Saç dökülmesinin sebebi yanlış diyet

Saç dökülmesinin sadece bir estetik problem olduğunu düşünüyor-sanız, yanılıyorsunuz. Saç kaybı öncelikle erkeklerin problemidir diyorsanız, daha da yanlış bir noktadasınız. Saç dökülmesi, estetik bir sorun olduğu kadar, sağlığınızdaki herhangi bir bozulmanın ilk belirtisi de olabilir.

KELLİĞİN de, saç dökülmesini de erkekleri daha çok meşgul ettiği doğrudur. Ama kadınların da saç kaybı sorunu yaşadığı bilinmektedir. Çevrenize dikkatle bir göz attığınızda pek çok yakınınızın saç dökülmesi problemiyle baş etmeye çalıştığını göreceksiniz.

Günde 50-100 kadar saç telinin dökülmesi normaldir. Saçlardaki dökülme, genetik etkenlerden ve yaşlanmadan kaynaklanmıyorsa, sağlığınızla ilgili bir sorunun işaretçisi olabilir. Özellikle başınızın belirli bölümlerinde inatçı ve fazlaca saç dökülmeleri varsa, mutlaka bir uzman hekimle görüşmelisiniz. Hamilelik süresince ve doğum sonrasında saç kaybı artmaktadır. Menopoz dönemi saç dökülmesini hızlandırabilir. Bu fizyolojik dönemler dışında, birdenbire ve aşırı miktardaki saç dökülmeleri hipofiz bezi yetersizliğinden (hipopituitarizm), tiroid bezi tembelliğinden (hipotiroidi), böbrek üstü bezi hastalıklarından (Cushing ve Addison hastalıkları) ve daha pek çok hormonal sorundan kaynaklanabilir. Ayrıca doğum kontrol haplarının, vücut geliştirici anabolizan bazı ilaçların, bir kısım tansiyon düşürücü ürünlerin de saç dökülmesine neden olabileceği bilinmektedir. Radyoterapi ve kemoterapi gibi kanser tedavisinde kullanılan yöntemler de yoğun saç dökülmesine neden olurlar.

DİKKAT! ÇİNKO EKSİK

Selenyum ve çinko eksikliği ile A vitamini yetersizliği gibi vitamin-mineral noksanlıklarında saç dökülmesi hızlanabilir. Beklenmeyen yoğun ruhsal travmalar, aşırı stres ve yorgunluk da saç kaybınızı hızlandıracaktır. Özellikle kadınlarda kontrolsüz kilo kayıpları saç dökülmesinin başlıca sebebidir. Vitamin ve mineral fakiri, kısa sürede çok fazla kilo kaybını hedefleyen, aşırı yağ kısıtlamasına dayanan çok düşük kalorili diyetler gereğinden fazla uzatıldığında saç dökülmeleri sık görülmektedir. Kullandığınız bazı saç bakım ürünlerinin de saçlarınız için tehdit oluşturabileceğini unutmamalısınız.

Stresten arındırılmış, hafifletilmiş-detokslanmış bir yaşam tarzına dönmelisiniz. Bu amaçla çevresel toksinlerden uzaklaşmalı, aşırı ve uzun süreli güneş ışığının, hava kirliliğinin ve fazla klorlu suların vereceği zararlardan saçlarınızı korumalısınız. Dengeli beslenme ve tam bir bedensel-ruhsal sağlık, sağlıklı saçlar için her şeydir. Vitamin ve mineralden zengin bir beslenme tarzı oluşturmalısınız. Eğer selenyum ve çinko gibi mineral desteklerinden yararlanmayı düşünüyorsanız bir uzmanla işbirliği yapmanız yararlıdır. Antioksidanların, B grubu vitaminlerin, biyotinin ve Omega-3 desteklerinin yararlı olabileceği belirtilmektedir. Evening Primrose Oil gibi inflamasyon-yangı azaltıcı Omega-6 temel yağ asitleri desteği de yararlı olabilir. Bütün bu destekler için doktorunuzla işbirliği yapmalısınız. Minoksidil ve kortizon ihtiva eden ürünleri ise sadece bir dermatoloji uzmanının tavsiyesi ve gözetiminde kullanmalısınız.

JEL ZARARLI

Saç dökülmesini azaltmak için kaliteli saç bakım ürünlerinden de yararlanabilirsiniz. İyi bir şampuanla düzenli saç bakımı yararlı olacaktır. Saçları hırpalayan boya, röfle, jel gibi uygulamalardan uzak durmanız önerilmektedir. Bu uygulamaların aşırı kullanımı halinde fazla sıcak ve yoğun kimyasal tahribat saçlarınızı yıpratacaktır.


80’lerde sağlıklı seks yapmak elinizde


Cinsel güçsüzlük sorunu pek çok erkeğin yüzyüze gelmekten korktuğu en önemli sağlık problemidir. Ne yazık ki, bu sorun süratle yaygınlaşmakta ve daha erken yaşlara doğru kaymaya eğilim göstermektedir. Özellikle aşırı gürültülü, hızlı, kirli ve stresli şehir yaşamı, erkek iktidarsızlığındaki bu yaygınlaşmanın en önemli etkenidir. Yanlış beslenmeye bağlı kilo fazlalığı ve kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, stres, ağır bedensel ve ruhsal yorgunluk, aşırı hiddet ve sinirlilik, yoğun iş yükü şehir yaşamındaki başlıca cinsel toksinlerdir. Yaşlanmanın, cinsel güçte azalmaya yol açan faktörlerin en önemsizi olduğunu unutmamalısınız. Teorik olarak siz yaşlandıkça cinsel gücünüzün azalması için ciddi bir neden de yoktur. Yaşı 80'lere ulaşmış pek çok erkek, haftada birkaç kez cinsel ilişki kurabilmekte, cinsel yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmektedir. Bu erkeklerin yaptığı tek şey başkalarına göre, kendilerine daha iyi bakmalarıdır. İşte size bazı öneriler:

Kullandığınız ilaçları dikkatle inceleyin: Bazı ilaçlar, özellikle yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve depresyon tedavisinde kullanılanlardan bazıları iktidarsızlık yapabilmektedir.

Beslenmenize özen gösterin: Tükettiğiniz besinlerdeki kolesterol ve doymuş yağ miktarını azaltın. Daha az kalori tüketin, sebze ve meyve yiyin.

Kilo verin: Cinsel güçsüzlük ile ilgili pek çok hastalıkta, özellikle şeker hastalığında hipertansiyon ve damar sertliğinde kilo fazlalığı ve şişmanlık en önemli faktördür.

Düzenli egzersiz yapın: Düzenli egzersiz alışkanlığı sizi seksüel güç azalmasının en önemli faktörleri olan yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve damar sertliğinden koruyacak, damarlarınızı hep genç tutacaktır.

Stresten uzak durun: Depresyonun ve depresyon tedavisinde kullanılan pek çok ilacın cinsel yaşamı baskıladığı bilinmektedir.

Alkol ve sigaradan uzaklaşın: Alkol de sigara da cinsel sağlığın en etkin toksinleridir.

Düzenli seks yapın: İktidarsız olmamanın yolu düzenli seksten geçer.
Yazarın Tüm Yazıları