Nezleyim, gribim ne yapayım?

Önce şunu bilelim: Millet gripten kırılmıyor. Acil servisler ve hastaneler de griplilerle dolu değil. Her kış olduğu gibi makul düzeyde bir nezle durumu yoğunlaşması var.
“Hapşırıyorum, burnum akıyor, gözüm sulanıyor, her yerim ağrıyor, yorgun ve bitkinim, yataktan çıkmak bile istemiyorum” diyenlerin önemli bir bölümünün sorunu grip değil, nezle.
Tabii ki devreye üşüme ve titremelerle gelen ateş nöbetleri, şiddetli öksürük, boğaz ağrısı filan girdiğinde problemin griple de bağlantılı olabileceği unutulmamalı.

Peki, ne yapmalıyız?

Dinlenmek şart. Tedavinin en güçlü ilacının istirahat olduğu kesin. Sonra bol su içmemiz lazım. Ve de bol sebze, meyve tüketmemiz. Tabii ki gün boyu da bitki çayı. Özellikle de ıhlamur ve adaçayına yüklenmekte fayda var. Adaçayını ılık olarak sık sık “ağız-boğaz gargarası” olarak da kullanabilirsiniz. Müthiş işe yarıyor. “Tavuk suyuna çorba” her kış olduğu gibi bu kış da her sofrada olmalı.
Ayrıca şu klasik yanlış da artık yapılmamalı: Soğuk algınlığı ya da grip için herhangi bir antibiyotik yutulmamalı. Grip de nezle de viral enfeksiyonlar. Antibiyotiklerin virüslere hiçbir etkisi yok. Üstelik bir de probiyotik gücü azalttıklarından bağışıklığı daha da güçsüz düşürebiliyorlar.
Peki, antiviral ilaçlar işe yarıyor mu? Yarıyor ama bence onları da “pas” geçin. Biz antiviral ilaçları daha ziyade ağır solunum, kalp, böbrek yetmezliği ve ileri derecede düşkünlük problemi olan hastalarla yaşlılarda kullanmayı tercih ediyoruz. Kullanabileceğimiz “doğal destekler” hangileri? Bu yılın sıralamasını yandaki kutuda bulacaksınız.

Nar tanesi nur tanesi!

Bizde “Nar tanesi nur tanesi hani onun bir tanesi?” diye bir deyim var. Nar gerçekten de adeta “nur tanesi” olan ve her bir tanesi sağlıkla dolan mükemmel bir gıda, lezzetli mi lezzetli bir kış meyvesi.
İçindeki olağanüstü doğal kimyasallar özellikle de punikaller ve punisik asit sayesinde sağlığımıza “akla ziyan” faydalar sağlıyor.
Punisik asidin de bir tür omega yağ asidi olduğunu ve “omega-5” olarak bilindiğini unutmayalım. Ve hemen bir su bardağı nar tanesinde neler var not alalım:
* 7 gram lif
* 3 gram protein
* Günlük C ve K vitamini ihtiyacınızın üçte biri
* Folat ihtiyacınızın beşte biri
* Potasyum ihtiyacınızın 10’da biri
Üstelik bu zenginliğe sadece 150 kalori civarında bir enerji kazanımıyla ulaşmanız mümkün.
Meyve seçimleriniz arasına nar tanelerini, meyve suyu seçimleriniz arasına da her gün çeyrek su bardağı taze sıkılmış nar suyunu eklemeyi unutmayın.

