Bilim ve teknolojide son yirmi beş yılda olağanüstü gelişmelerden en çok yararlananlar arasında bir sıralama yapılır ise, birinciliği mutlaka ‘modern tıp’ alacaktır.
Yirminci yüzyılın o ‘altın-son çeyreğinde’ tanı ve tedavide kullanıma sunulan araç-gereç ve yöntemlerde tam bir ileri teknoloji patlaması yaşandı. Son 25 yıl modern-bilimsel tıp için tam bir başarı öyküsüdür. Bugün son derece gelişmiş, ileri teknoloji destekli tanı araçlarıyla, birçok sağlık sorunu sadece organ, doku ya da hücre düzeyine gelmeden, neredeyse genetik olarak kodlanma düzeyindeyken tanımlanabiliyor. Veba, çiçek gibi enfeksiyon hastalıklarının çoğu tarihe gömüldü, tifo, kolera, tifüs gibi önemli bir kısmında ise doktorları eğitmek için bile hasta bulunamıyor. Yeni ve etkin ilaçlar bakterilere, virüslere, parazitlere, mantarlara göz açtırmıyor. Peki tüm bunlar yeterli mi? Aksayan, iyi gitmeyen bir şeyler var mı? Eğer soruna salt sağlık-hastalık penceresinden değil de, insan bedensel-ruhsal dengesi ve bütünüyle insanca yaşamı mutluluğu penceresinden bakarsanız sorunun yanıtı gerçekten de evet’tir. Hálá yapmamız gereken şeyler var.
HAREKET ETMİYORUZ!
Hareket etmiyoruz! Yürümüyoruz, merdiven kullanmıyoruz. Ev işlerini tamamen otomatik elektrikli ev aletlerine emanet ettik. Egzersiz eğitimimiz, bilincimiz hiç ama hiç yok. Mutlaka düzenli olarak hareket etmek üzere tasarlanıp bize bağışlanan ve kusursuz bir kalori yakma makinesi olan bedenimizi olabilecek en düşük düzeyde çalıştırıp tembelliğe alıştırdık! Kalorileri yakmak yerine, onları kalçamızda, göbeğimizde biriktirmeye çalışıyoruz. Fazla kaloriler oramıza buramıza yapışmakla kalsa iyi! Damarlarımızı daraltıyor, eklemlerimizi eritiyor. Kısacası bizi yaşlandırıyor, bitiriyor!
UYKUNUZDAN MEMNUN MUSUNUZ?
Ya uykunuz? Uykunuz yeterli ve kaliteli mi? Sabahları uykunuzu almış ve yeterince dinlenmiş olarak uyanabiliyor musunuz? Uyku deyip geçmeyin. Uykuyu önemseyin. Kaliteli ve yeterli uyku sağlıklı, formda ve kaliteli bir yaşamın en temel unsurlarındandır. Biyoritminizi, bedensel ve ruhsal dengenizi sürdürebilmeniz, gün boyu çalışıp yorulan akıl ve bedeninizi dinlendirip pilinizi yeniden ve yeterince doldurabilmeniz için yeterli ve kaliteli uykuya en az beslenmeniz kadar ihtiyacınız var.
Bir bakın çevrenize; hipertansiyonlu, diyabetli, koroner kalp hastalıklı, kolesterol yüksekliği sorunlu kaç akrabanız ve dostunuz var? Çocuklarınızın, yeğenlerinizin, kuzenlerinizin fazla kilolarının sizi tedirgin etmemesi imkánsız! Ya sizin durumunuz? En son ne zaman tartıldınız? Karın çevrenizi en son ne zaman ölçtünüz? Beden kitle indeksinizi en son ne zaman hesapladınız?
YANLIŞ BESLENİYORUZ!
