Paylaş
Bu terimi, ortopedistler “omuz hareketlerinin kısıtlandığı, omuz kapsülünün sertleşip daraldığı” durumlarda kullanıyor.
Her eklemin marifeti farklıdır ama omuz eklemlerimizin yaptığı işi gerçekleştirebilecek başka bir eklem yok. Dahası bu kadar farklı hareketleri yapabilecek herhangi bir mekanik cihazı geliştirmek de bugüne kadar henüz mümkün olmadı.
İşte bu nedenle omuz eklemlerine çok iyi bakmak, sorun çıktığında mümkün olduğu kadar hızlı çözümler aramak çok ama çok önemli.
Zaten bu nedenle de ortopedi uzmanlarının bir kısmı sadece omuz sorunlarının tedavisi ile ilgililer.
Çözümü uzayan, sürüncemede kalan omuz sorunlarında bu uzmanların fikirlerini almakta fayda var.
Ben aslında konuyu son yıllarda sık görmeye başladığımız bir omuz sorununa getirmek istiyorum:
DONUK OMUZ NEDEN OLUYOR?
Donuk omuz denince aklınıza soğuk hava koşulları nedeniyle karda, buzda kalma sonucu omuzların donması gelmesin, bu terimi ortopedistler “omuz hareketlerinin kısıtlandığı, omuz kapsülünün sertleşip daraldığı” durumlarda kullanıyor.
Omzu çevreleyen kapsül sadece kalınlaşmıyor, şişiyor ve omuz hareketlerini azalttığı gibi özellikle geceleri ağrıya yol açıyor.
Donuk omza yol açan pek çok neden var. Mesela şeker hastalığı bunlardan biri ve belki de en önemlisi. Ayarı bozuk şekerlilerde kan şekeri uzun süre yüksek seyir ettiğinde donuk omuz ortaya çıkabiliyor. Tiroid bezi hastalıkları, bazı akciğer hastalıkları, hatta Parkinson gibi bazı sinir sistemi hastalıklarında da donuk omuzla karşılaşmak mümkün.
BELİRTİLERİ NELER?
Hastalığın en önemli belirtisi omuzdaki ağrı. Ağrı geceleri artıyor, kolun en ufak bir hareketinde bile dayanılmaz hale gelebiliyor.
Ağrı nedeniyle hareketi azalttığınızda ise durum daha da kötüleşiyor, eklem kapsülü iyice sertleşip şişiyor, omuz hareketleri git gide sınırlanıyor, öyle ki bazen ceketinizi giymekte bile zorlanabiliyorsunuz.
Sorunun tedavisini ortopedistler üstlenmiş durumda ama romatolog ve fizik tedavi uzmanlarından yardım almak da mümkün.
Ağrı kesicilerden, bazı özel egzersizlerden, fizik tedaviden, omuz eklemi içine kortizon uygulamalarından yararlanılabiliyor. Cerrahi müdahale genellikle pek sevilen bir yaklaşım değil. Zaten sonuçları da başarılı olmadığı için ortopedistler tarafından pek tercih edilmiyor.
“Omuz ağrısıdır geçer” demeyin, bu tür basit ağrıların arkasından donuk omuz gelebilir, aklınızda olsun.
BİR BİLGİ
Böbrek hastalıklarına yol açan nedenler
Böbrek hastalıkları denince aklınıza yalnızca böbrek taşları gelmesin.
Tıbbı terminolojide “nefritler ve nefrozlar” diye özetlenen bir grup hastalık var ki onlar çok daha önemlidir. Bu hastalıklarda böbreğin kanı temizleyip süzen, iç ortam dengesini sürdüren kandaki elektrolit ayarından kan hücrelerinin yapımına kadar görevler üstlenen yapısı bozuluyor. Süzme sistemindeki arızalar maalesef bir süre sonra böbrek yetmezliği ile sonuçlanıyor.
Böbrekler bir kez yetmezliğe düştü mü tedavi mümkün olamıyor. Neticede hasta ya diyalize bağımlı hale geliyor ya da böbrek nakline ihtiyaç duyuyor.
Organ bağışının sınırlı olması organ naklini neredeyse olanaksız hale getirdiğinden hastalar da mecburen diyalize bağımlı hale geliyor.
Şeker hastaları, hipertansiyonlular arttıkça böbrek hastalarının sayısı da artıyor. Çünkü her iki hastalık da dikkat edilmediğinde böbrekleri çalışamaz hale getiriyor. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları, bazı bağışıklık bozuklukları, bağ dokusu hastalıkları ve damar sertliği de böbrek yetmezliğine yol açabilen sorunlar arsında.
Böbreklerinizin sağlığını en az kalbiniz kadar dikkatle izlemeniz gerekiyor. Bunun için idrar analizi bile yetiyor ama “üre ve kreatinin düzeylerine bakmak” da çoğu zaman yeterli olabiliyor.
Yıllık sağlık kontrollerinde böbreklerinizin de gözden geçirilmesini isteyin.
NOT ALIN
Balık bunamayı geciktirebilir mi?
Balığın, özellikle omega-3’ten zengin olan balıkların zekâyı güçlendirme ve belleği destekleme yanında bilinçsel gerilemeyi geciktirdiğini gösteren bulguların sayısı her gün biraz daha çoğalıyor. Omega-3 yağları ister balıktan, ister başka kaynaklardan kazanılsın bilinçsel gerileme üzerinde son derece ciddi yararlar sağlıyor.
Eğer balık, ceviz, yeşil yapraklı sebzeler, keten tohumu ve diğer omega-3 zengini besinleri daha sık yerseniz, belleğinizin bundan mutlu olacağı aklınızda olsun. İsterseniz birkaç kopya daha vereyim:
Folik asit, B12 vitamini, B6 vitamini de belleğe iyi gelen doğal destekler olarak gösteriliyor.
AKLINIZDA OLSUN
Havuç yiyin
Havuç başta betakaroten olmak üzere bol miktarda vitamin (B1, B2 ve C vitamini), mineral ve bitkisel özler içeriyor. Posa bakımından da çok güçlü. Bu özelliğiyle sindirim sistemini temizliyor, bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlıyor.
Özellikle çiğ havuç yenilince veya suyu düzenli olarak içilince vücudun antioksidan kapasitesi güçleniyor.
Havuç, başta kalın bağırsak, prostat, meme, yemek borusu kanseri olmak üzere birçok kansere karşı koruma sağlıyor. Ayrıca havucun suyu, püresi ve rendesi de tam bir damar dostu. Kolesterol kontrolünü kolaylaştırması, kolesterolün oksidasyonunu engelleyerek damarlara verdiği zararları azaltması yabana atılacak faydalar değil.
Ayrıca kalorisi düşük bir besin. 100 gram havuçta en fazla 20-30 kalori kazanılabiliyor.
Glisemik yükü eskiden sanıldığı gibi yüksek de değil. Bu nedenle kilo kontrolünü de kolaylaştırıyor. Güçlü bir potasyum, magnezyum, folik asit kaynağı olması havuca olan ilgiyi daha da artırıyor.
Geleneksel tıp, havucun antioksidan ve damar sertliği önleyici etkilerinin yanında, rahatlatıcı, cinsel gücü artırıcı, cilt sağlığını destekleyici, unutkanlığı hafifletici faydalarının da olduğunu düşünüyor. Kısacası ister suyunu, püresini, rendesini, ister kendisini yiyip için, havuç son derece sağlıklı bir sebze seçeneği.
Paylaş