Organik yiyecek ve içeceklere ilgi artıyor. Birçok insan organik yiyecek ve içeceklere yöneliyor.
Özellikle genç anneler bu konuda çok dikkatliler. Haklılar! Beslenmenin sağlığa etkisinin ne kadar önemli olduğunu fark edenler, yola sağlıklı beslenmeyi öğrenmekle çıktılar. Daha sonra da yiyip içtiklerinin besin değerini ve muhtemel zararlarını da sorgulamaya başladılar. Organik beslenme işte bu noktada önem kazandı. Çünkü organik besinler size yalnızca diğerlerinden daha çok vitamin, mineral, antioksidan kazandırmıyor. Aynı zamanda sizi hastalıklardan korunmanız için de destekliyor. Bu besinlerde sağlığa zararlı antibiyotikler, böcek öldürücüler, hormonlar ve diğer kimyasalların hiçbiri bulunmuyor.
Özellikle kanser hastalarının artması organik beslenmeye ilgiyi artırıyor. Kanser hastalığı ile ilgilenen uzmanlar sağlıklı besinler yiyip içenlerde kanserin en az üçte bir oranında azaltılabileceğini belirtiyor. Yiyip içtiğiniz besinlerde vitamin, mineral ve antioksidan miktarı yüksekse vücudunuz kansere karşı direnç kazanıyor.
Özellikle, Selenyum, C, E vitamini, Beta karoten ve flavonoid polifenollerden zengin besinler kanser gelişimini önleyebiliyor. Kanser direncini yükseltiyor. Organik besinler diğer ürünlerden daha çok C vitamini, E vitamini, B vitamini ihtiva ediyor. Organik olarak üretilmiş herhangi bir ürün organik olmayan benzerinden neredeyse yüzde 20-30 daha fazla demir, Magnezyum, C vitamini ihtiva ediyor.
Uzmanlar bu soruya "kendi olanaklarıyla gelişip büyüyen doğadaki mikrop, mantar ve kanserojenlerle kendi imkanlarıyla mücadele etmeye gayret eden bitkilerin bu amaçla daha çok antioksidan ürettiklerini daha çok antimikrobik, antimantar madde yaptıklarını" belirtiyorlar. Bu yiyecekleri tüketenlerde bu maddelerin miktarı artıyor. Bu doğal maddeler bitkilerde ne yarar sağlıyorsa, insanlarda da benzer faydalar temin ediyor.
Eğer yiyip içtiklerinizin sağlığınıza sadece fayda sağlamasını yani zarar vermemesini istiyorsanız ve onlardan daha çok sağlık yararı almayı umuyorsanız organik beslenmeye gayret edin.
Ekonomik olanaklarınız ve zamanınız mümkün olduğu oranda daha çok organik besin kullanın. Aldığınız organik ürünlerin üzerinde yasal yazan ve onaylı "organik sertifika" sını ısrarla arayın.
7 günlük uzun yaşam diyeti: Altıncı gün
Bir bardak su
Kahvaltı
1 adet ceviz, lor peyniri, 1 adet domates
1 tatlı kaşığı reçel
1 dilim çavdar ekmeği
1/2 greyfurt
Çay (daha iyi seçenek yeşil çay)
Ara Öğün
1/2 bardak az yağlı (ya da yağsız) yoğurt
1 ölçü meyve suyu 2 ölçü soda
Öğle Yemeği
180 gr. balık ızgara (2 dilim palamut veya 1 pasta tabağı kadar hamsi veya 1 büyük
dilim somon)
Göbek marul limonlu
1 dilim yağlı tohumlu tam buğday ekmeği
1 bardak limonata
Ara Öğün
1 bardak taze meyve suyu
30 gr. (15 adet fındık)
Akşam Yemeği
Tavuk ızgara
Haşlanmış sebze zeytinyağı ve limonla tatlandırılmış
1/2 bardak yağsız yoğurt ve 1 salata ile hazırlanmış cacık
1 dilim çavdar ekmeği
Ara Öğün
1 top kaymaklı dondurma, 1 bardak su
Yorgunluk şiddeti nasıl ölçülüyor
Subjektif bir yakınma olan yorgunluğu değerlendirmek ve şiddetini ölçmek için değişik soru formları geliştirilmiştir. Tüm dünyada da bu testler kullanılmaktadır. İçlerinde en yaygın olarak kullanılan, uygulanması da kolay olan ölçek "Yorgunluk Şiddet Ölçeği"dir (Lauren B.Krupp tarafından tanımlanmıştır). Bu testi siz de kendi kendinize uygulayabilirsiniz.
1- Yorgun olduğumda motivasyonum azalır.
2- Egzersiz beni yoruyor.
3- Kolay yorulurum.
4- Yorgunluk fiziksel fonksiyonumu etkiler.
5- Yorgunluk benim için sık sık problemlere neden olur.
6- Yorgunluğum fiziksel fonksiyonumu sürdürmemi engeller.
7- Yorgunluk belirli görev ve sorumluluklarımı yerine getirmeyi etkiler.
