O golü yemeyin!

50’nci yaşını kutladıktan iki gün sonra şiddetli göğüs ağrısıyla hastaneye koşan inatçı birinin başına gelenlerin kısa özeti var aşağıda.

Haberin Devamı

Lütfen dikkatle okuyun ve aynı hatalara siz de düşmeyin!


Yıllardır günde bir paket sigara içen,
işi de kendi de çok stresli, kocaman göbekli, tipik şehir yorgunlarından biri olan Ahmet Bey’in hikâyesi, bir sabah,
şiddetli göğüs ağrısıyla başlamış.
Ağrı göğsün tam ortasında, can sıkıcı, bunaltıcı, ezici bir baskı şeklinde 3-4 saat sürmüş. Ağrıya bir süre sonra soğuk terlemeler, bulantılar, kusmalar, baş dönmeleri eklenmiş.
Sonrası malum: İyi bir kardiyolojik değerlendirme, problemin kalbi besleyen koroner damarlardaki tıkanmadan kaynaklandığının anlaşılması, kalp krizi (yaygın miyokard infarktüsü) teşhisinin konulması, acilden yoğun bakıma transfer, hemen yapılan bir anjiyo ve anjiyoyu takip eden By-pass operasyonu. Daha sonrası mı?

Haberin Devamı


AHMET BEY’İN YANLIŞLARI


Bana sorarsanız sonrasına değil de öncesine bakmamızda fayda var.
Zira bu tür krizler biz doktorlar için hiç de sürpriz değil. Kriz bize göre, yani “tıbben!” çoktan beri zaten vardır. Vardır ama yok sayılır, görmezden gelinir, ciddiye alınmaz, gereken yapılmaz. Biraz araştırdığınızda “eforla gelip dinlenmekle geçen göğüs ağrılarının” en az altı aydan beri Ahmet Bey’i de yoklayıp durduğu anlaşılır! Hikâyenin geçmişi ise çok daha gerilere uzanır.
Kriz mağduru (!) Ahmet Bey, dört yıl kadar önce iyi bir sağlık incelemesinden geçmiş. Daha o zaman “gizli şekeri, yüksek tansiyonu, kan yağları dengesizliği” olduğu söylenmiş. Ama o tavsiyeleri ciddiye almamış. Yeni tıbbi kontrollerden geçmemiş. Sigarasını tüttürmeyi (!) sürdürmüş. Önerilen ilaçlar, beslenme tavsiyeleri, “kilo ver” önerilerinin hepsini elinin tersiyle itmiş. Süreç de doğal olarak beklenen sonla, bir “kalp krizi” ile neticelenmiş.


PEKİ NEDEN BÖYLEYİZ?


Sağlığımız söz konusu olduğunda “kriz” sözcüğü ile ifade ettiğimiz süreçlerin çoğunda (kalp, beyin, tansiyon krizleri) bu yanlışlar hep vardır.
Zaten var olan, sürpriz olmayan, yani “ben geliyorum, bir şeyler yap lütfen” diye
bizi–sizi uyaran süreçler hep söz konusudur. Bilmeliyiz ki, yetişkin bir insan asla akşam sağlam yatıp sabah hipertansiyonlu, diyabetli uyanmaz. Yetişkin hiç kimse durup dururken kalp krizi, felç geçirmez. Bir kısmında genetik bir eğilim olabilir ama tamamında o bilinen yanlışlar, yani sigara, fazla kilo, beslenme hataları, stres, aşırı alkol, uyku problemleri, hareketsiz bir hayat, doktor tavsiyelerine uymama, yükselen şekerini, büyüyen göbeği, yoklayıp duran hipertansiyonu, trigliserid, kolesterol yüksekliğini yok sayma inadı vardır. Yani kriz “ben geliyorum” diye yıllardır zaten bas bas bağırmakta ama biz o sese kulaklarımızı kapatmaktayızdır.

Haberin Devamı


YANLIŞTAN VAZGEÇELİM

Anlatmak istediğim şu:
Kırkından sonra çıkan sağlık sorunlarının çoğu birbiri ardına tekrarlayıp durduğumuz yanlışların, önemsemediğimiz hataların, önerilere uymamaların, tıbbi tavsiyeleri “yasak” gibi algılamaların sonucudur. Günümüzün en yaygın, en önemli ölüm nedenleri kalp krizleri, felçler, kanserler, diyabet, hipertansiyon, romatizma, alzheimerde gibi sorunların neredeyse tamamında bu yanlışların farklı şekil ve dozları var. Ortak hata onları erken dönemde –vaktinde- ciddiye alıp çözüm aramak ve “müdafaamızı güçlendirip kaleyi korumak” yerine “golü yedikten sonra” harekete geçmek, suçlu aramak oluyor.
Özetle hastalanmamak, hastalıklardan korunmak, bu mümkün olmazsa onları daha az zarar verebilir süreçler halinde tutmak ve akıllıca yönetmek de, kriz haline getirmeden engellemek de, yani “golü yememek” de bizim–sizin elimizdedir,
aklınızda olsun.

Haberin Devamı


NE YAPMALI?


-Büyüyen göbeğe,
-Yükselen şekere, tansiyona, kolesterole, trigliseride,
-Artan strese, yorgunluğa,
-Tekrarlayan uykusuzluğa,
-Sıklaşan öfkeye, hiddete,
-Artan alkol tüketimine,
-Sigaraya D-İ-K-K-A-T!

Kemoterapisiz kanser tedavisi

İngİltere’de 28 hastanede uygulanıp kanser hücrelerini kemoterapiye gerek kalmaksızın etkisiz hale getirdiği belirlenen ‘Ibrutinib’ isimli ilacın, kemoterapinin yetersiz kaldığı bazı lemfoma hastalarında denenmesine karar verildi. Londra’daki King’s College Hastanesi’nden Prof. Stephen Devereux, İngiliz Daily Mail gazetesine, “Kemoterapi kanser hücrelerini öldürüyor, ancak bu sırada sağlıklı hücreleri de öldürüyor ve birçok yan etkisi var. Bu ilaç sadece B hücrelerini hedef aldığı için yarattığı yan etkiler oldukça sınırlı. Ayrıca hastaların hastaneye gitmesi bile gerekmiyor” dedi. mBirce BORA / LONDRA

Yazarın Tüm Yazıları