Bağışıklık desteklerinin 2017 karnesi

1- Umclaoba/pellergonium sidoides: Daha çok Güney Afrika’da yetişen özel bir akasyanın kökünden elde edilen bu özlerde çok güçlü “antiviral” maddeler var. Bunlar tıpkı reçeteli antiviral ilaçlar gibi virüsler üzerinde “yok edici” etkilere sahipler. Bizde “damla” şekli eczanelerde bulunabiliyor.
2- C ve D vitamini destekleri: Bu ikili her zaman olduğu gibi bu yıl da gözde grip destekleri arasında.
3- Sambucus nigra/karamürver: Karamürver özlerinde de umclaoba’ya benzer güçlü polifenoller var. Antosiyanin yapısındaki bu güçlü polifenoller üst solunum yollarının viral enfeksiyonları ile mücadelede işe yarıyor.
4- Ekinezya özleri: Ekinezya özlerinin şurupları, tabletleri damlaları var. Eczanelerde bulmak mümkün.
5- N-asetil sistein: Bu da doğal bir kimyasal. Özellikle solunum yollarının virüs enfeksiyonlarında işe yarayan güçlü bir madde.
6- Beta glukan: Beta glukan da güçlü bir bağışıklık uyarıcısı. Ancak piyasada satılan beta glukan içerikli ürünlerin çoğunun içindeki beta glukanın yeterli kalitede olduklarını söylemek pek kolay değil. Beta glukanın selenyum, çinko ve histidin ile güçlendirilmiş olanlarından faydalanabilirsiniz.

Şeker hastalarına tavsiye edilen gıdalar

◊ Her derde deva yoğurt diyabetlilerde de mükemmel işler başarıyor. Güçlü protein, probiyotik yapısı, kalsiyum ve CLA’dan zengin içeriği, yoğurdu şeker hastaları için de iyi bir besin oluyor.
◊ 30 gramı geçmemek koşuluyla kuruyemişlerin her türlüsü kan şekerini dengelemede de etkili.
◊ Yağlı balıklar, keten tohumu, ceviz kısacası omega-3 zengini her türlü besin de bir şeker hastasının beslenme listesinde mutlaka yer almalı.
◊ Yeşil yapraklı sebzelerin her türlüsü düşük kalorileri ve güçlü antioksidan vitamin, mineral içerikleriyle diyabetlilerin de gözdesi.
◊ Yumurta şeker hastaları için de vazgeçilmez bir gıda.
◊ Tarçın her diyabetlinin öncelikli baharat tercihi olmalı.
◊ Diyabetliler fruktoz yükü fazla olmayan meyveleri tüketebilir. Mesela kivi, greyfurt, nar...

Narın sağlığa faydaları

1- Meme kanseri ve kolon kanseri ile mücadelede işe yarıyor.
2- Prostat kanserini engellemede de kanserli hastalarda PSA seviyelerini düşürmede de oldukça etkili.
3- Hafif tansiyon yükselmelerinde ilaçlara yardımcı olabilir.
4- Kalp hastalığı riskini azaltıyor.
5- Artrit ve eklem ağrısıyla mücadelede de faydalı.

Kolin ne işe yarar?

Kolin son derece önemli bir doğal madde. Vücudumuzda da üretilebiliyor ama üretilen miktar maalesef yeterli değil. Bu nedenle dışarıdan alınması zorunlu (elzem/esansiyel) besinler kategorisinde yer alıyor. Günlük ihtiyaç için net bir rakam yok ama ortalama 500 mg civarı tavsiye ediliyor.
Tam tahıl, başta karnabahar ve marul olmak üzere sebzeler, karaciğer, yumurta, et kolin bazlı bileşiklerin en zengin kaynakları. Kolin eksikliği önce bizi yoruyor, sonra da konsantrasyonda bozulma, kafa karışıklığı durumu, unutkanlık, el ve ayak parmaklarında karıncalanma, kas güçsüzlüğü gibi sorunlara yol açıyor. Takviye olarak en çok sitikolin ya da fosfatidilkolin şeklinde kullanılıyor.
En sık kullanıldığı sorunların başında da yorgunluk, karaciğer bozuklukları, nöropatiler, konsantrasyon güçlükleri ve unutkanlık geliyor.
Son yıllarda özellikle sitikolin üzerinde yapılan çalışmalar bilinçli kullanımı halinde alkole bağlı karaciğer hasarlarını azaltmada, genel yorgunluk hali ile mücadelede ve belleği güçlendirmede bu destekten istifade edilebileceğini gösteriyor.