydalanmayı unutmayın. Çalışırken, egzersiz yaparken, dinlenirken, hatta yolculuklarınızda müziğin dinlendirici, motivasyon yükleyici, iyileştirici, stres azaltıcı ve üretkenlik arttırıcı yanlarından istifade etmeye çalışın.
Fırsat bulduğunuz her ortamda şu isteği hemen gündeme getirin: Müzik lütfen!
DİKKAT
Takviyeler ilaçlardan daha çok zarar verebilir
İlaçların hemen hepsinde yan etkiler ortaya çıkabiliyor. Bu yan etkilerin bazıları tehlikeli de olabiliyor. Zaten bu nedenle de çok gerekmedikçe, hatta mecbur kalmadıkça ilaç kullanmamak, ilaçlardan uzak durmak gerekiyor. Bunların hepsi doğru ama bu doğruların bizi ortak bir yanılgıya sürüklediği de bir başka gerçek.
Çoğumuz, hatta hepimiz destek amacıyla kullandığımız sağlık ürünlerinin, vitaminlerin, minerallerin, bitkisel hapların güvenli oldukları kanaatindeyiz. Oysa bunların da çok ciddi yan etkileri, mühim zararları, ağır hasarları olabiliyor.
Daha da önemlisi takviyeler ilaçlar kadar dikkatli ve sorumluluk bilinciyle üretilmiş, kontrolleri çok sıkı yürütülen, izinleri çok zor alıp verilen şeyler değil.
Dünyanın hemen her ülkesinde ve tabiî ki bizde de takviyelerin kontrolleri ilaçlar kadar sıkı olmuyor. İşte bu nedenle takviye kullanırken de en az ilaç kullanımı kadar uyanık, dikkatli, seçici olmak gerek.
Paylaş