Sindirim sisteminize kulak verin

Dikkatli davranmaz, önümüze gelen her şeyi homini gırtlak yiyip içersek mide-bağırsak sistemimiz zamanla bizden şikâyetçi olmaya başlar.

Haberin Devamı

Çoğumuz hazımsızlık sorunları yaşadığımız için yeme içmemize dikkat eder, bize neyin dokunacağını az çok biliriz. Biliriz ki birimize iyi gelen portakal ya da domates suyu, öbürünün midesini kaynatabilir, Ayşe Teyze’nin hazmımı kolaylaştırıyor diye bol bol yediği yoğurt, Fatma Teyze’de şiddetli gaz sancısı yapabilir. Sindirim sistemimizden gelen sinyalleri dikkatle izlemeli, bize nelerin iyi geldiğini ve hangi besinlerin hazımsızlıkla ilgili tatsız belirtilere yol açtığını anlamaya çalışmalıyız. Bize neyin ya da nelerin dokunduğunu bilebilirsek doktora, ilaca, tahlile gerek kalmadan çoğu sorunu kendimiz de çözebiliriz.
Bazı besinlerin hazım sistemimizin işlevlerini kolaylaştırdığını biliyoruz. Örneğin kimyon sindirim sistemini rahatlatıyor, midede ülser ya da gastrit yapabilen helikobakterilerin sayısını azaltıyor. Ayrıca zengin demir içeriği nedeniyle de faydalı bir baharat. Sebze çorbalarına, kuru baklagil yemeklerine, köftelere, pırasa, lahana, ıspanak gibi kış sebzeleriyle yapılan yemeklere bir parça kimyon eklerseniz sindirim sisteminizin bundan hoşlanacağı kesin.
Nane de bu grup besinlerden. Ferah kokulu ve keyifli bir baharat olması yanında, kalınbağırsaklardaki düz kasları gevşetip hazım sistemine rahatlık veriyor. Zaten bu nedenle de yüzlerce yıldır mide bulantısı, hazımsızlık, şişkinlik, gaz, kısacası gastrit, kolit benzeri sorunu olanların vazgeçemeyeceği baharatlardan biri. Naneyi salatalarınıza ekleyebilirsiniz. İçme sularınıza da taze nane yaprakları eklemenizi, bol buzlu serin ayranınızı taze ya da kurutulmuş naneyle daha keyifli hale getirmenizi de tavsiye ederim. Nane, çorbalarınız, sulu yemekleriniz ve et yemeklerinize de yakışacak bir baharat. Biz Yaşasın Hayat kliniğinde gaz şikâyeti olanlara gece ara öğünü olarak yağı azaltılmış probiyotik yoğurt yemelerini tavsiye ederken üzerine birazcık da kuru nane eklemelerini söylemeyi ihmal etmeyiz.
Zencefile gelince...… Bilinen en eski mide ve bağırsak dostu bitkilerden biri sayılan zencefili taze ya da toz şeklinde kurutulmuş olarak tüketebilirsiniz. Taze zencefili çorbalarınıza, salata ve sulu yemeklerinize hem mükemmel bir baharat, hem de güçlü bir doğal ilaç gibi eklemenizi tavsiye ederim. Zencefili taze ya da toz halde çay şeklinde içmeniz de mümkün.
Son yıllarda en gözde hazım sistemi desteği bitkilerden biri haline gelen zerdeçalın sadece hazmı kolaylaştırmakla kalmadığı, kalınbağırsağı kanserden korumada da işe yaradığını gösteren çok sayıda bulgu var. Dahası bu baharatın bağışıklığı güçlendirdiğini, farklı pek çok kansere karşı önleyici fayda sağladığını, bunama ve Alzheimer’in ilerlemesini yavaşlattığını da biliyoruz. Zaten bu nedenle de beslenme tavsiyesinde bulunduğum dostlarıma zerdeçaldan daha çok faydalanmalarının bir yolunu bulmalarını tavsiye ediyorum. Bana göre bunun en kolay yolu da bir kâse yoğurda ekleyeceğiniz bir çay kaşığı dolusu taze hazırlanmış toz zerdeçal... Etkinliğini daha da arttırmak istiyorsanız bu karışıma bir çay kaşığı taze çekilmiş keten tohumu, bir çay kaşığı taze çekilmiş üzüm çekirdeği ve bir çay kaşığı da zencefil eklemenizde fayda var.

Haberin Devamı

Probiyotik güç takviyesi

Haberin Devamı

Sindirim dostu yiyecek içecek listesine mutlaka eklenmesi gereken besinlerden biri de kefir olmalı diye düşünüyorum. Kefir yoğun probiyotik içeriği nedeniyle bağırsaklardaki faydalı bakterilerin miktarını arttırdığı için yüzlerce yıldır bizde de ‘hazım dostu bir besin’ olarak biliniyor. Ev yapımı kefiri tercih etmenizde fayda var ama hazır satılan kaliteli kefirlere de güvenebilirsiniz. Kefir sürekli, yani her gün tüketilebilecek olan son derece faydalı bir besin. Listenize doğal yoğurdu eklemeyi de unutmayın. Eğer imkân olursa yoğurdunuzu probiyotik bakterilerden zengin hale getirmeye bakın. Eğer hazır yoğurt satın alıyorsanız mümkün olduğu kadar probiyotiklerden zengin olanları tercih edin. Eğer laktoz inteloransınız varsa ya yoğurttan uzak durmalı ya da laktozsuz bir yoğurt bulmalısınız.

DİKKAT

Haberin Devamı

Paketli gıdalarda tuz fazla

Hazır paketlenmiş besinlerde tuz oranı doğal besinlerden yüksek. Bunun nedeni, besinlerin bozulmalarını önlemeye ve içinde bakterilerin üremesi için gereken nemi azaltarak besin ömrünü uzatmaya çalışılması. Tuz sadece besinlerin içindeki suları dışarıda tutarak onların bozulmalarını önlemez, kendisi de doğrudan bazı bakterileri öldürebilen antibakteriyal bir kimyasal. Günümüzde besinlerin bozulmasını önlemek için onları tuzlamaktan daha farklı yeni ve modern yöntemler kullanılıyor. Pastörizasyon, dondurma, ışınlama veya kimyasal koruyucularla koruma bunlardan bazıları. Bununla birlikte tuzun yiyeceklerde bazı istenmeyen tatları kapatıcı, kuruluğu azaltıcı, yoğunluğu arttırıcı ve lezzet verici özellikleriyle hala kullanıldığını da hatırlatalım. Özellikle hazır çorbaların, cipslerin, konserve ve turşuların çok ciddi tuz kaynakları olabileceği aklınızda tutun.

Yazarın Tüm Yazıları