Paylaş
Selülit problemi hiç bitmeyecek!
Selülit tartışmaları bize özgü değildir. Yaz geldi mi, her ülkede -özellikle de denizi, plajı olan ülkelerde- gündeme giriverir. İstatistiklere bakılırsa en az her iki kadından birinde -hatta üç kadından ikisinde- selülit var.
Pek çok kadın, özellikle yaşları otuzları geçtikten sonra, hele bir de ardı ardına gelen doğumlar da söz konusu ise (ve bu süreçleri kilo alıp vermeler, hareketsizlik, un-şeker-tuzdan zengin beslenme gibi yanlışlıklar ile desteklemişse) selülitle kardeş gibidir. Birden çok nedeni var selülitin. Hormonal dengesizlikler, ergenlik süreçleri, hamilelikler, menopoz, sigara-alkol kullanımı, yanlış beslenme ve daha pek çok şey selülit sorununu besleyip büyütür.
Modern tıp problemin çözümünün ne olduğunu henüz tam olarak saptamış değil. Fazla kiloları vermek, düzenli egzersiz çalışmaları, dışarıdan uygulanan bazı masajlar, kremler, ağızdan alınan bazı takviyeler, teknolojik bazı girişimler -teknokozmetik uygulamalar- denenebiliyor. Verebileceğim iyi haber şimdilik şu: Selülit problemine hormonal aktivitesi yüksek olan kadınlarda daha sık rastlanıyor. Bunun diğer bir anlamı da selülitli hanımların cinsel yönden daha aktif olduklarıdır!
Kısa bir not daha: Ben selülit konusunun bizde biraz fazla abartıldığını, özellikle kadınların bu konuda gereksizce üzülüp telaşlandırıldığını, boş yere canlarının sıkıldığını düşünenlerdenim.
Güneş kremlerini nasıl kullanalım?
Klasikleşmiş yaz muhabbetlerimizden biri de güneş kremleri ve bunların nasıl kullanılacağıdır. Kimi “bu kremlerin faydadan çok zararları var” derken, kimi “krem sürmeden sakın güneşe çıkmayın”da ısrar eder. Güneş kremlerinin işe yarayıp yaramadıkları konusu bu yaz da tartışılmaya devam edecek. Şu noktanın önemi ise kesin olarak anlaşıldı: Çoğumuz bunları bilinçsizce kullanıyoruz. Dahası bu kremler nedeniyle hepimiz “D vitamini fakiri” haline geliyoruz. Bu kremlerin bizi cilt kanserlerinden koruyup korumadıkları kesin değil ama bizi D vitaminsiz bıraktıklarından hiç kuşkumuz kalmadı!
D vitamininden fakir cilt ve beden daha kolay hastalanıyor. Çünkü D vitamini bağışıklığı güçlendirmeden kanserleri önlemeye kadar pek çok alanda işimize yarayan önemli bir madde.
Benim bu konudaki önerilerim şunlar: Bu kremleri kullanmadan 25-30 dakika süreyle “kremsiz” güneşlenmeyi unutmayın. Kısa bir süre kremsiz güneşlenin ki cildiniz vücudunuzun ihtiyaç duyduğu D vitaminini rahatça üretebilsin. Kremleri kullanırken pinti davranmayın! Az miktarda kullandığınız o kremin size hiçbir faydası olmaz. Her denize girişten ve her duştan sonra kremi yeniden sürmekte fayda var. Daha az kimyasal içerdikleri için bebek kremleri daha güvenli gibi görünüyor.
Göbek eriten mucize formüller, asla bulunmayacak!
Fazla kilolu olmanın her türlüsü kötüdür ama göbek bölgesinde biriken yağlar bu sorunun en tehlikelisi olarak kabul ediliyor. Eğer bacaklarınız ve kalçanız incecik ve göbek bölgenizde yağ biriktiriyorsanız, bir başka deyişle “ters üçgen” şeklinde kilo alıyorsanız durumunuz hem kozmetik, hem de tıbbi yönden daha ciddi demektir. Her yaz mutlaka göbek kiloları da gündeme gelir, göbek eriten formüller merakla okunup izlenir. Bilimsel anlamda göbek eriten bir formül yoktur ama etkili olduğu bilinen şu iki yöntemi denemenizde fayda var bence: Beslenme planınızdan un ve şekerli gıdaları, tatlı meyveleri, meyve sularını, her türlü şekerli yiyeceği ve içeceği, alkolü çıkarın ve her gün ortalama 45 dakika yürüyüş yapın.
Paylaş