Siz mutsuzsanız bağırsaklarınız da mutsuzdur

Son yıllarda eskiye oranla sık görülen, sessiz ve derinden gittiği için de yeterince farkına varılmayan, ne var ki “krizler” başladığında insanı canından bezdiren bir sağlık sorunu var:

Haberin Devamı

Sinirsel kolit! Aslında yanlış bir deyim bu ama (çünkü kolit, kelime anlamı olarak kalın bağırsağın iltihabı demek oluyor, ama sinirsel kolitte gerçek bir iltihap yok), halk arasında çok yaygın kullanıldığı ve kabul gördüğü için birçok hekim hâlâ bu tanımı kullanıyor.
Tanımın doğru bir tarafı da yok değil: “Sinirsel” çok önemli bir tanımlama. Çünkü sorun özellikle stresli, gergin, kaygılı, depresif ve mutsuz insanlarda daha sık görülüyor. Nedeni şu…
Bağırsaklarımızın etrafında (neredeyse) beynimizdeki kadar sinir hücresi ve çok yoğun bir duygusal-sinirsel iletişim ağı var. Beynimizi meşgul eden, üzen, geren, endişelendiren, bunaltan, canını sıkan her sorun bağırsaklarda da az ya da çok ama mutlaka etkili oluyor. Bu tür etkilenmeler bazılarında çok daha fazla abartılı hale gelebiliyor.
Beyinle bağırsaklar arasında adeta bir “kırmızı telefon hattı” var ve beyindeki çatışmalar bağırsaklara anında yansıyıveriyor.

Haberin Devamı

BELİRTİLER NELER?

Bu hastalığa yakalananlarda en ufak bir gerginlik, üzüntü, endişe hatta başkaları için pek de önemli sayılmayacak ruhsal travmalar bağırsak düz kaslarında ani kasılmalara, bağırsak içi salgıların dengesinde ani değişimlere yol açıyor. Bu değişimler sonucu ise oldukça tatsız: Şişkinlik, gaz, karın ağrısı, kabızlık, ishal atakları…
Biraz önce belirttiğimiz gibi sinirsel kolit tipleri bağırsak beyin bağlantısı için son derece önemli. Olayı başlatan çoğu zaman ruhsal gelgitler, çatışmalar ya da travmalar oluyor. Ama bazen gazlı bir içecek, aşırı posalı besinler ya da herhangi bir gıda da atağı başlatabiliyor.
Uzun süreli bir hastalık olsa da sorunun ileride ciddi bir probleme yol açması söz konusu değil. Karın ağrısı, gaz, şişkinlik, kramp ve benzeri işaretler hayat kalitesini ciddi ölçüde etkileyebiliyor, çalışma temposunu, iş hayatını, sosyal yaşamı tatsız hale getirebiliyor. Ama ömrünüzden bir saniye bile çalması mümkün değil, herhangi bir kötü hastalığa dönüşme ihtimali de yok.

Probiyotik destekler

Bağırsaklarınızdaki probiyotik güç arttıkça (bu gücü daha çok kefir içerek, yoğurt yiyerek de çoğaltabilirsiniz) kolit atakları da azalmaya başlıyor. Bu nedenle düzenli olarak probiyotik kapsülleri kullanmanız gerekiyor. Bu kapsüller son derece ucuz ve bazılarının içindeki bakteriler diğerlerinden daha etkili. Mesela B. coagulans bakterilerinden zenginleştirilmiş probiyotik destekleri daha faydalı olabilir.
Ağrılı dönemlerde ise nane yağı kapsülleri öneriliyor. Nane yağı kapsülleri özellikle bağırsak düz kaslarını gevşetip, karın ağrısını azaltabilen etkili doğal desteklerdir.

Yavaş olun!

Haberin Devamı

Eskilerin bir deyişi vardı: ”Arkandan atlı mı kovalıyor?” Hızla, telaşla üstelik de hakkını vermeden iş yapana söylenirdi. Hızlı yemek yiyen de ne yediğinin tadına varır, ne de sağlıkla sindirir. Sonuç olarak ne gözü doyar ne de bedeni. O nedenle:
- Çatalınıza daha ufak lokmalar alın.
- Lokmalar arasında çatal ve bıçağınızı bırakın.
- Yemeğe ara verin ve su yudumlayın.
- Yemek süresince sohbet edin.
- Lezzete ve görünüme önem verin.
- Yemeğe düşük kalorili ve hacimli yiyeceklerle başlayın: Yağsız sebze çorbaları ve salatalar doğru seçimlerdir.
- Başkalarıyla yemek yerken en yavaş yiyen kişiyi kendinize rakip seçin ve öğünü bitiren en son kişi siz olmaya çalışın.
- Karşınızda ayna varmış gibi kendinizi izleyin. Yavaş, hoş, ölçülü, dikkatli, abartısız yemek yiyen biri olun.
- Ayakta yemeyin, mutlaka oturun.
- Yemek yerken başka bir şeyle (okumak, televizyon izlemek) uğraşmayın.
- Çalışırken yemek yemeyin. Çalışma masanızda da yemeyin.

Haberin Devamı

Dr. Evren ALTINEL

Ceviz, fındık ve bademi unutmayın

Eğer aşırı miktarda tüketip işin tadını kaçırmazsanız bu üç yağlı tohum bedeninize kazandırabileceğiniz mücevher besinlerin en önemlileri arasında yer alır. Biz her hastamıza haftanın 4-5 günü 25-30 gram ceviz, fındık veya badem tüketmesini tavsiye ediyoruz. Bunun nedeni her üçünün de ciddi birer mineral, vitamin, elektrolit, posa ve bitkisel sterol deposu olması. Bu besinlerde bitkisel kaynaklı Omega-3 yağ asitlerinden Alfa Linolenik Asit (ALA) boldur.
Ayrıca, üçü de posa ve bitkisel sterollerden zengin olduklarından kolesterol düzeyini azaltmaktadır. Üçü de antioksidan polifenollerden zengindir.
Bizim önerimiz bunların üçünü de dengeleyerek tüketmeye çalışmanızdır.

Haberin Devamı

Diyetisyen Nilüfer BAYRAM

NE YAPMALI?

Doktorunuz günün birinde sizde de böyle bir sorun olduğunu, karın ağrıları, gaz, şişkinlik, kabızlık, kramp yakınmalarınızın sinirsel kolitten kaynaklandığını söylerse her şeyden önce stresten uzak bir yaşam tarzı oluşturmaya çalışın. Gazlı içeceklerin, süt ve süt ürünlerinin şikayetlerinizi artırabileceğini aklınızda tutun. En doğrusu soruna yol açan besinleri dikkatle izleyerek, beslenme tarzınızdan o besinleri uzaklaştırmanız. Düzenli aralıklarla ve az miktarda yemeye çalışın. Gaz yapıcı olduğu bilinen gıdalardan (mercimek, fasulye gibi) baharatlı ve aşırı yağlı, soslu yiyeceklerden uzak durun. Tedavide ilaçlardan da yararlanmak mümkün. Gerektiğinde doktorunuz bir reçete önerecektir ama ben iki doğal tedaviden mutlaka yararlanmanızı tavsiye ediyorum: Probiyotik destekler ve nane yağı kapsülleri.

Yazarın Tüm Yazıları