Paylaş
Kilo sorunu bedeni de ruhu da olumsuz etkiliyor. Gereğinden fazla yağ depolamanın, kalp-damar hastalıkları, artrit, kanser, hipertansiyon gibi sağlık sorunlarının hazırlayıcısı olduğu da biliniyor.
Şu kesin: Fazla kilolu biri olmakta ısrar ederseniz sağlığınızı riske atarsınız. İleri yaşlarda karşılaşacağınız bazı sağlık sorunlarıyla çok erken yaşlarda boğuşmaya başlarsınız.
Sağlıklı kilonuzu korumak, fazla kilolu biri olmak daha hızlı yaşlanmanıza yol açar. Kilo fazlalığına yol açan yağ birikiminiz karın bölgesinde yer alıyorsa sağlık riskiniz daha da fazladır.
Kilo fazlalığı ve obezite sorununun yayılmasının önüne geçilemiyor. Toplumsal çalışmalara ve uyarılara rağmen kilo fazlalığı sorununun sayısı her yıl bir önceki yıla oranla yüzde 5 civarında artıyor. Alınan bunca önleme, gösterilen çabalara rağmen elde edilen sonuç cesaret kırıcıdır. Araştırmalar bu başarısızlığın nedenlerini anlamaya ve yeni çözümler bulmaya çalışıyor. Kilo fazlalığı ve şişmanlık sorununda yaşanan önlenemez yükselişin nedenlerini tartışmakta fayda var ama o bizim 20 yıl önceki formül hiç değişmeyecek. Sağlıklı bir kilo aralığında kalmak istiyorsanız: Ne yiyorsanız yarısını yemeniz, ne yapıyorsanız iki katını yapmanız gerekiyor!
Evet, formül eski. Benim 20 yıl önce yazdığım bir cümle bu. Ama hâlâ geçerli.
Beslenme anayasası
Beslenme anayasası”nın ilk 7 maddesini dün yayınladık. Diğer 4 maddeyi de bugüne bıraktık. Hazırsanız buyurun...
1- Tam karbonhidratları tercih edin:
Dengeli bir diyette toplam kalorinin yüzde 50 ya da yüzde 60’ı karbonhidratlardan gelir. Karbonhidratların iki temel tipi vardır; biri basit karbonhidratlar, diğeri ise kompleks karbonhidratlardır.
Basit karbonhidratlar balda ve meyvede bulunan şekerlerdir.
Kompleks karbonhidratlar ise tahıl, ekmek, bazı meyveler, makarna, sebze ve fasulyede bulunan karbonhidrat türüdür.
Birçok kompleks karbonhidrat, vitamin, lifler ve besleyici değeri yüksek olan yiyeceklerde bulunur.
Bunlar sindirim sırasında daha fazla metabolik enerji tüketirler. Glikoz seviyesinin sabit kalmasına yardımcı olurlar.
Karbonhidratlar yağlardan daha az kalori taşırlar.
2- Bol balık yiyin
Yağlı balıkların hepsi omega-3 asitlerini yani faydalarını içerirler. Omega-3 kandaki trigliserit düzeyini düşürür. Haftada en az bir iki kez 100-150 gr balık yemek kalp krizi riskini yarıya indirir.
Omega-3 trombositlere etki ederek pıhtılaşma riskini azaltır, damar sertliğini önler. Balık kaliteli protein yapısı, D vitamini, A vitamini, fosfolipit zenginliği ile de değerli bir gıdadır.
Balığa sofralarınızda daha sık ve bol yer verin.
3- Vejetaryenmiş gibi yapın
Çalışmalar hayvansal proteinlerin az, meyve ve sebzelerin zengin olduğu bir diyetin insanları daha fazla genç tutacağını söylüyor.
Kırmızı et tüketimini en aza düşürmek kalp-damar ve bağışıklık sisteminin yaşlanmasını önler. Vejetaryen diyetlerinde dikkatli olunmalıdır. Çünkü bunlar değişik yemek çeşitleri içermezler ve hayvansal besinlerde bulunan bazı değerlerden mahrum bırakırlar.
Böyle bir diyet uyguluyorsanız mutlaka temel aminoasitler, temel yağ asitleri ve B12’yle desteklemelisiniz.
Eğer hayvansal ürünler yemiyorsanız, içinde fazla miktarda B6 VE B12 bulunan vitaminler alın.
4- Her lokmadan keyif alın
Yemeği eğlence haline dönüştürün.
Hayatınız boyunca değişiklikler yaparsanız, daha genç kalmak için böyle bir değişiklik de zor olmamalı.
Düşük yağlı yemek tarifleri veren kitaplar alın. Her pazar yeni yemekler yapmayı deneyin.
Değişik mutfaklarla ilgilenin. Akdeniz, Tayland, İtalyan veya vejetaryen iyi fikir olabilir. Değişikliklere uymanız biraz zaman alabilir.
Eğer servis boyutları, yemeklerin besleyici değerleri veya bunun gibi sorunlarınız varsa beslenme bilgisi kitabı almanızı tavsiye ederim.
Ne yediğiniz hakkında ne kadar çok bilginiz olursa genç kalabilmek için o kadar iyi yemekler seçersiniz.
Su, su, su...
- Günde 6-8 bardak temiz ve güvenli su içiniz.
- Suyu ılık mı soğuk mu içeceğiniz ise sizin tercihinize kalmış bir durum.
- Oda sıcaklığındaki su içildikten 5 dakika sonra kana karışıyor ve o suyun tamamı da en geç 20 dakika içinde tüm bedene yayılıyor.
- Soğuk suyu tercih ediyorsanız biliniz ki sıcak sudan yüzde 20 daha hızlı emiliyor, aşırı susadığımızda soğuk su içmeyi tercih etmememizin nedeni de muhtemelen bu.
İnsülinimi azaltmak için tarçın veya krom kullanabilir miyim?
İnsülin seviyesini azaltmak için destek olarak kromdan faydalanmanız mümkün. Günde 200-400 miligram kromium pikolinat faydalı olabiliyor ama kromun gücünü fazla da abartmamak lazım. Tarçının da insülin direnci üzerinde olumlu bir etkisi olduğu biliniyor.
Tarçın, insülinin kullanımını kolaylaştırıyor ve insülin şeker dengesini iyileştiriyor. Uzmanlar istenen etki için günde 2-3 çay kaşığı toz tarçının düzenli tüketim halinde sorunun yönetiminde yeterli olabileceğini belirtiyorlar. Alerjiniz ya da mide sorununuz yoksa tarçını tercih edin.
Paylaş