Oruç ilk günlerde ne yapar?

Oruç bedene de ruha da iyi geliyor ama ortaya çıkabilecek bazı sağlık sorunları da yok değil!

Bunları bilmediğiniz ya da ciddiye almadığınızda çok daha ciddi bazı problemlerle karşılaşmanız mümkün olabiliyor. Bu nedenle hangileri önemli ya da değil bilmekte fayda var.

BAŞ AĞRISI İLK HAFTADA DAHA SIK?

Baş ağrısı daha çok ilk günlerde görülen bir şikâyet. Temel nedeni açlığa bağlı hipoglisemi yani kan şekerinin düşmesi. Eğer migren hastasıysanız orucun ilk günlerinde migren ataklarının sıklaşabileceği de aklınızda olsun. Baş ağrısının başka nedenleri de var. Sigara içiyorsanız sigaradan, kafein tutkunuysanız kahve ve çaydan uzak kalmanız ve susuzluğunuzda baş ağrılarına yol açabiliyor.

KAZALARA DİKKAT!

Uzun süre aç kalmanın yol açtığı halsizlik, yorgunluk, çarpıntı, baş dönmesi, takatsizlik gibi şikâyetlerin nedeni hipoglisemidir. Ne iyi ki hipoglisemik reaksiyonlar vücudun kompanse edici mekanizmalarının devreye girmesi ile kısa bir süre sonra azalmaya başlıyor. Özellikle onuncu günden sonra bu reaksiyonlar neredeyse tamamen ortadan kalkıyor. ılk günlerde ortaya çıkan hipoglisemi halinin aşırı sinirlilik, çabuk öfkelenme, dikkat dağınıklığı gibi nedenlere yol açabileceği de aklınızda olsun. Özellikle dikkat dağınıklığının trafik ve iş kazaları olasılığını arttıracağı hatta ev kazalarını sıklaştırabileceğini de bir kenara not edin.

KABIZLIK SÜRPRİZ DEĞİL!

Oruç ilk günlerde hazımsızlık ve benzeri yakınmalara da yol açabiliyor. Reflü hikâyesi olanlarda reflü atakları uyuyan bir ülseri olanlarda ülser ağrıları yeniden başlayabiliyor. Ne iyi ki sindirim sistemi duruma intibak ediyor, rahatlıyor, eski düzeni yeniden kuruluyor. Oruçlu olduğunuz dönemde ortaya çıkan sorunlardan biri de kabızlık. Eğer böyle bir sorun yaşarsanız iftar ya da sahur mönülerinizde kuru kayısı ya da incir gibi besinlere mutlaka yer verin. Posadan zengin yiyecekleri (sebzeler, bakliyat, tam tahıllar) arttırın.
Yeteri kadar su tüketilmediği için oruç tutanlarda böbrek fonksiyonları yavaşlamakta, böbreğin temizleme-süzme işlevleri belli bir değişim sürecine girmektedir. Eğer sağlam bir böbreğiniz varsa bu durum pek sorun yaratmaz. Ama eğer bilinen ya da farkına varmadığınız bir böbrek yetmezliği probleminiz söz konusuysa sorun çıkarabilir.

UYKU DÜZENİ BOZULABİLİR...

Orucun uyku düzeninin de bazı aksamalara yol açması mümkün olabiliyor. Sabaha karşı sahura kalkıp sonra kolayca uykuya dalıvermek herkes için pek kolay değil. Bu da ertesi günün halsiz, yorgun, bitkin, sinirli, gergin geçmesine sebep olabiliyor. Uyku sorununa olan adaptasyonunda birinci haftadan sonra başlayacağı belirtiliyor.
Tabii ki oruç tutmak hele hele böyle bir sıcak, nemli, bir yaz döneminde aç ve susuz uzun süre kalabilmek pek kolay değil. Ama şunu açık ve net olarak söyleyebilirim; eğer, ciddi önemli bir sağlık sorununuz yoksa oruç fiziksel ve ruhsal anlamda sağlığınızı güçlendirecektir, bundan hiç kuşkunuz olmasın.

