Yaz bütün güzellikleriyle geliyor... Daha çok dinleneceğiz, eğleneceğiz. Aşırı sıcaklar ve terleme nedeniyle daha fazla su kaybedeceğiz.
Sıcak yaz günlerinde sağlığımızı etkileyen besin unsurlarının en önemlisi sudur.1-1.5 ay kadar yiyeceksiz yaşayabilirsiniz ama susuzluğa bir haftadan daha fazla tahammül edemezsiniz. İçtiğimiz su, yaşamın bir vazgeçilmezi, sağlıklı bir hayatın anahtarıdır. Su bir "yaşam içeceği"dir. Vücudumuz için gerçek ve sonsuz bir servettir.
Suyun yararları saymakla bitmez ve "Su vücudumuz için ne yapar?" sorusunun cevabı oldukça uzundur. Suyun görevlerini ve yararlarını birkaç maddeyle özetlemeye çalışsak bile suyun sağlık hikayesini anlatmak için kısa kalır.
EN İYİ YAZ İÇECEĞİDİR
Çok sıcak veya aşırı soğuklarda vücut ısımızın korunması için, su bir denge sağlayıcıdır. Özellikle yaz aylarında aşırı ısınmadan korunmada önemli görevler üstlenir. İstirahat halinde bile vücudumuz, metabolik çalışmalar nedeniyle ısı enerjisi üretmektedir. Aktivite halindeyken üretilen ısı miktarı daha da artmaktadır. Terleme ile derimizden buharlaşan su, vücuttan fazla sıcaklığın atılmasında en etkili yoldur. Yaz ayında özellikle aşırı sıcak günlerde vücudumuzun su ihtiyacının artacağını unutmayın.
DETOKS İÇİN ÖNEMLİDİR
Su çok önemli ve etkili bir detoks aracıdır. Özellikle böbrekler, biraz da bağırsaklar, karaciğer ve terleme yoluyla ciltten toksin atılımını kolaylaştırır. Vücudunuzun dışardan aldığı veya kendi ürettiği zararlı maddelerden arınmasını istiyorsanız sadece yaz aylarında değil her zaman düzenli olarak kaliteli su tüketmelisiniz. Detoks, son yılların popüler tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden biridir. Çok sayıda detoks programının hiç değişmeyen oyuncusu sudur. Su olmadan hiçbir detoks programı çalışmaz. Düzenli ve kaliteli su tüketmenin herhangi bir detoks programının en az yarısını oluşturduğunu düşünebilirsiniz. Eğer sürekli olarak detokslanmış bir yaşamınız olsun istiyorsanız yeteri kadar su içmeyi ihmal etmemelisiniz!
KİLO YÖNETİMİNİ KOLAYLAŞTIRIR
Acıktığımızı zannettiğimiz süreçlerin çoğunda aslında sorun acıkmak değil, susuzluktur. Eğer düzenli bir su tüketiminiz varsa, acıkma hissiniz azalabilir veya dengelenebilir. Gıda tüketiminiz sınırlanır. Diğer taraftan yemeklerden önce ve yemek esnasında su tüketiminin gıda tüketiminin kontrolünü kolaylaştırdığı bilinmektedir. Bazı çalışmalarda suyun metabolizmayı süratlendirdiği ve enerji tüketimini hızlandırdığına ilişkin bulgular saptanmıştır. Bir çalışmada özellikle soğuk su içmenin kilo kaybını kolaylaştırdığı, günde 1.5 lt ve üzerinde su tüketmenin yılda 2-2,5 kg’lık kalori tasarrufu sağladığı belirlenmiştir. Bizim düşüncemiz, belirli bir kalori kısıtlanması ve egzersiz programı ile birleştirildiğinde düzenli aralıklarla ve yeterli miktarda su tüketiminin kilo kontrolünü kolaylaştırdığı yönündendir. Diyet yaparken sık aralıklarla su tüketmenizi ve tercihinizin mineral yapısı güçlü, doğal mineralli sulardan yana olmasını tavsiye ediyoruz. Yemeklerden önce içilen suyun tokluk hissi verdiği, suyun kilo kaybına bağlı kuruluk ve cilt sarkmalarını önlediği, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarımızı desteklediği de aklımızda olsun.
EGZERSİZ YAPARKEN ÇOK İÇİN
Egzersiz yapanların bir saatten daha fazla ve çok yoğun egzersiz programı uygulamıyorlarsa sporcu içeceklerini kullanmalarına gerek olmadığını, mineralden zengin suların ihtiyacınızı karşılayacağını belirtelim. Suyun egzersiz öncesi süreci ve sonrasında tüketilecek en sağlıklı içecek olduğunun altını çizelim. Egzersiz esnasında özellikle sıcak havalarda terleme yoluyla su ve elektrolit-mineral kaybı artmaktadır. Bu kayıp yerine konulmadığında yorgunluk, halsizlik ve kas krampları ortaya çıkmaktadır. Egzersizin hemen öncesinde çok su içmek yerine yarım saat kadar önce deponuzu doldurmanızda ve yarım litre kadar su içmenizde fayda var. Eğer 1 saatten daha fazla egzersiz yapıyorsanız 20-25 dakikalık molalar vermeli ve su ihtiyacınızı gidermelisiniz. Kısa süreli egzersizlerde su içemeyi egzersiz sonrasına da bırakabilirsiniz. Egzersiz sonrası susuzluğunuzu giderirken aceleci davranmamaya ve azar azar içmeye dikkat etmelisiniz.
