Akciğer kanserinin dünyada en sık görüldüğü ülkelerden biriyiz.
Bunun en önemli sebebi sigara içme oranının yüksekliği. Türkiye sigara kullananların oranı bakımından da, sigaraya başlama yaşı yönünden de dünya liderliğine oynayan ülkelerden biri haline geldi! Bu yarışta bizi zorlayan diğer ülkeler eski Sovyet cumhuriyetleri ve bazı uzak doğu ülkeleri.
Akciğer kanseri kanserlerin en tehlikelilerinden. Muhtelif tipleri var ama çoğu zaman tedavide yeteri kadar başarı sağlanamıyor. Özellikle sigara içicilerinde meydana gelen kanserlerin tedavi şansı daha düşük. Sigara, yalnız içicilerde değil, sigara ile kirlenmiş havayı soluyanlarda da kansere yol açıyor. Sigara dışında asbest ve radon gazı ile kirlenmiş havanın solunması da kansere yol açan önemli faktörler arasında sayılıyor. Bu maddelerin hepsi kansere neden olan maddeler (karsinojenler) olarak tanımlanıyor. Bu maddelere ne kadar uzun süre ve yoğun miktarda maruz kalırsanız şansızlığınız o kadar artıyor. Nikel ve kadmium gibi ağır ve toksik metallerin, radyoaktif bileşiklerin de kansere yakalanma olasılığını artırdığını hatırlatalım. Uranyum ile kirlenmiş toprak ve suyun da akciğer kanserine neden olabileceğini bilmekte fayda var.
FARKLI TİPLERİ VAR
Akciğer kanseri bazen başka organlardaki kanserlerin akciğere sıçraması sonucu da oluşabiliyor. Kalınbağırsak, meme, testis, böbrek, prostat, tiroid kanserinde kanserin akciğere sıçraması ihtimalinin daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Akciğer kanserinin 4 ayrı tipi var. Bu tiplerin hepsi tehlikeli ve önemli. Bir kısmı erkeklerde daha sık görülürken (skuamöz hücreleri kanseri) bazıları kadınlarda ve asla sigara içmemiş veya pasif sigara içicisi olarak kalanlarda (adenokarsinom) daha çok görülüyor. Bir kısmı çok hızlı yayılırken bazıları (bronkoalveoler kanser) daha yavaş büyüyor.
BELİRTİLERİ NELER
Akciğer kanserlerinin en önemli belirtisi öksürük ve nefes darlığı gibi basit, bildik, sıradan yani hergün karşılaştığımız şikayetler. Bu şikayetler çoğu zaman sigara kullanımı ile ilişkilendirildiğinden önemsenmiyor, geç kalınıyor. Bu nedenle inatçı öksürüklerin mutlaka araştırılması gerekiyor. Çok önemli bir işaret öksürükle kan çıkması. Bu durumda olanların hiç bekletilmeden detaylı bir tetkikten geçirilmeleri tavsiye ediliyor. Nefes darlığı, hırıltılı solunum, ses kısıklığı da önemli işaretler arasında. Bazı hastalarda tekrarlayan bronşit atakları tek ve ilk işaret olabiliyor. Arka arkaya geçirilen zatürreeler veya kolay iyileşmeyen, tedaviye direnen zatürreeler ve bronşit ataklarında da akciğer kanseri yönünden uyanık olmakta fayda var. Diğer kanserlerde olduğu gibi yorgunluk, iştah ve kilo kaybı, ağrılar, isteksizlik, genel bir bitkinlik hali gibi belirtilerin de kanserle ilişkili olabileceği aklınızda olsun. Eğer bu genel belirtilere öksürük, nefes darlığı, göğsü ağrısı ve öksürükle kan çıkması gibi belirtiler eşlik ediyorsa dikkatliniz daha da artsın.
ÖNLENEBİLİR Mİ
Akciğer kanserini önlemenin en etkin yolu sigara içmemek, sigarayla kirlenmiş havayı solumamak. Mümkünse -özellikle beton evlerde oturuyorsanız- evinizin havalanmasının iyi olduğundan emin değilseniz evinizdeki radon gazı seviyelerini kontrol ettirin. Nikel kromatlar, kadmium içeren kömür ürünleri, vinil klorit gibi kanserojenlerden asbest ile kirlenmiş ortamlardan uzak durun. Bazı izolasyon malzemelerinde ve boruların imalatında asbest kullanabileceğini hatırlatalım.
