Geçen yaz, selülitli ünlüler Türkiye’de magazin basınının en önemli malzemesiydi.
Bu yaz ne selülit konuşuluyor ne de selülit şampiyonu yıldızlarımız plajlarda boy gösteriyor. Selülit sorununun bu yaz neden hızlı bir şekilde görünmezler arasına girdiğini bilmiyoruz ama "selülit"i bu pazarın konusu yaptık. Eğer selülitiniz varsa bunun her şeyden önce genetik mirasınızdan ve güçlü hormonal yapılanmanızdan kaynaklandığını unutmayın. Erken ve doğru çözümlere odaklanın. Uykusuz kalmayın. Tembel olmayın, fazla tuz kullanmayın. Fazla kilolarınız varsa verin ve tekrar kilo almayın, fırsat buldukça yürüyün ve yüzün. Bütün bunlara rağmen başarılı olamazsanız aşağıdaki önerilerin işinize yarayacağından kuşku duymayın.
HORMONAL YAPI ÇOK ÖNEMLİ
Selülitin oluşmasının birçok sebebi var ama bunların en önemlisi hormonal faktörler. Hormonal faktörlerin geri planında ise aslında genetik miras yatıyor. Yani annenizde selülit varsa sizde de olma olasılığı yükseliyor. Hormonal faktörler erkeklerde selülit sorununun neden daha az görüldüğünü de açıklıyor. Çünkü selülit oluşumunda esas faktör östrojen hormonu gibi görünüyor. Yani bir nevi "östrojen fazlalığı" ya da "östrojen olan hassasiyeti" size selülit olarak geri dönebiliyor.
Diğer taraftan kadınların daha az kaslı olması, dokularının erkeklere göre daha esnek olması, erkeklerden daha az aktivite yapmaları, vücutlarının daha çok su tutmaya eğilimli olması gibi faktörler de onları selülit bakımından şanssız bir kategoriye sokuyor.
Eğer selülit sorununuz varsa ve çok erken bir dönemde fark edip buna bir önlem alabiliyorsanız işiniz kolaylaşıyor. Bununla birlikte selülitin sürekli ilerleyen bir durum olduğunu da bilmeniz gerek. Bu sorunu yalnızca kozmetik bir problem gibi görmeyip tıbbi bir problem kabul etmeniz halinde işiniz iyice kolaylaşıyor.
BUNLAR DA FAYDALI
Eğer selülite giden yolları azaltmak için besin desteklerinden faydalanmayı düşünüyorsanız size yeşil çay, üzüm çekirdeği, nar özleri, lesitin, omega-3 yağları, glikozamin içeren destekleri öncelikle tavsiye ederim. Bu desteklerden daha doğru faydalanmak istiyorsanız bir dermatologla görüşebilirsiniz. C ve E vitaminlerinin de selülitle mücadelede güçlü yardımlar sağlayabildiğini biliyoruz.
TEMEL ÖNLEMLERİ UNUTMAYIN
Selülitle mücadele her şeyden önce doğru beslenmekten geçiyor. Bunun için tuzu, yağı azaltılmış, kalorisi dengelenmiş, antioksidanlarla güçlendirilmiş, temel yağ asitleri yani omega-3 yağları ve omega-6 yağlarıyla zenginleştirilmiş bir beslenme planı yapmak, yumurta, ıspanak, karnabahar, elma gibi lesitinden zengin yiyeceklere ağırlık vermek gerekiyor.
Aktif bir yaşam sürmenin de selülite karşı etkili olduğu biliniyor. Bilhassa yürüyüş, yüzme gibi aerobik egzersizlerin her biri birer selülit savaşçısı gibi etki gösteriyor. Ama ağır egzersizlerin, özellikle de ağır anaerobik egzersizlerin selüliti hızlandırabileceği de biliniyor. Bunun nedeni ağır egzersizlerin yoğun serbest radikal üretimine yol açması. Serbest radikal saldırıları selülite giden süreci hızlandırıyor.
DOKULARINIZI DESTEKLEYİN
Selülitle mücadelede bağ dokusuna da birazcık yardımcı olmak gerekiyor. Bunun için cilde yapılan masajlar, ovmalar, aktif veya aletli egzersizler örneğin, lokal masaj yapan LPG, vellashape gibi uygulamalardan da faydalanmak mümkün. Diğer taraftan cilde daha fazla hiyalüronik asit oluşturmak için ağız yoluyla glikozamin kullanmakta işe yarayabiliyor. Çünkü glikozamin destekleri cildin bağ dokusundaki glikozaminoglükanların (GAG) özellikle hiyalüronik asidin üretimini arttırıyor. Bu da dokularınızın daha iyi su çekmesini daha gergin nemli olmasını, doku içi dolaşımın iyileşmesini sağlıyor.
HÜCRELERİNİZE YARDIM EDİN
Yani bu sorunda da her şey hücrelere hasar vermemeye onları güçlendirmeye ve ufak tefek problemlerini tamirde yardımcı olmaya dayanıyor. Bu nedenle selülitle mücadele de yeterli miktarda antioksidan kazanmak da çok önemli. Bol bol sebze meyve yiyen ve sabahtan akşama kadar tarlada çalışan köy kadınlarında ya da sporcularda selülitin az görülmesi belki de yoğun antioksidan kazanımı + aktif yaşam tarzı sayesinde bu sürecin kendiliğinden işlemesiyle ilişkili. Hücre onarımına yardımcı olmak için omega-3 yağları yanında CLA’dan, karnitinden de faydalanmak yararlı olabiliyor. Antioksidan desteklerden de yararlanmak tavsiye ediliyor.
KREMLER ETKİLİ Mİ
Dışardan cilde tatbik edilen selülit kremlerinin ne yazık ki çoğu iyi çalışmıyor. Yani önemli bir kısmı ciddi bir yarar sağlamıyor. "Consumer Health" kaynakları dikkate alınırsa kaliteli ürünlerin bile yüzde 85’i beklenen yararı göstermiyor. Dışardan kullanılan selülit ürünlerinde bulunan en etkili maddelerin hyalüronik asit, metiliksantinler ve kafein olduğu belirtiliyor. Avika ve aleo vera, papatya özlerinin de yardımcı olabileceği düşünülüyor. Alfalipoik asit, gamalinolenik asit, centella asiatica, bakır peptitleri, eskulin, ginkoglobagoji meyvesi özleri içeren ürünlerinde faydalı olabileceğini düşündüren gözlemler var.