Sarımsaklasak da mı yesek?

Sarımsak deyip geçmeyin, kokusu azıcık ağır diye onu lütfen hor görmeyin. Daha da önemlisi bu mükemmel lezzeti mutfağınızdan hiç ama hiç eksik etmeyin. Çünkü beslenme uzmanları da, biz beslenmeye gönül vermiş doktorlar da onun ne kadar önemli bir doğal sağlık destekçisi olduğunu çok iyi biliyor, sizin de bilmenizi istiyoruz.

Haberin Devamı

Sarımsak sadece bir lezzet öğesi değil, aynı zamanda bir doğal eczane gibidir. İçindeki olağanüstü doğal kimyasallar sayesinde tansiyonu düşürür, trigliserid ve kolesterolü dengeler, kan şekerinizi makul hudutlar içinde tutmanıza yardım eder.
Bitmedi, sarımsağın başka marifetleri de var. Yüzyıllardır mikroplara karşı ne kadar güçlü bir savunma bariyeri oluşturduğu da iyi bilinir ve belki de bu nedenle halk arasında ona “Rus antibiyotiği” adı verilir.
Diğer taraftan kansere karşı da güçlü bir bağışıklık sağlar.
Peki, bu mükemmel doğal destekten en doğru faydalanma yolu hangisidir? Onu pişirip de mi çiğ mi yiyelim? Ezip dövüp hırpalayıp mı, yoksa bütün mü yutalım?
Yağ veya alkol içinde bekleterek mi (Ukraynalılar böyle yapıyor) kurutulmuş özütünü çiğneyerek mi ya da eczanede satılan kapsül ya da tabletlerini yutarak mı ondan istifade edelim?
Uzmanlar diyor ki: Sarımsağı mümkün olduğu kadar doğal haliyle, pişirmeden, taze taze yiyin. Yemeklerinize değil, salatalarınıza, cacığınıza ezilmiş halini sık sık ilave edin.
Gerçi biraz ağır bir koku yayılacak etrafınıza ama ehh onu da idare edin.
Eczanelerde satılan güvenilir markaların üretip pazarladığı sarımsak özütü kapsülünden ve/veya sarımsak yağından da istifade edebilirsiniz.
Kısacası sarımsaklamak, yani sarımsaklayarak yemek sadece iyi değil, hem de çok iyi bir fikir. İsterseniz sarımsağı biraz daha allayıp pullayalım, çünkü sarımsağın kokusunun keskinliği kadar daha birçok güçlü yanları var.
Mesela içindeki allisin müthiş bir madde. Özellikle sarımsak ezildiğinde ortaya çıkan bu sülfür bileşiği.
Ayrıca bir antibiyotik gibi çalışıp mikropları öldürüyor, bir kemoterapi ajanı gibi adeta kansersavar görevi yapıyor. Çok güçlü bir antioksidan, mükemmel bir bağışıklık desteği.
Vitamin ve mineral içeriği de yüksek bir besin olan sarımsak potasyum/sodyum dengesi sayesinde böbreklerin temizlenmesine katkıda bulunuyor.
B6 vitamini sinir sistemine yarar sağlıyor. İçerdiği früktozan adlı madde bir “idrar söktürücü” gibi etki ediyor. Sarımsak aynı zamanda çok da iyi bir prebiyotik, yani probiyotik denilen yararlı bakterilerin enerji kaynağı. Bu özelliğini içerdiği inülin adlı maddeye borçlu.
Bütün bu marifetleri onu yemeklere, salata ve soslara bol bol eklemeniz için çok geçerli nedenler...
Ne iyi ki, geleneksel yemeklerimizin çoğu sarımsağa bolca yer veren tariflerden oluşuyor.
Ayrıca sarımsağın tansiyon ayarını kolaylaştırdığı tezi de genel sağlık önerileri arasında kabul görüyor. Ama yüksek tansiyon gibi önemli bir sorunu sarımsağa havale etmemekte ve gerekiyorsa doktor tavsiyesi ile ilaç kullanmakta fayda var. Umarım hala “sarımsaklasak da mı yesek?” sorusuna yanıt aramıyorsunuzdur. Hepinize afiyet olsun.

Haberin Devamı

BİR SORU
CLA zayıflatır mı?

Konjüge Linoleik Asit (CLA), en çok kırmızı et ve peynir çeşitlerinde bulunan bir tür yağ asididir. Bazı kanserleri (kalın bağırsak, mide, göğüs, cilt ve prostat kanserleri) önlemede, kilo kaybını sağlamada ve daha birçok metabolik süreçte yararlı olduğuna dair araştırma sonuçları var.
CLA’nın şimdiye kadar belirlenen bazı yararları şunlar:
- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Metabolizmayı hızlandırır. Metabolizma hızını etkileyen kaslarımızdır. Uzmanlara göre, CLA sayesinde kas kitlesinin artıp güçlenmesi ile daha çok yağ yakımı ve daha kolay kilo kaybı sağlanır.
- Vücut yağının azalmasını sağlar. Bazı çalışma sonuçlarına göre CLA desteği yağların kullanılmasını sağlayıp depolanmalarını önleyerek vücut yağını azaltmaya yardımcı oluyor.
- Kan basıncı ayarına destek olur. Bir klinik araştırma sonuçları, CLA’nın, ramipril ile birlikte alındığında kan basıncının düşmesine katkıda bulunduğu yönündedir.
- Osteoporozdan korunmaya destek olur. Özellikle menopoz döneminden sonra oluşan kemik mineral yoğunluğundaki azalmayı CLA desteğinin geciktirebileceği ileri sürülmektedir.
DYT. MÜGE BAŞER

Haberin Devamı


ANNELER DİKKAT
Şimdi okul zamanı!

