Paylaş
Pilates son yılların gözde egzersizlerinden biri. “Egzersize gönül vermiş” biri olarak bu en çok da beni mutlu ediyor. Mutlu olduğum bir başka gelişme de şu: Son zamanlarda sadece kadınlar değil erkekler de pilatese yöneldiler. Peki, “pilates kilo kontrolünde de işe yarar mı?” İşte o sorunun cevabı biraz karışık!
Sadece pilates yaparak sağlıklı bir kilo aralığında kalmak maalesef zor. Kilo vermek ve sağlıklı kilo aralığında kalabilmek için kardiyovasküler çalışmalar yapmanız, aerobik aktivitelerde bulunmanız -mesela yürümeniz, bisiklete binmeniz, yüzmeniz- gerekir ve ne yazık ki pilates yeteri kadar kardiyovasküler/aerobik bir katkı sağlamaz.
Pilates çalışmaları daha çok “kasları geliştirmek, kemiklere destek olmak, tendon ve eklemlere esneklik sağlamak, genel olarak fit ve formda biri olmak” açısından önemlidir.
Bunları yazdım diye sakın pilatesten vazgeçmeye kalmayın. Pilates yapmaya lütfen devam edin. Sadece fazla kilolarınızdan kurtulmak gibi bir hedefiniz varsa eğer sorunu yalnızca pilates yaparak çözebileceğinizi düşünmeyin hepsi bu.
Tekrar ediyorum, “etkin bir kilo kontrolü” için “aerobik aktivitelerden faydalanmak” zorundasınız.
Tavsiyem şudur: Haftada 4-5 gün ortalama 40-45 dakika tempolu yürüyün, iki gününüzü de pilatese ayırın. Sihirli formül şu yani: 5 gün yürüme, 2 gün pilates!
Egzersiz kilo aldırır mı
Spor salonlarına devam eden, hatta vaktinin önemli bir bölümünü spor salonlarında geçirenlerin çoğu maalesef kilo problemlerini çözmede yeterince başarılı olamazlar. Hatta bazıları egzersize yüklendikçe bırakın kilo vermeyi, kilo bile alırlar.
Bunun bir değil, birkaç sebebi var: Birincisi, egzersiz yapanların çoğunun beslenme düzenlerini bozmaları, farkına varmadan bazı hataları ısrarla yapmalarıdır.
Örneğin çoğu, “nasıl olsa egzersiz yapıyorum, istediğim kadar yiyebilirim” diye düşünür ve egzersizle harcadığının kat be kat fazlasını bedenine kalori olarak yükler. Nasıl olsa egzersiz yapıyorum diye düşünüp reçele, bala, pizzaya, pilava yüklenen ve bu nedenle kilo alan çok sayıda kişi ile karşılaştım.
İkinci yanlışsa “yanlış zamanda yapılan ve yanlış planlanan” egzersiz çalışmalarıdır.
Örneğin sabah kahvaltısını atlayıp ya da hafif geçiştirip saat 10’da yoğun bir egzersiz çalışmasına giriştiğinizde maalesef öğlene fil gibi aç girer, önünüze geleni siler süpürürsünüz.
Daha da kötüsü kan şekeriniz düştüğü için daha çok ekmek, daha çok nişastalı besin (makarna, pilav), daha çok şekerli yiyecek içecek tüketirsiniz.
Özeti şu: Egzersize başlamaya karar vermişseniz süreci nasıl
bir beslenme sistemi ile
kombine edeceğinizi de öğrenmeniz lazım.
Yaşlılar da egzersiz yapmalı mı
Egzersizin yaşı olmaz. Çocuk, yetişkin, yaşlı fark etmez. Herkesin egzersiz yapması lazım.
Şunu unutmak da olmaz: Her yaşın egzersizi farklıdır ama yine de her yaşa uyan bir egzersiz de var: Yürümek.
Doğru yaklaşım şu olmalı: Biyolojik yaşı genç tutmanın da, yaşlılık sonucu gelişebilecek önemli bazı problemlerin önüne geçmenin de, ileri yaşlarda bile formda ve fit kalabilmenin de yolu sağlıklı beslenmeden çok -beslenmek tabiî ki önemli ama- egzersizden geçiyor.