8- Yorgunluk, beni yetersiz bırakan en önemli üç şikayetten birisidir.
9- Yorgunluk, iş, aile ya da sosyal yaşantımı etkiler.
Test sırasında her soruyu hasta 1’den 7’e kadar derecelendirecek şekilde sorarlar. Burada 1’in karşılığı "kesinlikle katılmıyorum" iken, 7’nin karşılığı ise "kesinlikle katılıyorum" anlamındadır. Yanıtlar için seçenekler: 1=kesinlikle katılmıyorum, 2=katılmıyorum, 3=katılmama eğilimindeyim, 4=kararsızım, 5=katılma eğilimindeyim, 6=katılıyorum, 7=kesinlikle katılıyorum
Her bir soruya eşdeğer görülen rakamlar verildikten sonra, bu rakamların toplamı eğer 36 ve üzerinde ise; ciddi bir yorgunluğun söz konusu olduğu sonucuna varılır.
Kilo kaybı durunca
Kilo vermeye başladıktan bir süre sonra, önce kilo kaybınızın yavaşladığını, bir süre sonra da tümüyle durduğunu fark ederseniz sakın şaşırmayın! Araştırmalar, kilo kaybını yavaşlatan sistemlerin bazı insanlarda daha erken devreye girdiğini gösteriyor. Bu kişilerde tiroid fonksiyonları yavaşlamaya, metabolizma hızı düşmeye başlıyor. Böyle bir durumda karşılaştığınızda yapacağınız en doğru şeylerden biri aktivite düzeyinizi yükseltmektir. Aktivitenizi çeşitlendirmenizin de yararlı olabileceğini hatırlatalım. Bu basit önlemin yetmediğini görürseniz bir diyet uzmanı ile görüşmeniz, beslenme planınızda değişiklik yapmanız gerekiyor demektir.
Metabolizmanız sizin özeliniz
Metabolizma kilo alıp verme üzerinde etkili, fakat ne kadar? Metabolizmanın yavaş çalışması nasıl anlaşır? Bu nedenle kilo alınır mı?
Metabolizma, vücudun temel fonksiyonlarını devam ettirebilmek amacıyla harcadığı enerji miktarıdır. Metabolizma hızı vücut bileşimlerinin kişiden kişiye değişen oranlarına bağlı olarak farklılık gösterir. Bu bileşimler, vücuttaki kas ve yağ dokularının birbirlerine oranıdır. Kaslar, vücutta yağlardan daha fazla kalori harcanmasını sağlayan yapılardır. Alınan ve harcanan enerji arasındaki fark kilo kaybını sağlayan temel unsurdur. Bazal metabolizma hızı da alınan enerjinin yakılmasında yüzde 60 oranında etkilidir. Kilo vermekte zorlanan bireylerde yavaş çalışan metabolizma tek başına bir sebep değildir. Vücudun enerji tüketimini arttıran önemli faktörlerden biri de yüzde 30 oranında fiziksel aktivitedir. Fiziksel aktivitenin bu yüzde 30’luk katkısı küçümsenemez. Yavaş çalışan metabolizma hızına sahipseniz yiyecek veya içeceklerle hızlandırma yöntemleri yerine 30 dakikalık yürüyüşleri alışkanlık haline getirmek kalıcı ve akıllı bir çözümdür. Unutmayın! Artan vücut yağı metabolizmanızı biraz daha yavaşlatacaktır. Yağların altında sıkışan kasların aktivasyonu azaldıkça metabolizmanız da yavaşlayacaktır. Ve bu kısır döngü içinde "şişmanların metabolizması yavaştır" yargısı iyice yerleşecektir. Metabolizma hızı üzerinde genetik faktörlerin etkisi olurken siz bunu çevresel faktörlerle (yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, yüzmek) desteklemenin faydasını artık biliyorsunuz. Haydi yürüyüşe...
Diyet saç dökülmesine sebep olur mu
Diyet yapıyorum. Saçlarım dökülmeye başladı. Besin desteği olarak ne önerirsiniz?
Saç dökülmesi diyetten sonraya ortaya çıkan bir sorun ise ve bunun dışında halsizlik, yorgunluk gibi şikayetleriniz arttı ise sağlıksız ve size uygun olmayan bir programı uygulamaya çalışıyorsunuz demektir. Çok düşük kalorili diyetlerle hızlı kilo kaybının yanı sıra sağlık problemleri de sıklıkla ortaya çıkabilir. Sağlığınızı tehlikeye atmayın. Uygulayacağınız beslenme programını bir diyetisyenden alın. İlk önce bir vücut analizi yaptırın ve sağlık probleminizin olup olmadığınız hekiminizle kesinleştirin. Ayda 2 ile 4 kilo arasında kilo vermeye çalışın. Diyetinizde bütün besin maddelerinin yer almasına özen gösterin. Çeşitlilik ve değişikliklerden korkmayın. Tek besine dayalı diyet listelerini çöpe atın! Saç dökülmesi diyet yapmadan önce başlamış ve diyet ile artmış olabilir. Bu sebeple bir dermatologdan da yardım istemelisiniz.