Paylaş
SONBAHAR DETOKSU İLE ARININ
Yaz günlerinin dondurma seanslarının, simit-kaşarlı beş çaylarının, gün batımı keyiflerinin kalıntılarından vücudunuzu arındırmanız yaklaşan soğuk havalara ve kısalan günlerin azalan güneş ışığına karşı iyi bir önlem olacaktır.
Sabahları, güne nitelikli bir protein kaynağı ile başlamanız (haşlanmış ya da omlet olarak hazırlanmış yumurta...), tam tahıl ürünleri ile enerji depolamanız (tam buğday ekmeği ya da yulaf...), doymamış yağ kaynakları ile dişlilerinizi yağlamanız (zeytin ya da ceviz...) çok yerinde seçimlerdir.
Her türlü yeşili barındıran salatalarınızı sirke ile lezzetlendirerek hem sindiriminize hem de bağışıklığınıza destek olursunuz. Salatalık, maydanoz-dereotu ve su-maden suyu ile hazırlayacağınız detoks içeceğinden aralarda 3-4 bardak içmeniz karaciğerinizi dinlendirirken cildinize de canlılık verecektir.
Akşamları mevsim sebzeleri ve yoğurtla desteklenmiş hafif mönüleri tercih edin. Bu sayede vitamin ve mineral depolayın. Tatlı isteğinizi bir parça siyah çikolata ile karşılamak kaslarınızın istediği magnezyumu verecek ve yorgunluğunuzu da azaltacaktır.
FAZLA KİLOLARI ATIN
Aslında bedeniniz size haber vermeden kış hazırlığına başlar. Genetik hafızanız kışa ilişkin pek de iyi olmayan anılarla doludur! Kış ayları bedenin soğuktan korunmasının güçleştiği, beden ısısının sürdürülmesinin zorlaştığı, beslenmenin bir sorun haline gelip besin temininin nerdeyse olanaksızlaştığı, gribin, nezlenin, zatürrenin sıklaştığı bir zaman dilimidir. Genlerinizdeki olağanüstü hafıza bunları kaydeder, geçirdiği bütün deneyimleri bir daha unutulmamak üzere ustaca depolar.
Kışa girerken bedeninizin yavaş yavaş yağlanır, metabolizma hızını yavaşlatır, tüm fizyolojik süreçlerinde yeni ayarlamalar yapar. O nedenle kışa girmeden yazın –eğer varsa- eklediğiniz fazla kilolarınızdan bir an önce kurtulmanızda yarar vardır.
Kış yaklaşırken beslenmenize daha fazla özen göstermelisiniz. İş ve ev dışındaki fiziksel aktiviteler daha sınırlı hale geleceğinden kilo almak daha da kolaylaşır. Hazır havalar biraz serinlemişken, soğuklar bastırmadan dışarıda yürüyüş yapma fırsatları yaratın. Sonbahar renklerini de izleyebileceğiniz hafta sonu programlarıyla uzun doğa yürüyüşlerine, bisiklet turlarına katılın. Kısa, karanlık, soğuk ve direnci düşük kış günleri için enerji depolayın.
CİLDİNİZİ YENİLEYİN
Yaz boyu cildiniz terlemenin etkisiyle kurur ve minerallerini yitirir. İşe cildinizi kaplayan ölü dokulardan kurtularak başlayın. Hamama gidin. Liflenin. Meyve asidi içerikli peelingler yapın. Üstteki kuru ve cansız tabakadan kurtulmadan hiçbir nemlendiricinin cildinizi yeterince besleyemeyeceğini unutmayın.
Kullandığınız cilt temizleyicilerini daha çok yağ içeren benzeri ürünlerle değiştirin. Daha çok yağ içeren cilt ürünlerinin içeriğinde fosfolipit, lesitin, esansiyel yağ asitleri, petrolatum gibi maddeler olmasına dikkat edin. Cildinizi daha çok nemlendiren gliserin, lanolin ve benzeri maddeleri içeren nemlendirici ürünlerden kış aylarında daha sık yararlanın. Mümkünse 15 koruma faktörlü bir nemlendirici ürün seçin veya nemlendiricinizden sonra güneş koruyucusu bir krem uygulamaya çalışın. Kış aylarında da ultraviyole ışınlarının bize ulaşabildiğini unutmayın.
Bulunduğunuz ortamın nem oranı da çok önemlidir. Cildiniz de saçlarınız da ortam neminden etkilenir. Evinizde veya ofisinizde kurumaya karşı önlem alın. Su dolu ve derin olmayan bir kabı odanızda veya ofisinizde nemli hava yaratmakta kullanın. Havadaki nem miktarı arttıkça cildinizdeki buharlaşmanın azalacağını ve nemin korunacağını hatırlayın.
Dışarıdan nemi korumaya hatta artırmaya çalışırken içeriden de benzerini yapın. Cildinizden nem kaybını kolaylaştıran kafeinli içecekleri ve alkolü mümkün olduğu kadar azaltın. Daha çok su için. Bitkisel çayların cildi olumlu etkileyen güçlerinden de yararlanın. Bitkisel çaylar ve yeşil çaylar sadece su mineral ve antioksidan güçleri ile de ona destek olurlar.
Beslenmenin cilt sağlığınızda önemli etkileri olduğunu unutmayın. E ve A vitaminlerinden zengin ve temel yağ asitleriyle yüklü besinleri daha fazla tüketin. Gerekiyorsa omega-3 ve omega-6 içeren besin desteklerinden (Evening primrose oil) yararlanın.
YIPRANAN SAÇLARINIZI BAKIMA ALIN
Deniz veya havuz suyu, güneş ışınları, rüzgâr, çok sık yıkama derken saçların ve saçlı derinin dengeleri yazı bozuluyor. Deniz suyunun tuz oranı arttıkça doğal yağ tabakasını yitiren cilt daha da kuruyor. Havuzlarda temizliği sağlamak için kullanılan türlü maddeler ve sistemler saçları yıpratıyor. Sık takıp çıkarılan boneler saçları resmen yoluyor, kırıp döküyor. Rüzgârda kendi haline bırakılarak kurutulan saçlar gerçekten de kupkuru oluyor!
İlk önlem saçlı deriyi beslemek olmalıdır. Banyo öncesi, badem, susam, argan gibi bir bitkisel yağ ile saç diplerine friksiyon yapıp 20 dakika sıcak bir havlu ile sarıp beklemek iyi bir çözüm olabilir. Saçların kırıklarını temizletmenin yanı sıra saça uygun şampuan seçmek de gereklidir. Boyalı saçların daha fazla zarar görebileceğini, koruyucu, besleyici kremler ya da spreylerle daha güneşli yaz günlerindeyken önlem almak gerektiğini belirtmekte yarar var. Bunlar yapılamadan yaz geçtiyse saçlı deri ve saç bakımı için profesyonel destek almakta yarar vardır.
BİR ÖNERİ
Bir detoks içeceği
Yarım elma
Yarım demet maydanoz
2 küçük havuç
2 yaprak lahana
2-3 kırmızıturp
Hepsini blendırdan geçirip için. Beta karoten cildinize, C, B6 ve B3 cildinize de bağışıklığınıza da destek olsun.
Paylaş