Paylaş
O şarkıda olduğu gibi “Baharı bekleyen kumrular gibiyiz!”, “Ellerimiz havada, gözlerimiz yolda!” aşıyı bekliyoruz. Peki aşı gelince, aşılamalar bitince salgın da bitecek mi? Ahmet Hakan’ın coşkuyla dile getirdiği gibi hepimiz bir anda “Yaşasın, bu iş bitti” deyip maskelerimizi havaya fırlatabilecek miyiz? Üzülerek söyleyeyim ne bu salgın bu baharda bitecek, ne de maskeler baharda havaya fırlatılıp önümüzdeki yaza maskesiz girilecek. Peki o zaman bu aşı telaşının sebebi ne? Sebep net ve açık: Salgının kontrolünü sadece umutla beklediğimiz o aşılar başarabilecek. Anlatmak istediğim şey şu: Beklentilerimizi abartmayalım. “Aşı geldi, iş bitti” yanılgısına düşmeyelim. Bilelim ki aşılama programları her şey yolunda gittiği takdirde tabii ki hastalığı kontrol altına almış olacak. Ama yine bilelim ki pandeminin üstüne kalınca bir çarpı çizmek yıllar süren aşılama programlarıyla ancak başarılır. Özeti şudur: Aşı bilimi bize bir aşının herhangi bir bulaşıcı hastalığı tamamen kontrol altına almasının yıllarca sürebileceğini söylüyor. Evet, aşı bir umut. Evet, aşı bu salgını bahar aylarında bir parça kontrol altına alabilir. Ama unutmayalım ki aşılara rağmen bu iş ilkbahara bitmez, sonbahara bile neticeleneceği bence hâlâ kuşkulu. İşte bu nedenle bir süre daha “maske-mesafe-temizlik” üçlüsü hep gündemimizde olacak.
GEÇMİŞ OLSUN
MEHMET HOCA İYİLEŞİYOR
BANA göre bu salgının en önemli isimlerinden biridir Prof. Dr. Mehmet Ceyhan. Bizim ve benim için Türkiye’nin Dr. Anthony Fauci’sidir. Biliyorsunuz, yeni ABD Başkanı Biden, Trump’ın kovduğu Beyaz Saray Sağlık Danışmanı Dr. Anthony Fauci’yi yeniden aynı göreve getirdi. Başkan Biden “Neden yeniden Dr. Fauci’yi atadınız?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Bana duymak istediklerimi değil, gerçekleri anlatan ve gerçek çözümler üreten bilim insanları lazım.”
Mehmet Hoca da baştan beri doğruları söyledi. Söyledikçe de hepimizin gözdesi haline geldi. 40 yıllık dostum, kardeşim sevgili Mehmet benim de bu salgında bir numaralı danışma noktam, akıl hocam oldu. Dileğim şudur: Mehmet çabuk iyileş, sana çok ihtiyacımız var.
KISA BİLGİ
EVDEN ÇALIŞANLAR İÇİN MUTLULUK REHBERİ
İŞ yaşamı sadece çalışmanın değil sosyalleşmenin de önemli araçlarından biri. Evden çalışmak ise hem yol açtığı sosyal izolasyon hem de hareketsizlik ve diğer dezavantajları nedeniyle sağlık sorunlarına yol açmasa da ciddi bir MUTSUZLUK TETİKÇİSİ. bbc.com’da yapılan bir habere göre, evden çalışanlar, işe gidip gelenlere oranla daha fazla stres altındalar, daha çok kaygı, depresyon eğilimindeler. Kısacası mutsuzlar. Peki, çare ne? Etkili önlemler neler olabilir? İşte yanıtları...
VARAN 1: EVİNİZİ IŞIKLA DOLDURUN: Güneş ışığı ve temiz hava akıl sağlığını destekliyor. Özellikle doğal ışık algılarımızı olumlu yönde değiştiriyor, mutluluğu destekliyor. Bitmedi, gündüz kazanılan güneş ışığı gece uykuyu da destekleyip düzenliyor.
VARAN 2: GÜRÜLTÜYÜ ENGELLEYİN: Gürültünün en büyük stres üreticilerinden biri olduğu kesin. Gürültüden özellikle kaç ya da savaş refleksini uyardığı için kaçınmak şart. Eğer evinizde fazla gürültüye maruz kalıyorsanız, kulak tıkaçları ve benzeri çözümler arayın. Kısacası gürültüyü sınırlayın.
VARAN 3: ORTAMI DERLİ TOPLU TUTUN: Araştırmalara bakılırsa dağınıklık -dağınık bir ortam- böbrek üstü bezlerinden stres hormonu kortizolün daha fazla salgılanmasına yol açabiliyor. Kortizol seviyesindeki artma ise ruhsal gerginliğe, kaygı ve depresyona, baş ağrısı ve uyku bozukluğuna zemin hazırlıyor. Çözüm basit: Evden çalışırken de ortam temiz, pak ve düzenli olacak.
VARAN 4: AYAKTA KAL HUZURLU KAL: Egzersiz eksikliği evden çalışmanın en önemli dezavantajlarından biri. Aktif yaşamın sınırlanması sadece pandemi kilolarının nedeni de değil. Hareketsizlik, ruhsal enerjinin kaybına da yol açıyor, “ruhsal obeziteyi” de tetikliyor. Bu nedenle daha az stres daha çok huzur için evden çalışırken de evde yapılabilir egzersizler geliştirmek vazgeçilmez bir ayrıntı haline geliyor. Aklınızda olsun egzersiz yapmak için evden çıkma düşüncesi bile stresinizi azaltabiliyor.
VARAN 5: YEŞİLLENİN: Doğa ile temas zihinsel sağlığın vazgeçilmezlerinden biri. Tansiyonu dengeliyor, stresi kaygıyı törpülüyor. Dikkat, hafıza ve uykuyu da iyileştiriyor. Doğayı ve doğal nesneleri seyretmek beyne dinlenme imkânı veriyor. Bu nedenle evden çalışırken de doğa ile temas fırsatları yaratmaya, yaşadığınız ortamda daha çok bitki ve doğa resimleri bulundurmaya gayret edin.
VARAN 6: SOSYALLEŞİN: Evden çalışanların ihmal etmemeleri gereken ayrıntılardan biri de “sosyal temas” faktörü. Çoğumuz farkına varmasak da sosyal ilişkilerimizin büyük bir bölümünü işyerimizde yaşayıp geliştiriyoruz. İşyeri öğle tatillerinde, ortak mekânlarda hatta merdivenler ve asansörlerde bile sohbet etme imkânı buluyoruz. Evden çalışma bu önemli avantajı da neredeyse sıfırlıyor. İşte bu yüzden görüntülü telefonlar, mesajlaşmalar ya da telefon görüşmeleri ile de olsa sosyal teması sürdürmek gerekiyor.
Paylaş