Mutlu olmak bu kadar zor mu?

İstatistiklere bakılırsa, her iki Türk’ten biri, ‘mutlu’ değil. Peki mutlu olmanın yolu ne? İşin uzmanı anlatıyor...

Haberin Devamı

TÜİK’in verilerine göre, 2010’da % 85 civarında olan mutluluk oranımız 2014’lerde % 56’lara inmiş, sonraki yıllarda da aynı oranları korumuş. Özeti şu: Her iki kişiden biri kendini mutlu /huzurlu hissetmiyor.

Ayrıca ülkeler arası bir mutluluk skalası da var. O sıralamada birinciliği Norveç almış. Biz ilk yüze bile giremiyoruz. Bunlar tatsız haberler. Ben yine de bu güzel bahar sabahında size çözüm önerileri –veya tavsiyeler- bulup aktarmaya kararlıyım. Bunu yaparken de bu işin kitabını yazan bir meslek büyüğümüzün, Prof. Dr. Toksöz B. Karasu Hoca’nın, “Huzurlu Yaşama Sanatı” kitabından yararlanacağım. Hazırsanız eğer buyurun…

MUTLULUĞA GİDEN YOL

Erzurum’un Hasankale ilçesinde doğan, 1959’da İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirip kariyerini Amerika’da, Yale Üniversitesi’nde yapan, sonraki çalışmalarını New York’ta Albert Einstein Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Davranış Bilimleri bölümünde “başkan” olarak sürdüren Prof. Dr. Toksöz B. Karasu, Amerika’da çok saygın bir ruh sağlığı uzmanıdır. Kitapları da genelde hep “bestseller” yani “çok satanlar” listesindedir. Karasu hocaya göre “mutluluğa giden tek ve kolay bir yol yoktur, yol çetindir.” Yokuşları, virajları, engelleri vardır.

Haberin Devamı

Ayrıca o yolun bitişi, yani bir sonuç çizgisi de yoktur. Sadece başlangıç noktası vardır. Bitmedi! “Mutluluğa giden yolun tek bir başlangıç noktası da yok: Şu anda bulunduğunuz nokta başlamak için en ideal yerdir.” Karasu hoca da mutluluğu “varılan yerde değil, yolculuğun kendisinde” aramamızı öneriyor.

DEĞİŞMEZ KURAL: KOLAYA KAÇAN ZORA DÜŞÜYOR

PROF Dr. Toksöz B. Karasu hocaya göre, “emeksiz bir mutluluk” yanlış bir hedef. Emeksiz mutluluğun yalnızca çocukluk döneminde yaşandığı da kesin. “Kendimizi her şeye kadir, her hakka sahip ve ölümsüz hissettiğimiz çocukluk yılları” dışında mutluluk çaba isteyen bir iş. Bilgi, çalışma, hoşgörü, şefkat, sevgi, bağışlayıcılık, tevazu, iyimserlik, kabullenme ve daha pek çok mühim meziyetin kesişme noktasına yerleşmiş zor bir hedef. Özeti şu: İçinizdeki çocuğu yok etmez de onu güzel ve iyi büyütmeyi becerir ve dışınızdaki yetişkini başarıyla şekillendirebilirseniz mutlu/huzurlu olmayı daha kolay hak edersiniz.

Haberin Devamı

MUTLULUĞUN BİR TARİFİ VAR MI?

Yanılmıyorsam Nâzım Hikmet sormuştu Abidin Dino’ya: “Mutluluğun resmini yapabilir misin?” diye.

