Paylaş
Unutkanlık yaygın sağlık sorunlarından biri haline geldi. Gençlerin de dahil olduğu kalabalık bir kesim unutkanlıktan yakınıyor ama aslında yakındığımız şeyin unutkanlık mı yoksa dalgınlık, hatırlayamama, dikkat eksikliği veya konsantrasyon güçlüğü mü olduğu unutkanlığın kendisinden çok daha önemli.
Her şeyden önce unutkanlık dendi mi aklımıza hemen ‘bunama’ gelmemeli, normal yaşamımızda da ufak tefek unutkanlıkların olabileceğini kabul etmeliyiz. Beynimizin en önemli işlevlerinden birinin gördüklerimizi, duyduklarımızı ve öğrendiklerimizi daha sonra hatırlamak üzere kaydetmek olduğu doğru ama burada ‘bilgiyi kaydetmek’ noktasına özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Çünkü bir bilginin belleğimizde kalıcı hale gelebilmesi, sonradan yeniden hatırlanıp kullanılabilmesi için hafızanıza kazınması, yani kalıcı bir şekilde ‘depolanması’ gerekmektedir.
KÖFTEYİ HATIRLADINIZ MI
Basit gibi görünen bellek oluşturma süreçleri aslında son derece karmaşıktır. Karmaşıklığı anlamanıza şu örnek sanırım yetecektir: Diyelim ki ıstanbul’dan ya da Ankara’dan Bodrum’a doğru yola çıktınız. Yolda uğradığınız bir lokantada muhteşem bir köfte yediniz. Ertesi yıl aynı yolculuğa çıktığınızda sizi o lokantaya çağıran geçen yılki muhteşem köfteyi mutlaka hatırlayacaksınız. Hatırlayacaksınız ama bu hatırlama işleminin gerektirdiği bilgilerin toplu halde beyninizin sadece bir yerinde depolandığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. O büyük bir keyifle yediğiniz köftenin görüntüsü farklı, tadı farklı, kokusu farklı, hatta pişerken çıkardığı cızırtılara ait bilgiler farklı yerlerde depolanyor. Bu farklı depolanma yerlerine önünde park ettiğiniz o lokantanın görüntüleri, adı ve daha pek çok bilgiyi de ilave edebilirsiniz.
Konsantrasyon güçlüğünün, dikkat eksikliğinin pek çok nedeni olabiliyor. Bunların başında da tabii ki yine stresli yaşam koşulları geliyor. Günlük koşuşturmaların yoğunlaşması, hayat koşullarının zorlaşması, yarışmacı, statüye odaklı hayat tarzı pek çoğumuzun aynı anda birden çok işi yapması gereğini ortaya çıkarıyor. Yani çoğumuz beynini kapasitesinin üzerinde bir ‘çok işlemci’ formatında kullanıyor. Dolayısıyla bazı bilgiler kaydedilmeden uçup gidiyor.
STRES VE DEPRESYON
Dikkat eksikliğinin bir diğer yaygın nedeni de depresyon. Açık ya da gizli depresyon önce ‘konsantre olma’ yeteneğimizi vuruyor. Sonuçta bilgiler kaydedilse bile kısa süre hafızada kalıyor. Pekiştirilmedikleri için de uzun dönemde hafızaya yerleştirilmiyor. Sonuçta, kullanılmak üzere çağırıldığında hatırlanamıyor!
Konsantrasyonumuzu tehdit eden başka problemler de var. Mesela gerginlik ve kaygı durumları... Korku, endişe, telaş, daha da önemlisi şu veya bu nedene bağlı kaygı halleri dikkat eksikliğine, konsantrasyonun dağılmasına neden oluyor. Uykusuzluk da önemli bir faktör.
Bellek sisteminin iyi işleyebilmesi için hücreler arası bağlantıların düzgün yürütülmesi lazım. Eğer yeteri kadar B12 vitamini kazanamıyorsanız vücudunuzdaki B12 rezervleri zamanla azalıyor. Kritik hudutların altına düştüğünde de konsantrasyon ve hatırlama güçlükleri ortaya çıkıyor. Hayvansal besinleri yemeyi reddedenlerin, yani vejetaryenlerin çoğu maalesef sadece bu nedenle bile unutkanlık sorunuyla baş başa kalabiliyor. Belleği sağlayan işlevlerin pek çoğunda rol alan enzimin yapısında demir var. Yeteri kadar demiriniz yoksa bu enzimler çalışamıyor, sistem devre dışı kalabiliyor.
Bilindiği gibi beynin toplam ağırlığının neredeyse beşte birini omega-3 yağları oluşturuyor. Omega-3 yağları rezervi azaldıkça öğrenme, konsantre olma, kaydetme yeteneği bozuluyor, dolayısıyla unutkanlık problemleri başlıyor.
DİKKAT
Cevabınız evetse bir uzmana görünün
Sık sık söyleyeceğiniz şeyleri unutmaya başladığınızı fark ediyorsanız
Yakınlarınızı tanımakta güçlük çekiyor ve bu durum giderek belirginleşiyorsa
Yeni tanıştığınız insanları kısa bir süre sonra unutuyorsanız
Aynı şeyleri sık sık sormaya başladıysanız ya da bu yönde bir uyarı almışsanız
Günlük randevularınızı unutuyorsanız
Çok iyi bildiğiniz bazı adresleri bulmakta zorlanıyorsanız, iyi bildiğiniz yerlerde sık sık kaybolmaya başladıysanız
Sorun çözmede eski başarınızı gösteremiyorsanız
Görme ve işitmeyle ilişkisiz olarak eskiye oranla daha sık trafik, iş ve ev kazaları yapıyorsanız
Paylaş