Yaz tatili, bayram tatiline karıştı. Okulsuz günler uzadıkça uzadı. Çocukların bu durumdan pek de şikâyetleri yoktu doğrusu.
Oyun, eğlence, gezme ve dinlence sürüp gidiyordu ne güzel! Oysa okul başlayınca kapalı mekânlarda, hareketsiz geçen saatler çoğalacağı gibi ağır bir ders yükü de bastıracak. Bütün yazı kıpır kıpır geçiren, dondurma da yiyen, gazoz da içen, buna karşılık bisiklete binen, yüzen, top oynayan çocuklarımız giderek yağlanmaya ve kilo almaya başlayacaklar. Bunun önüne geçmek için sağlık profesyonellerinin ve okulların yapabileceği birçok katkı, öneri ve uyarı var elbette. Ama en büyük pay ailelere düşüyor. Kendi ayakları üzerinde durabilen, kararlar alıp uygulayabilen bir birey olmanın farkındalığını yaşamaya başlayan okul çağı çocuklarıi tüm yaşamlarını etkileyecek pek çok alışkanlığı bu dönemde edinirler.
Bu dönemde dengeli, nitelikli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite konusunda yeterli eğitimi alırlarsa sağlıklı kalma konusunda geleceğe iyi bir yatırım yapmış olurlar.
Önemli bir nokta da şu: Çocuklarımız okul yaşamı ile birlikte açık alanlardan 30-40 kişinin birlikte soluk alıp verdiği kapalı alanlara geçecekler.
Okul koridorlarında koşup oynarken, sınıfta ders dinlerken aksıran arkadaşlarının oraya taşıdıkları mikroplarla baş başa kalacaklar.
İşte bu nedenle hemen daha bugünden başlayarak onların bağışıklıklarını daha da güçlendirebilmek için de beslenmelerine özel bir dikkat göstermelisiniz.
Tabiî ki vitaminler, Omega-3 destekleri, probiyotik takviyeler işe yarar. Ama unutmayalım ki bağışıklığın temel belirleyicisi de yine beslenmedir.
Yaşasın Hayat Kliniği diyetisyenlerinden Nilüfer Bayram, donanımlı bir beslenme uzmanı olmanın yanı sıra deneyimli bir anne olarak bugün gözlemlerini paylaşıp önerilerini aktaracak.

Haberin Devamı

BİR GÖZLEM
Çocuklar için atıştırmalık örnekleri

Geçen sene ilkokul birinci sınıfa başlayan oğlumun öğle teneffüsünde neler yediğini gözlemlemek için birkaç kez okuluna gittim. Tüm çocukların self servis tabağındaki yemeklerden üç, beş kaşık alıp ekmek sepetine hücum ettiklerini fark ettim.
Evdeki yardımcının söylediğine göre oğlum, okuldan eve döndüğünde “Çok açım! Atıştırmalık ne var?” diyerek kapıdan giriyormuş.
Hep beraber sofraya oturacağımız akşam yemeğine kadar açlığını yatıştıracak dengeli ve sağlıklı bir ikindi mönüsü planlayıp buzdolabına astım.
Evdeki yardımcı hanımı bilgilendirerek aşağıdaki listeden her gün birini vermesini söyledim.
Listem şöyleydi:
- Tam buğday ekmeğine tost
- Süt + kahvaltılık gevrek
- Ev yapımı kurabiye + süt
- Badem, ceviz, fındık + meyve
Okuldan aç bir şekilde eve gelen çocuğunuza bu noktada sağlıklı seçenekler sunarak kış döneminde fazladan alınan kilolardan koruyabilirsiniz.
DYT. NİLÜFER BAYRAM

Haberin Devamı



AKLINIZDA BULUNSUN

Okul çocuğu beslenmesinde 10 emir E
Çocuklarınızı sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin önemi konusunda bilgilendirirken aşağıdaki önerileri uygulamasına yardımcı olabilirsiniz.
Yediği yiyeceklerin çeşitli olmasını sağlayın. Tabağında en az üç farklı çeşit yiyecek (eti, yoğurdu ve sebzesi) bulunmasına çalışın.
Sebze ve meyve yeme alışkanlığının gelişmesini ertelemeyin.
Televizyon veya bilgisayar başında çok vakit geçiyorsa günün belli zamanlarında mutlaka bir aktivite (yürümek, bisiklete binmek, top oynamak, yüzmek gibi) yapması için yönlendirin.
Güne kahvaltıyla başlamanın faydalarını anlatırken siz de mutlaka onunla birlikte kahvaltı yapın.
İçecekler konusunda sağlıklı seçimler yapmasına yardımcı olun. Unutmayın, evde tüketilen içecekler, alışkanlığın gelişmesinde önemli rol oynar.
Bir öğünde tek bir yiyeceği aşırı miktarda yemesine engel olun.
Sağlıklı yiyeceklerin faydalarını öğretirken bunları yazıp buzdolabınıza da asın.
Sağlıklı beslenmeyi ve aktif olmayı arkadaşlarıyla oynadığı bir oyun gibi eğlenceli hale getirin.
Zararlı olduğunu söylediğiniz yiyeceklerin “neden zararlı” olduğunu sormasını sağlayın ve mutlaka bilgilendirin.
Acıktığı zaman paketli yiyecekler (bisküvi, çikolata, dondurma, gofret, kolalı içecekler) yerine meyve, süt, yoğurt, evde yapılmış kek, kurabiye yemesini önerin ve ona seçme şansı tanıyın.
DYT. NİLÜFER BAYRAM

Yazarın Tüm Yazıları