Oruç ve yüksek tansiyon

Tansiyon yüksekliği (hipertansiyon), yaşamı tehdit edebilecek hastalıkların (kalp krizi, kalp yetmezliği, beyin kanaması gibi) birinci basamağı olarak değerlendirebileceğimiz çok önemli bir sağlık sorunudur. Yüksek tansiyon nedeniyle tedavi gören kişilerin aklına, ramazana girerken oruç tutup tutamayacakları, tutabileceklerse ilaçlarının yeniden düzenlenmesi ile ilgili sorular gelir. Bunların yanıtını düzenli olarak gittikleri doktor ile yapacakları görüşmede alabilirler. Eğer, oruç tutabileceklerine karar verilirse doktorları onların ilaç dozlarını ve saatlerini yeniden ayarlamalıdır.
Genel olarak, uzun zamandır yüksek tansiyon tedavisi gören, aralıklı ölçümlerde tansiyonu doktoru tarafından belirlenen alt ve üst sınırlar içerisinde kalan kişilerin oruç tutması herhangi bir sağlık sorunu oluşturmaz. Ancak, gün boyunca bir şey yiyip içemeyeceklerinden ilaçlarının saatleri kayıp kan ilaç düzeyinde sapmalar olabilir.
Uzun açlık saatlerinde vücutta ilacın aktif maddesinin emilimi azalabilir, kan basıncı tehlikeli düzeylere çıkabilir ya da tam tersine, belirli koruyucu ve taşıyıcı maddelerle kaplı ilaçlar oruca bağlı gıda yokluğunda daha hızlı emilip daha fazla etki göstererek kan basıncının düşmesine neden olabilir. Bu nedenle, ramazan boyunca belirli aralıklarla tansiyon kontrolü elden bırakmamalı.

Yüksek tansiyonu olanlar oruç tutarken ne yapmalı?

Yüksek tansiyon hastalarının ramazana özel şu önerilere kulak vermelerinde yarar var.
* Oruç açarken tüketilen iftariyeliklerin, örneğin peynirin ve zeytinin tuzsuz olanı tercih edilmelidir.
* İftar sofralarında sıklıkla yer alan turşu ve benzeri salamura edilmiş gıdaların tüketilmemesi uygundur.
* Hazır, kutu ya da şişelenmiş ayranların yüksek oranda tuz içerdiği unutulmamalıdır.
* Kavurma, pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünlerinin tuz içeriği yüksek olduğundan bu besinlerin hepsinin birden ya da çok miktarda tüketmesi sakıncalıdır. Mümkünse hiç tüketilmemelidir.
* Yeşil yapraklı salata ve sebzelerin tansiyonu düşürmede yararlı olduğu unutulmamalı, iftar sofralarında mutlaka bulunmalı ve bolca yenmelidir.
* Potasyum içeriği yüksek olan besinlerin (kurutulmuş meyve ve sebzeler, kavun ve kayısı gibi meyveler, ıspanak, maydanoz gibi koyu yeşil yapraklı bitkiler, kuru baklagiller) tansiyonun düzenlenmesine yardımcı olduğu bilinerek sıkça tüketilmelidir.
* Kuruyemişler yüksek tuz içeriği nedeni ile tercih edilmemelidir.
* Günlük beslenmesinde ekmeği tuzsuz tüketmesi gereken bireylerin, pidenin içerisinde tuz bulunduğunu bilmesi ve ona göre tüketmesi gerekir.
* Çaya, kahveye düşkün olanlarda, oruçluyken bu içeceklerin tüketilmemesi koruyucu bir durumdur. Ancak, iftardan sonra yoğunlaşan çay ve kahve içimi hem idrar söktürücü etkileri nedeni ile hem de kafein alımının dönemsel artışı yüzünden tansiyon üzerinde olumsuz etkiler yapabilir.
* Ramazan sofralarına özgü olarak hazırlanan veya satın alınan tatlı, pasta, kek, kurabiye türü ürünlerin içerisinde bulunan kabartma tozunun tansiyonu etkileyeceği bilinmelidir.
* Gün boyu susuz kalan vücudun sıvı gereksinimi iftardan sahura kadar geçen sürede özenle ve dikkatle karşılanmalıdır. DR. EVREN ALTINEL
Yazarın Tüm Yazıları