Sizin yorgunluğunuz hangisi?

Kimi bedensel, kimi de ruhsal sorunları nedeniyle kendini yorgun hissediyor. Bir de “hiçbir sağlık sorunu” yokken, sırf kişisel yanlışları nedeniyle (beslenme ve uyku sorunları, aktivite azlığı) yorgun düşenlerimiz var. Bunların ana sorunu ise “enerji azlığı” oluyor. Peki sizdeki hangisi? Siz de bir “enerji azlığı” sorunu çekiyor olabilir misiniz? Merak ediyorsanız eğer buyurun, aşağıdaki testi birlikte yapalım...

YORGUNLUK TESTİ

1.Sabahları uyanmakta zorluk çekiyor musunuz?            

2.Sabah kalktığınızda tam olarak açılabilmek için bir fincan kahveye ihtiyaç duyuyor musunuz?                

3.Her zaman kendinizi yorgun hissediyor musunuz?

4.Kendinizi sıkıntılı, sinirli ve endişeli mi hissediyor musunuz?   

5.Konsantre olmakta zorlanıyor musunuz?        

6.Şeker, kafein (çay, kahve, kolalı içecekler) veya sigarayı çok kullanıyor musunuz?       

7.Herhangi bir neden yokken sürekli kızgın ve hiddetli misiniz?

8.Ruh haliniz dalgalanmalar gösteriyor mu?       

9.Geceleri uyumakta zorlanıyor musunuz?        

10.Şeker, kafein ya da sigara içtikten sonra baş ağrılarınız ya da baş dönmeniz var mı?    

11.Kahve, kafeinli içecekler ve sigaraya karşı bağımlı olduğunuzu hissediyor musunuz?  

12.Sürekli kendinizi sorunlarla uğraşırken buluyor musunuz?      

13.Yaşamınızda korku, tehlike ve hüzün duygusu çok sık yer alıyor mu?

DEĞERLENDİRME

Her soru 1 puan değerindedir.

5’in altı: Enerji düzeyiniz çok iyi.

5-10 arası: Dikkatli olun. Enerji düzeyiniz düşüyor. Kafein gibi uyarıcılara bağımlılık eğiliminiz var.

10’dan daha fazla: Aman dikkat! Ciddi düzeyde tükenmişlik riskiniz var. Hatta muhtemelen uyaranlara karşı bağımlılığınız bile var ve bunlar sizin hem ruhsal hem de bedensel sağlığınızı etkiliyor.

Fakat uyaranlardan vazgeçmek elinizde. Bağımlılıklarınızı yenemediğiniz sürece, yorgunluğunuzu atamazsınız. Bir uzmanla işbirliği yapmayı denemelisiniz.

Daha güçlü kemikler için

Daha az alkol, sigara, kafein, tuz, ilaç

Daha çok D vitamini: Güneş, balık, yumurta, süt ürünü

Daha fazla kalsiyum: Süt ürünleri, sebzeler, badem

Daha çok omega-3: Yağlı balıklar, ceviz, semizotu

Daha bol kolajen: Kemikli etler, sakatat

Daha bol egzersiz: Yürümek, ağırlık çalışmaları

Boğazınız mı ağrıyor?

Seçenek 1: Beş-altı diş sarımsağı dövüp üzerine 4-5 tatlı kaşığı elma sirkesi ekleyin ve karışımı 24 saat buzdolabında dinlendirin. Kullanmadan evvel üzerine 4 tatlı kaşığı kadar limon suyu ile 1 yemek kaşığı bal ekleyin. İyice karıştırdıktan sonra gargara yapın.

Seçenek 2: Adaçayını demleyip soğutun. İçine çok az limon suyu ekleyip sık sık gargara yapın.

Öfke baldan tatlı değil

Kontrolsüz öfke krizleri son yıllarda üzerinde çok durulan sağlıksız ve tehlikeli ruhsal davranışlardan biri. Öfke krizlerinin sadece kalp ve damar sağlığını değil beyin sağlığını özellikle de belleği olumsuz yönde etkilediğini gösteren ciddi kanıtlar var.

Bu nedenle lütfen “öfke baldan tatlıdır” deyimini unutup daha az öfkelenmenin yollarını arayın.

Bize daha çok mor lazım

Sebze ve meyvelere renklerini veren mucize antioksidanların hepsi önemli ama bana sorarsanız mor mucize antosiyaninler bunların en etkili, en faydalı olanları.

Kısacası “antosiyaninler” çok güçlü antioksidanlar. Özellikle kalp ve damar sağlığı, bellek koruması, bağışıklığı güçlendirmek, kanserden korunmak söz konusu olduğunda önemleri artıyor.

Mor renkleriyle tanınan bu bileşenlerin en fazla bulunduğu sebze ve meyvelerin başında ise pancar, patlıcan, siyah erik ve karadut geliyor. Vişnede, kirazda ve yaban mersininde de yeterince antosiyanin flavanoidlerini bulabilmeniz mümkün olabiliyor.

Tavsiyem şu: Beslenme modelinizi olabildiğince morartın. Lahananın, turpun, hatta bulabilirseniz domatesin bile mor olanlarından faydalanmaya bakın.

Beyniniz sitikolinden hoşlanıyor

Sitikolin, önemini yeterince bilmediğimiz besin desteklerinden biri, sayısız bilimsel çalışmada etkinliği kanıtlanmış bir yardımcı. Bazı ülkelerde “reçeteli ilaç” olarak da satılıyor.

Kolin kaynağı olarak son derece önemli bir beyin ve bellek desteği. Zaten bu özelliği nedeniyle de “neotropik” bir takviye olarak kabul ediliyor. Sitikolin sayesinde kazandığınız ekstra kolin daha önce de yazdığımız glutation üzerinden size ekstra faydalar da sağlıyor.

Kolin ayrıca metionin kullanımına da faydalı bir molekül. Kısacası önümüzdeki günlerde tıpkı glutation gibi sitikolin ve kolini de daha sık ve çok konuşacağız. 

“Kaliteli hayat” bir tutkudur

Kaliteli hayat, eskisinden daha iyi uyumak, her sabaha genç ve dinç uyanmak, ağrıdan sızıdan, dertten tasadan uzak bir hayattır.

Beden-ruh-akıl üçgenini mükemmel bir denge içinde tutmak, temiz bir çevrede tozdan dumandan, hormondan ve katkıdan uzak kalmak, sağlıklı gençlerden, tecrübeli ve formda yaşlılardan oluşan bir toplumda barış içinde, sevgiyle, neşeyle, coşkuyla yaşamaktır.

Bütün bu güzel şeyler de “kaliteli hayat” filminin ya “senaryoları” ya da “oyuncuları”dır. Böyle bir senaryoyu siz de “kendi hayatınız” için yazabilir, hayatınızın başrol oyuncusu olabilirsiniz.