Stres sırt ağrısı yapıyor

Ağrının sebebi olarak da akla önce kemik veya kaslardan kaynaklanan sorunlar gelir.

Boynumuz tutulunca “boyun fıtığı”, sırtımız ağrıyınca “osteoporoz”, belimiz sızlayınca “lumbago” korkusuna kapılırız. Bel ağrısı ayaklara filan da yayılıyorsa, teşhisimiz çoktan bellidir: Siyatik! Ve ertesi sabah da soluğu doktorda alırız.

Doktorumuz birazcık teknoloji tutkunu, azıcık da zaman fukarası ise bizi muayene bile etmeden MR’lara, CT’lere yollar. Elimizde film zarflarıyla yeniden doktora döneriz, biraz tereddüt, biraz korku, biraz da kuşku dolu...

Radyolojik raporumuzda çoğu zaman azıcık artrit (eklem yozlaşması, iltihabı ya da şişmesi), birazcık sinovit (eklem yüzeyini döşeyen zarın iltihabı), bizi mahcup etmeyecek kadar kondrit (eklem kıkırdağı hasarı), hatta bazen de eskimiş bir bursit (eklem aralarındaki içi su dolu yastıkçıkların iltihabı) mutlaka olur.
Doktorumuz da ya ağrı kesici-kas gevşeticilerle dolu bir reçete yazar ya da “bu yetmez” diye düşünüp 10-15 günlük fizik tedavi seanslarına yollar. 10-15 gün sonra hâlâ ağrınız varsa yandınız: Doğru ameliyata!

SORUN KEMİKTE Mİ, BEYİNDE Mİ?

Bazı uzmanlara göre yüksek teknolojili tanı cihazlarındaki gelişmeler nedeniyle yaşı 50’yi geçen herkeste az veya çok ama mutlaka bir-iki eklem sorunu saptanma olasılığı var. Oysa bunların çoğu gerçekte herhangi bir probleme yol açmıyor, orada öyle masum masum duruyorlar.
Peki, o zaman bu ağrıların nedeni veya nedenleri ne? Öyle ya, bu ağrıları biz uydurmuyoruz, var ki hissediyoruz ve canımızı yaktıkları için doktor doktor gezip duruyoruz.

Sırt ve bel ağrılarının ilk nedeni hareketsizlik, yani tembellik. ıkinci neden ise duruş bozuklukları, ergonomiye dikkat etmemek, sabahtan akşama masa başında çalışmak, yanlış hareketler ve pozisyonlarda bilgisayar kullanmak, yazmak, çizmek ya da okumak.

Üçüncü sebep daha da önemli! Stres, depresyon benzeri ruhsal nedenler! Bazıları ruhsal kökenli sırt-bel ağrılarını birinci sıraya bile almak eğiliminde. Gerçekten de şu veya bu şekilde karşılaştığımız -ve sayıları her gün gittikçe artan- hoşnutsuzluklarımız, endişe, korku ya da kırgınlıklarımız, yani “çözümsüz ve çaresiz kalışlarımız” bel ve sırt ağrılarının birinci nedeni olabiliyor.

Anlatmak istediğim şey şu: Sık sık tekrarlayan bel ve sırt ağrılarından yakınıyorsanız, işin arka planında “stres-depresyon” ilişkisi veya “duruş-pozisyon yanlışlarınız” olabiliyor, aklınızda olsun!

Yavaş yiyin!

Sindirim organlarını sayarken akla en önce, mide ve bağırsaklar gelir. Ancak sindirim işlevi, gıda maddesini görme ve kokusunu duyma ile başlar.

Ağız boşluğuna yayılan tükürüğü üreten bezler, dil ve dişler çok önemli bir görevi yerine getirirler. Katı parçacıklar halindeki besinleri neredeyse sıvı denilebilecek bir kıvamda, yutak borusu aracılığıyla mideye yollarlar.

Midenin dişi yok

Lokmaları iyi çiğnemek, hem midenin işini kolaylaştırıp sindirime yardım edecek hem de tat alma özelliğine sahip yegâne bölüm olan ağız içinde gıdanın daha uzun süre kalmasını sağlayacaktır.

Masada oturarak, küçük lokmaları iyi çiğneyerek, sohbet ederek uzatacağınız bir yemek sizi çok daha iyi doyuracaktır.
Sürenin en az 20 dakika olması, beyne doygunluk ile ilgili gerekli uyarıların ulaşması için yeterlidir.

Ayrıca yemeğin ortalarına doğru kendinizi sorgulayıp ve tokluk duyusuna ulaşıp ulaşmadığınızı kontrol etmenizi öneriyoruz.

Kilo vermek sağlığa nasıl yardımcı oluyor?

İyi planlanmış bir kilo kaybı programının haftada bir kilodan -ya da toplam vücut ağırlığının yüzde 1’inden- daha fazla kilo kaybı yapmaması gerekiyor.

Eğer haftalık kilo kaybı 0,5-1 kilogram arasında sürdürülebilirse, sürprizler dışında ciddi bir sağlık problemiyle karşılaşılmıyor.

Aşırı kilolu ya da obez olan kişiler kalp hastalığı, şeker hastalığı, hipertansiyon, safra kesesi hastalığı, osteoartrit, uyku apnesi geliştirme riski taşıyor.
Küçük miktarlarda kilo vermek bile (örneğin vücut ağırlığının yüzde 5-10’unu kaybetmek) bu riskleri azaltabiliyor. Ayrıca böyle bir yaşam tarzı planlaması, şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp krizi gibi sorunlara karşı önlem olabiliyor.

Önceden kalp, şeker hastalığı, hipertansiyon, osteoartrit, horlama gibi sorunları olanlarda kilo vermek, bu sorunlarla mücadeleyi daha kolay hale getiriyor.