Daha sık meyve-sebze yemeye turp, lahana, karnabahar ve benzeri sebzeleri biraz daha sık tüketmeye, bezelye, fasulye ve benzeri bakliyatı ihmal etmemeye, kısacası vücudunuza daha çok antioksidan dahil etmeye, Omega-3’ten zengin besinleri sık sık yemeye gayret gösterin. Radyoaktiviteden uzak durun. Gereksiz radyolojik tetkikler, özellikle laf olsun diye tekrarlanan tomografilerden uzaklaşın. Akciğer kanserinin tedavisinde onkoloji bilimi özellikle medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi alanları büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Ama siz yine de korucu önlemlere öncelik tanıyın.
Greyfurt suyu kalbe yararlı mı
Greyfurt suyunun bazı sağlık yararları olduğu biliniyor. Özellikle pembe ve kırmızı greyfurt suyunun kanı incelttiği, kan basıncını düşürdüğü ve kötü kolesterol LDL’yi azaltarak kalp damarlarını koruduğunu gösteren bazı çalışmalar var. Bilmeniz gereken önemli bir nokta greyfurt suyunun bazı ilaçlarla birlikte kullanınca sorunlar yaratabileceği. Bu sorunlardan korunmak için ilaç prospektüsünden yaralanabilir, eczacınızdan yardım isteyebilir ya da doktorunuzla konuşabilirsiniz. Greyfurt suyu içmeyi düşünüyorsanız, özellikle bunu sürekli bir hale getirmeye karar verdiyseniz, eczacınız veya doktorunuza "greyfurt suyu-ilaçlarınız" arasında bir etkileşme olup olmadığını sormanızda yarar var.
Cep telefonu kanser yapar mı
Bu kötü olasılık herkesi korkutuyor ama cep telefonunun kanser yaptığını gösteren kesin bir delil henüz mevcut değil. Bununla birlikte cep telefonunun uzun süreli olumsuz sonuçlarının neler olduğu da henüz tam olarak bilinmiyor. Şimdilik özellikle çocukların cep telefonu kullanırken daha dikkatli olmaları gerektiği belirtiliyor. Prensip olarak cep telefonlarında uzun görüşmelerin yapılmaması ve mümkünse uzaktan etkili mikrofonların kullanılması öneriliyor. Cep telefonlarının yaydığı radyasyonun zararlı etkileri konusunda önümüzdeki günlerle daha fazla bir şeyler söyleme olanağı bulacağız.
Ayak yanması: Nedenleri ve tedavisi
"Ayaklarda yanma hissinin nedeni nedir?" Ayaklarda yanma hissi, atletlerde görülen ya da ayakkabı yapımında kullanılan kimyasallara, deri boyalarına karşı duyarlılık nedeniyle oluşan geçici bir sorundur. Ancak, uzun süreli bir yakınmaya dönüştüğünde akla daha ciddi sorunları getirmeli ve bir doktor görüşü alınmalıdır.
Ayaklarda yanma hissinin nedenlerinden birisi "sensory peripheral neuropathy" dir. Bu durum, ayaklar, eller, bacaklar ve kollardan beyne duyu taşınmasında rol oynayan sinirlerin hasar görmesi sonucu ortaya çıkar. Sensory peripheral neuropathy nedenleri arasında, Diyabetes Mellitus, aşırı alkol tüketimi, B12 eksikliğine bağlı kansızlık gibi sonuçlara yol açan beslenme bozuklukları sayılabilir.
Ayaklarda yanma hissinin tedavisi, eğer varsa altta yatan nedene yöneliktir. Kişinin günlük konforunu düzeltmek için:
Sentetik olanlar yerine tamamen pamuklu çoraplar giyerek ayaklara nefes aldırılmalı.
Uzun zaman ayakta kalmaktan kaçınılmalı.
Gerektiğinde ağrı kesici kullanılmalı.
Ayaklara ılık banyo yaptırılmalı.
