Sahursuz oruç, sağlıksız oruç

Sahur için besin seçimleri yaparken gün boyu kazanamayacağınız, üstelik kaybedeceğiniz enerjiyi de bedeninize kazandırmayı düşünmelisiniz. Unutmayın! “Sahursuz oruç sağlıksız oruç” anlamına da geliyor. Sahuru ihmal etmek vücudunuzu zorluyor, metabolizmanızı yoruyor.

Haberin Devamı

Ramazanın en önemli noktalarından birinin sahura kalkmak olduğunu düşünüyorum. Sahur, kahvaltının yerine geçerek tüm günün enerjisinin alınmasını sağlayan öğündür.
Sahur için besin seçimleri yaparken gün boyu kazanamayacağınız, üstelik kaybedeceğiniz enerjiyi de bedeninize kazandırmayı düşünmelisiniz. Bunun için (karmaşık/kompleks yani bol lifli) karbonhidratların, yağların ve (özellikle birinci sınıf yani hayvansal kökenli) proteinlerin mönüde dengeli oranlarda bulunması gerekir.

HOŞAFI ABARTMAYIN
Karbonhidrat kaynağı olarak börek-poğaça-kek-bazlama-gözleme ve benzeri “unlu mamuller”i ya da reçel-bal gibi tatlıları veya tas tas hoşafı kısacası glisemik indeksi yüksek karbonhidratları seçerseniz ertesi gün hipoglisemi tuzaklarına düşmeniz kaçınılmazdır.
Ayrıca böyle bir beslenme planı gün boyu sersemlikten bunalmanıza, uyuklamanıza, baş ağrısı ve yorgunlukla baş başa kalmanıza da yol açabilir.
Sonuç olarak sahur sofrasını şekerli içecekler, unlu, tuzlu, tatlı yiyecekler ve kızartmalarla donatmak yanlış bir tutum gibi görünüyor. Sahurda karbonhidrat olarak tam tahılları (kepekli bulgur, buğday dövmesi, tam tahıldan yapılmış ekmek gibi), salatalık-domates-yeşillik üçlemesini, sebzeleri ve az miktarda da meyveyi tercih etmek günü daha enerjik, daha verimli ve daha üretken geçirmenizi sağlayacaktır.
Unutmayın! “Sahursuz oruç sağlıksız oruç” anlamına da geliyor. Sahuru ihmal etmek vücudunuzu zorluyor, metabolizmanızı yoruyor.

Haberin Devamı


BİR UYARI
Ramazanda bağırsaklarınız da dinlensin

Yaz dönemi zaten artan su ihtiyacınız oruç tutarken doruk noktasına ulaşırken suyu tüketebileceğiniz süre de bir hayli kısalıyor. Şişkinlik ve gaz problemleri yaşamamak ve içtiğiniz sudan en yüksek faydayı sağlamak için bazı taktikler uygulamakta fayda var:
* İftarı açtığınızda içtiğiniz suyu 1 küçük bardak ile sınırlayın.
* Yemek yerken çok az su içmeye çalışın, bırakın bağırsaklarınız önce yediklerinizi sindirmeye başlasın.
* Su ihtiyacınızı yemekten yarım saat sonra başlayarak gece boyu ihtiyacınıza göre ama en az 1,5 lt’ye tamamlayın.
* İftar açarken daha çok bir küçük kase çorba veya 1 dilim ekmek yanında 1 dilim peynir ve zeytin tercih edin, arkasından 10-15 dk mola verin.
Bu sayede hem sindirim sisteminizi yormazsınız, hem de ana yemekte hızlı ve tolere edebileceğinizden fazlasını tüketmemiş olursunuz. Akşam namazını kılmak veya asıl sofrayı çorba içtikten sonra kurmak bu süreyi hem verimli hem de zorlanmadan geçirmenizi sağlar.
* Yemekten hemen sonra meyve yemeyin. Şeker ve posası uyuşukluğa düşen bağırsaklarınızı iyice yoracak ve şişkinlikler artacaktır. Eğer hipogliseminiz yok ise sahurda şeker oranı düşük meyveleri tercih edebilirsiniz (nektarin veya şeftali veya kırmızı erik gibi) yemekten 2 saat sonra bir küçük porsiyon meyve tüketebilirsiniz.
* İftar sonrası ortalama yarım saatlik hafif bir yürüyüş yapın. Kilo koruma bir yana bağırsak hareketleriniz artacağından geceyi ve uykuyu daha rahat geçirmenize destek olur.
* Taze naneden faydalanın: İftar sonrası ister sıcak suya ister açık çayınıza nane yaprakları atın. Nanenin sindirim sisteminizi rahatlattığını göreceksiniz.
* Posayı ihmal etmeyin fakat özellikle kronik şişkinlik ve gaz sorunu yaşıyorsanız iftarda çiğ gıda tüketiminizi sınırlayın.
UZ. DYT. DENİZ YEMİŞÇİ

Yazarın Tüm Yazıları