Mutluluğun resmi kadar, tarifini yapmak da kolay değil. Bir değil, birçok tarifi var. Zira herkesin mutluluk anlayışı farklı, huzurlu olma durumu değişik. En güzel tariflerden birini (kendi ruhsal yolculuğumun mentörü saydığım) Prof. Dr. Toksöz B. Karasu yapmış. Hocaya göre mutluluk “kalıcı, keyifli ve olağanüstü ve mükemmel bir huzur hali”nin ifadesi. Peki nasıl mutlu olacağız? Huzuru nasıl bulacağız? İşte orası biraz karışık ve zor…

MUTLULUĞU NASIL ARAMALI

Sık yapılan hataların başında, mutluluğun (huzurun) hep uzaklarda, olmayacak yerlerde aranması var. Kimse “anahtarı kaybettiği yerde” aramıyor. Kimi “mal, mülk, para ve iktidarda”, kimi “terapiler, ilaçlarda” arıyor. Bazıları iç görü (farkındalık) ve empati geliştirmeye, patolojik zincirlerini kırmaya, içlerindeki çocuğu bağırlarına basmaya ve dışlarındaki yetişkini yeniden şekillendirmeye” çalışıyor.

Haberin Devamı

ANAHTAR, BIRAKTIĞINIZ YERDE

İlham veren seminerlere katılan, kişisel gelişim kitaplarına dalanlar da eksik değil. Mutlu olabilmek uğruna eşini, işini, evini barkını, yaşadığı şehri, hatta memleketi terk edenlerin de sayısı oldukça fazla. Oysa anahtarı kaybedilen yerde aramanız gerekiyor.

Özeti şu: Los Angeles’ta kaybettiği mutluluğu Tibet’te arayan Hollywood yıldızlarının da, İstanbul’da kaybettiği huzuru Hindistan’da arayanların da işi bir hayli zor!

EN ÖNEMLİ SORU: HUZUR ODASININ KAPISI NASIL AÇILACAK

PROF. DR.  Toksöz B. Karasu Hoca, “Mutluluk/huzur öncelikle ruhsal bir alan. Dingin bir mükemmellik odası. O odanın kapısını açacağınız anahtarın iki dişli olması ise mühim bir şart” diyor.

Haberin Devamı

Dişlerden birini “sevgi/sevmek”, diğerini “maneviyat/inanç” oluşturuyor. Sevgi dişlisi de öncelikle “kendini de, başkalarını da sevebilmeyi, aidiyeti/ait olabilmeyi ve işini sevmeyi” gerektiriyor. Anahtarın maneviyat/inanç bölümünü ise “kutsala, birliğe ve dönüşüme inanmak” oluşturuyor.

 KARASU HOCA’DAN SEÇME ÖNERİLER

HUZURLU BİR HAYAT İÇİN 10 ALTIN ÖNERİ

- Keder tohumları her hayata atılmıştır. Paylaşmak, kederi katlanılabilir kılar.

- Bağışlamak, unutmaktır.

 - Az sadakat bekle, çok sadakat bul.

 - Ruh eşinin dublörü olmaz.

 - Sonsuzluk bir dizi sonlu değişimin sonucudur.

 - Dua ruhun konuşmasıdır.

 - İlahi bilgi öğrenilmemiş olandır.

 - İlahi kanun kusursuz nedamet gerektirir.

 - Aydınlanma sadeliktir.

Haberin Devamı

 - Benlik, birlikte yaşamakta bulunur.

 BU DA ZELINSKI’NİN MUTLULUK REÇETESİ

- Doyum sağlayacak kadar bir amaç,

- Geçinebilecek kadar bir iş,

- Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik,

- İş ve eğlenceyi dengeleyecek kadar sağlıklı bir akıl,

- Birçok insanı beğenecek, bunlardan birazını da sevecek kadar şefkat,

- Kendini sevecek kadar özsaygı,

- Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu,

- Zorluklarla yüz yüze gelecek kadar cesaret,

- Sorunları çözecek kadar yaratıcılık,

- Her an gülecek kadar mizah duygusu,

- İyi bir yarını bekleyecek kadar umut,

- Hayatı bütün değerleri ile yaşayacak kadar bir sağlık,

- Ve, sahip oldukların için şükran duygusu...

Yazarın Tüm Yazıları