Geçici iskemik ataklar uyarı işaretidir
Geçici iskemik ataklar 50’li yaşlar ve sonrasında, özellikle yetmişinden sonra görülen beyin damarlarındaki geçici tıkanmalardan ileri gelen, kısa süreli bellek kaybı, denge ve konuşma bozukluğu, bazen de güç kaybı ile ortaya çıkan ve kendiliğinden iyileşebilen nöbetlerdir. Eğer;
Birden bire ortaya çıkan bir konuşma veya yutma güçlüğü
Uyuklama, şuur bulanıklığı, bellek karmaşası ve baş ağrısı
Ani görme kaybı veya görme kusurları
Konuşmada peltekleşme veya konuşamama hali
Denge kaybı gibi belirtilerle karşılaşırsanız bu işaretlerin "geçici iskemik atak"la ilişkili olabileceği aklınızda olsun. En kısa zamanda bir nöroloji uzmanı ile görüşün. Sorunun nedenini ve alınması gereken önlemleri öğrenin. Bu ataklar ileride oluşabilecek kalıcı beyin damar problemlerinin (felç, bunama) ilk işaretleri olabiliyor.
Aç gezmek = Kilo vermek değildir
Sürekli
aç gezer şekilde, benimsediğim bir yaşam
tarzı gelişti. Ama hiç kilo veremiyorum. Artık
vücudum sıkılmış olabilir mi?
Unutmayın diyet yapmak aç gezmek değildir. Peki, gerçekten aç mı geziyorsunuz? Genellikle ana öğünleri olabildiğince azaltmak aralarda yapılan kaçamakları masumlaştırır. Ara öğünlerde yenilen yiyeceklerin porsiyon tarifi "bir parmak kalınlığından büyük" değildir. İncecik bir dilim kek, ufacık bir kurabiye gibi. Bir gün içersinde bu minik kalorileri arka arkaya tükettiğinizde emin olun günlük enerji ihtiyacınızın üzerinde kalori alırsınız. Protein grubundan alacağınız enerji miktarı oldukça düşer. Bunun yanı sıra karbonhidrat ağırlıklı beslenmiş olursunuz. Aç gezmeden, ana öğünleri çeşitliliğin doruğunda düzenlenmiş, ara öğünleri daha masum kaloriler içeren bir beslenme planı uygulamaya ne dersiniz?
İşte birkaç basit ara öğün;
Kuru kayısı + ceviz
Kuru erik + fındık
Az yağlı yoğurt + çilek
Az yağlı peynir + galeta
Domates suyu + kepekli bisküvi
Az yağlı süt + az yağlı kek (Evde yapılmış tercih edelim.)
(Dikkat! Porsiyonlar kişiye göre değişir).
’Sınırlı’ tatlı diyeti bozmaz
Akşam üzeri bazen tatlı yemek istiyorum. Bunun bana bir zararı olur mu. Hangi tatlıların kalorisi daha düşük?
Diyetinizde 200 kalorilik bir ara öğün hakkınız var ise, haftada en az 2 gün yürüyüş yapabiliyorsanız, ayda 1-2 gün tatlı ödülünü hak etmişsiniz demektir. 200 kaloriyi geçmeyecek tatlı miktarlarını veriyorum. Ama eğer bir diyetisyenle çalışabilme imkanınız var ise, tatlı yediğiniz günlerde enerji azaltmanın yanı sıra, tatlı yediğinizde diyetten neyi çıkarmanız gerektiğini öğrenin. Örneğin, sütlaç yediğinizde, günlük süt ekmek ve meyve hakkınızdan eksilterek diyetinizi dengeleyebilirsiniz. Sebze yerine veya salata yerine tatlı yemek bizim önerdiğimiz bir tercih değildir. Altta verdiğimiz kaloriler ortalama değerlerdir. Tarifin içeriğine göre kalori daha az veya çok olabilir.
Bizim seçtiklerimiz;
Sütlaç 150 gr (1 Porsiyon, orta) 180 KAL.
Kazandibi 150 gr (1 Porsiyon, orta) 230 KAL
Tavuk göğsü 150 gr (1 Porsiyon, orta)) 180 KAL.
Puding çeşitleri 150 gr (1 Porsiyon, orta)) 160 KAL.
(Kalori ve yağ oranları bizim seçtiklerimize göre daha yüksek olan tatlılar)