Yaşlanma sürecinde göstereceğiniz egzersiz gayretleri sizi kalp damar hastalıklarından, bellek sorunlarından, felçten, denge problemlerinden, kemik erimelerinden, artritten ve kilo fazlalıklarından koruyabiliyor.
Kısacası yaşlılıkta da durmak yok yürümeye devam.
Ne yediğiniz kadar nasıl yediğiniz de önemli
Eğer yiyip içtiklerinizden bedeniniz kadar ruhunuzun da faydalanmasını istiyorsanız...
Reflüden, gastritten, gazdan, şişkinlikten uzak yaşamayı arzuluyorsanız...
Yemeklerden sonra uyuklamaktan hoşlanmıyorsanız sadece ne yediğinize değil, nasıl yediğinize de dikkat edin.
Bunun anlamı şu: Beslenmeyi ayaküstü geçiştirilen bir iş halinden çıkarın. Ayakta değil, oturarak yiyin. Rahat ve keyifli bir ortamda yemeye özen gösterin. Sofraları ve ortamı özel bir keyfe dönüştürmeye gayret edin. Çiğnemenin sırrını ise sakın unutmayın.
Ağzınızdaki her lokmayı uzun uzun, lokma sıvı hale gelene iyice ezilene, hatta içindeki moleküller damağınızı çatlatana kadar dikkatle ve yavaş yavaş çiğneyin.
İdeal çiğneme rakamlarını merak ediyorsanız onu da söyleyeyim:
Her lokma en az 30 ama genelde ortalama 40 kez çiğnenmeli.
Bu tavsiyeyi benim de hakkıyla yaptığım söylenemez ama doğrusu budur. Ayrıca yerken küçük lokmalar almalısınız.
Son bir hatırlatma daha: Stresli ve sinirliyken lütfen masaya oturmayın.
Zeytinyağı zayıflatır mı
Hiçbir yağ zayıflatmaz, zeytinyağı da kilo vermenize yardımcı olmaz. Bitkisel ve hayvansal yağların hepsinin bir gramı 9 kalori enerji içeriyor.
Eğer ihtiyaçtan fazla yenirse zeytinyağı, ayçiçeği yağı veya tereyağı fark etmiyor, her yağ kilo aldırıyor. Bununla beraber zeytinyağının diğer yağlardan daha sağlıklı olduğunu da unutmamak, hakkını vermek gerekiyor. Eğer zeytin bitkisiyle zayıflamayı düşünüyorsanız yapraklarından üretilmiş çaydan faydalanmayı ya da zeytin yaprağını kaynatarak yararlanmayı düşünebilirsiniz.
Zeytinin yaprağında bulunan bazı maddelerin kilo vermeyi desteklediğini gösteren işaretler var.
En etkili yağ eriticiler neler
Karın bölgesi yağlarını azaltmada en güçlü besin yoğurt, en etkili egzersiz ise her gün yapılan 30-35 dakikalık sıkı yürüyüşlerdir.
Sert, ritmik ve dakikada ortalama 120 adımın altına düşmeyen etkili yürüyüş planları karın yağlarından kurtulmayı kolaylaştırıyor.
Mekik çekmenin de yararlı olabileceği belirtiliyor. Eğer yürüyüş planı ile günde ortalama 300-500 kalorilik bir kayıp sağlayabilirseniz bu yağların bir hayli azalabileceğinden kuşkunuz olmasın.
Karın bölgesinde biriken yağları azaltan bir ilaç veya besin desteği ise henüz bulunamadı. CLA ile kalçalarınız, karnitin veya krom ile göbeğinizdeki yağların eriyeceğini söyleyenlere sakın inanmayın.
Omega-3’lerin 15 yararı!
Beyni geliştiriyor.
Görmeyi güçlendiriyor.
Felç riskini düşürüyor.
Kalp krizini engelliyor.
Ritim bozukluklarını azaltıyor.
Belleği destekliyor.
Kilo verdiriyor.
Depresyonu önlüyor.
Eklemleri yağlıyor.
Kansere karşı güçlendiriyor.
Kan basıncını dengeliyor.
Trigliseridi azaltıyor.
İyi kolesterolü yükseltiyor.
Kanı inceltiyor.
Bağışıklığa iyi geliyor.
Paylaş