Paylaş
Bazı doğal maddeler sağlık sorunlarının önlenmesi yanında, çözümünde de faydalı. Bunlar, hücrelerde belirli fonksiyonları yöneterek, yavaşlandırıp, hızlandırarak ya da belirli kimyasal süreçlere doğrudan katılarak etkili oluyor. Böylesine güçlü etkilere sahip maddelerin başında da alfa lipoik asit, coenzym Q-10 ve omega-3 yağları, dokozohegzanoik asitle eikozo pentanoik asit geliyor.
Bu dört madde bedenin tümü vücudun hemen hemen her hücresinde etkili. Beyinde de, uç sinirlerde de, kalp ve damar yapılanmasında da işe yarıyorlar. Dahası kanserden korunmadan enerji üretimine, bağışıklığı dengelemeden eklem, kas ve kemikleri desteklemeye kadar pek çok alanda önemli işler başarıyorlar. Kısacası bunlar; ki ben bu listeye D ve B12 vitaminlerini de eklemenin doğru olacağını düşünüyorum; neredeyse bir 'iç doktor' gibi çalışıyorlar.
Ama ne yazık ki, onları her yiyecek içecekte kolayca ve bol bol bulmak pek mümkün değil. Ayrıca, onlardan yeteri kadar yararlanabilmek için ciddi bir bilgi birikimi de gerekiyor. Dolayısıyla bunları 'besin desteği' olarak kullanmayı düşünmekte fayda var. Bu yazıda sizi bu maddelerden ikisi, Alfa Lipoik Asit ve Coenzym Q-10 konusunda azıcık bilgilendirmeyi amaçladım, umarım faydalanırsınız.
BİR NOT
Orkestra şefi gibi
Alfa lipoik asitin temel görevi hücrede şekerin yakılması ve kalbe, beyne, kaslara güç vermek için enerjiye dönüştürülmesi. Bu madde diyabete (şeker hastalığı) bağlı nöropatiyi önlemeden cilde destek sağlamaya kadar farklı amaçlarla kullanılabiliyor. Vücutta çok az üretilebilen bu mikro besin öğesinin yiyeceklerle ya da besin desteği olarak alınması ve bedene bir şekilde kazandırılması gerekiyor. Alfa lipoik asit yetersizliğinde vücudunuz ihtiyacı olan enerjiyi toplayamıyor, sonuçta sizi yaşlandıran hücresel süreçler bir hayli hızlanabiliyor.
BİR BİLGİ
Enerji bombasına dönüşmek için
Besinlerle aldığınız şekerin enerjiye dönüştürüldüğü yer yani hücrelerin enerji üretim merkezleri olan mitokondriler her hücrede var. Sayıları değişken. En çok kan hücrelerinde bulunuyor. Hücrelerin ihtiyaç duyduğu enerjinin üretildiği bu enerji üretim fabrikaları, şeker ve yağları ATP olarak bilinen enerji bombalarına dönüştürüyor. Vücudunuzda bulunan trilyonlarca mitokondrinin ürettiği enerjinin toplamıysa, size güç veren, sizi yaşatan, güçlü, üretken kılan enerjinin de kaynağı oluyor!
Mitokondrilerde enerji üretim süreçleri ne kadar çok ve ne kadar hızlıysa o kadar çok şeker ve yağ yakılmakta ve enerji üretiminde maksimum düzeye ulaşılıyor. Alfa lipoik asit işte bu hücresel enerji üretim süreçlerini hızlandıran ana unsur. Daha çok alfa lipoik asit demek, daha fazla enerjinin daha hızlı üretilmesi demek. 20-30 yıl evvel tanıştığımız ama yeteneklerini öğrendikçe daha çok sevdiğimiz bu mucize besin unsuru ıspanak, pazı, brokoli, karnabahar ve sığır etinde bol miktarda bulunuyor.
AKLINIZDA OLSUN
Şeker hastalarına da iyi gelir
Alfa lipoik asit şeker hastalarında oluşan sinir sistemi sorunlarını geciktirir veya hafifletir. Bu hastalarda oluşan sinir hasarının yol açtığı dayanılmaz ağrılara ve uyuşukluk hissini azaltabilir. Yapılan araştırmalar bu besin unsurunun şeker hastalarında düzensiz kalp atımını da önleyebileceğini gösteriyor. Alfa lipoik asit yaşlanma sonucu oluşan bellek sorunlarını geciktiriyor, katarakt riskini azaltıyor ve beyin felci olasılığını azaltıyor. Yeni çalışmalar bu maddenin karaciğer fonksiyonlarını güçlendirdiğini ve bu organın toksinleri temizleme yeteneğini de artırdığına işaret ediyor.
NOT EDİN
Yaşlanmayı geciktirir
Alfa lipoik asid hücre yaşlanmasını geciktirmede ve yaşlanma sonucu oluşan belirtileri (mesela kırışıklık, kuruma, pörsüme gibi sorunları) tedavi etmede de son derece etkili bir antioksidan. Ağız yoluyla kullanılması veya kozmetik ürünler içerisinde cilde uygulanması ciltteki yaşlanma belirtilerini erteliyor. Son yıllarda üretilen pek çok anti-aging ürününün içinde yer alması bundan. Berkeley Üniversitesi'ndeki bir çalışmada alfa lipoik asit ve L-carnitin'in birlikte kullanımının hücrelerin yaşam süresini uzatabileceği de gösterildi. Sözün kısası alfa lipoik asidin beş parmağında neredeyse 10 marifet var gibi görünüyor önümüzdeki günlerde yeni marifetleriyle de sizi tanıştırırsak hiç şaşırmayın. Bu yetenekli besin desteği Almanya gibi pek çok ülkede reçeteli ilaçlar arasına çoktan girdi.
HATIRLATMA
Coenzim Q-10: DNA onarıcısı
Coenzym Q-10’un önemi yıllardır biliniyor. Coenzym Q-10’in iki önemli etkisi var: İlki, hücre içinde üretilen biyolojik enerjinin (ATP) mekanizmasında bu çarkın önemli dişlilerden biri olması. İkincisi de güçlü antioksidan etkisi. Yaşlanmaya neden olan serbest radikallerin zararlı etkilerini yok ediyor. Normal şartlar altında, vücudunuz yeteri miktarda Coenzym Q-10 üretebiliyor. Ama yaşlanma, stres, tıbbî tedaviler gibi çeşitli faktörler vücudunuzdaki Coenzym Q-10 düzeyini azaltıyor. Sonuç olarak, hücrelerinizdeki bu stres yenilenmeyi de engelliyor. Vücudunuzdaki Coenzym Q-10 miktarı siz yaşlandıkça daha da belirginleşen bir azalma gösteriyor. Bu nedenle sağlıklı ve uzun yaşam alanında çalışan hekimler bu maddeden yaşlanmayı geciktirme ve yaşlanma sorunlarını hafifletmede yararlanmayı tavsiye ediyor. Kalp yetmezliği ya da hipertansiyon gibi dejeneratif hastalıklarda da anti aging etkisinin yanında belirgin koruma sağlayan bir nütriyent (besleyici) olan Coenzym Q-10’le mutlaka tanışın!
Paylaş