NE KADARI SAĞLIKLIDIR
Günlük su ihtiyacınızın ne kadar olduğu, yaşınıza, cinsiyetinize, ağırlığınıza, aktivite düzeyinize, yağ ve kas oranlarınıza, iş ortamının ısısına ve giyiminize göre değişecektir. Genel olarak yetişkinlerde enerji harcamasının her bir kalorisi için 1.5 ml su gerekmektedir. Bunu 1000 kalori için 1-1,5 lt, 2000 kalori için 8-12 bardak olarak düşünebilirsiniz. Çok sıcak havalarda ağır iş veya egzersizlerde hamilelik ve emziklilik dönemlerinde uzun süreli hava yolculuklarında yüksek posalı diyet uygulamalarında, su ihtiyacınız artacaktır. Ateş, kusma, ishal gibi sağlık sorunlarınız varsa içtiğiniz su miktarını çoğaltmalısız. Bu özel durumlarda susama duygusuna güvenmemeli, düzenli aralıklarda su tüketmelisiniz. Yeterli sıvı-su tükettiğinizin göstergesi idrarınızın miktarı ve rengidir. Bol ve berrak bir idrar, yeterli su içtiğinizi ifade eder. Sürekli bir susuzluk hissi ve su tüketiminden bağımsız aşırı ve sık idrar yapmanın şeker hastalığı ve başka sağlık sorunlarının işareti olabileceği de aklınızda olsun.
BİR BİLGİ
SU NE YAPAR?
4 Vücut sıcaklığını belirli bir düzeyde tutar.
4 Besin maddelerini ve oksijeni hücrelere taşır.
4 İç salgıların oluşmasını ve vücut dokularının nemlenmesini sağlar.
4 Kilo dengesi sağlar.
4 Kan basıncımızı ve elektrolit-mineral dengemizi korur.
4 Böbrekler, ter, bağırsaklar yoluyla toksik maddelerden arınmamıza destek olur.
4 Organlarımızı darbelere karşı korur.
4 Kabızlığı önler.
4 Eklemlerin yağlanmasına ve kayganlığına yardımcı olur.
SUSUZLUK İÇİN EN UCUZ YOL
Su, su ihtiyacımızı gidermede en ucuz ve doğru seçimdir. İhtiyacınızı çay, kahve ile sulu sebze ve meyvelerle, meyve sularıyla ve hatta başka yiyeceklerle de karşılayabilirsiniz ama suyun bunlardan çok önemli farkları var. Kalori, kafein, kolesterol, yapay kimyasal içermez. Size herhangi bir sağlık riski yüklemez. Bütün suların ortak yönlerinin sadece su olduğunu, onları birbirinden farklılaştıran şeylerin doğallıkları, mineral içerikleri ve güvenliklerinden kaynaklandığını bir kez daha hatırlatalım.
NASIL YAŞIYORLAR?
ECE ERKEN (Sunucu)
27 yaşındayım. 1.68 boyunda ve 48 kiloyum. Uzun zamandır kırmızı ve beyaz et yemiyordum. Yeni yeni yemeye başladım. Sıkı bir kahvaltı yapıyorum. Kahvaltıda mutlaka elma ve havuç suyu içiyorum. Kuvvetli bir öğle yemeği yiyorum. Akşam yemeğini aperitif olarak geçiriyorum. Bol miktarda sebze ve meyve tüketiyorum. Sigara kullanmıyorum. Çok nadir gece eğlenmeye çıkarsam bir bardak alkol içiyorum. Vitamin takviyesi alıyorum. Günümün sekiz saatini uykuya ayırıyorum. Evimde koşu bandı var. Her gün mutlaka yüz mekik çekiyorum. Her sabah düzenli olarak spor yapıyorum. Oldukça stresli bir mesleğim var. Canlı yayın yapmak zor. Bu stres sağlığımı da ister istemez olumsuz yönde etkiliyor. Stres yüzünden saçlarım dökülüyor. Stresin sağlığımı etkilemesine izin vermemeye çalışıyorum. Ailemden gelen ırsi bir hastalık yok. Düzenli olarak bir ilaç kullanmıyorum.
PROF. MÜFTÜOĞLU’NUN YORUMU
Sayın Ece Erken, bize söylenecek pek bir şey bırakmamış. Yeme içme alışkanlıkları, egzersiz ve uyku düzeni oldukça iyi. Stres yönetimi konusunda biraz daha bilgilenmesi, dinlenmeye, eğlenmeye daha çok zaman ayırması gerekiyor. Saç dökülmeleri kadınların çok canını sıkan bir sağlık sorunudur. İçinde çinko, yeşil çay, resveratrol, taurin, lizin, pantotenik asit ve B grubu vitaminlerini bulunduran bazı besin desteklerinin yararlı olabileceğini ileri sürenler var. Deneyebilir. Saç dökülmelerinin demir eksikliği veya tiroid bezi yetmezliğinden kaynaklanabileceğini hatırlatalım. Sayın Ece Erken’e sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir yaşam diliyorum.