Gelişmekte olan toplumlarda yanlış, yetersiz ve dengesiz beslenme en önemli sorunlardan birisi. Gelişmiş ülkelerdeki fast-food kültürü ve Yo-Yo diyetleri çocukluk dönemi ve erişkin yaş şişmanlığında patlamaya yol açtı. Boş kalorilerle yüklü vitamin, mineral, karotenoid, flavonoid fakiri, posasız, faydasız besinlerle midenizi doldurup kalçalarımızı, göbeklerimizi yağlandırıyoruz.
Fazla kilolu ve şişmanların, yani hasta insanların sayısı büyük bir hızla artıyor. Aşırı kiloların ve obezitenin yol açtığı bedensel ve psikolojik tahribatlar çözüm bekleyen büyük sağlık sorunları olarak önümüzde duruyor. Bütün bunları görüyor, okuyor ama hálá yanlış ve daha kötü besleniyoruz! Sadece kilo fazlalığı ve obezite sorununda değil, şeker hastalığı ve hipertansiyonda kalp-damar ve beyin-damar hastalıklarında görülen patlamanın da ardında bu yanlış ve bilinçsiz beslenme alışkanlıkları var. Neyi, ne zaman, ne kadar ve neyle yiyeceğimizi hálá iyi bilmiyoruz. Yediğimiz şeylerin çoğunun kalorisinden, glisemik indeksinden, içeriğinden, kısacası besinsel değerinden ve kalitesinden pek haberimiz yok.
İnanç dünyanızı yeniden keşfedin
Tevekküle inanır mısınız? Gözlerinizi sımsıkı kapatıp kalbinizi iyice açarak inanç dünyasında hiç yolculuk yaptınız mı? Mesela tasavvufla tanıştınız mı? Mevlana’yı, Yunus’u, Hacı Bektaşı Veli’yi okudunuz mu? Budizme, Taocu felsefeye, ayurvedaya, karma felsefesine, Feng Shui’ye ait neler biliyorsunuz? Reikiyi, aromaterapiyi, homeopatiyi, meditasyonu, yogayı hiç denediniz mi? Ostopatik tıp, natüropatik tıp, herbal tıp ya da hipnoterapiyle hiç tanıştınız mı? Ortomoleküler tıptan haberiniz var mı?
Cevabınız ‘hayır’ ya da ‘güçlü ve güvenli bir evet’ değilse, sizin sadece bir doktora değil, sağlık ve sağlamlık bilinci sürdürmeniz için sizi yönlendirecek yetenekli ve deneyimli bir ‘sağlık yaşam danışmanı’na (life style coach) gereksinim duyduğunuz muhakkak! Sizi koruyucu tıp şemsiyesinin altına alacak, hem modern tıbbın teşhis ve tedavide ulaştığı bu olağanüstü düzeyden yararlanmanıza olanak sağlayan, hem de sizi bedensel ve ruhsal durumunuzla bir bütün olarak değerlendirecek yeni bir tıp anlayışına gereksiniminiz sözkonusu!
Bu yaklaşım bilinen doktorluk ve tıp hizmetlerine ek bazı yeni sorumlulukları üstlenmektedir. Yeni kavramlarla sizi tanıştırmak, hastalanmamanızı sağlamak, sağlığınızı koruyup güçlendirmeyi, sağlamlık halinizi sürdürüp mümkünse daha da geliştirmeyi hastalık tedavisinden öncelikli tutmaktadır. Sizin sadece tedavi edici anlamda sınırlı doktorluğunuzu değil, sağlık koçluğunuzu da üstlenir. Sizi ailenizle, çevrenizle, işinizle, alışkanlıklarınız, yaşam tarzınız ve genetik risklerinizle birlikte bir bütün olarak değerlendirir. genetik risklerinizi özenle belirler. Bu riskleri en aza indirecek yaşam değişikliklerini ve sağlık desteklerini ısrarla uygular ve izler.
Yaşadığınız çevrenin koşullarının (şehir yaşamı, toksik gazlar, egzoz gazları, fabrika ve endüstriyel atıklar, güneş ışınlarına maruz kalma...) çalıştığınız iş kolu ve işyerinin sağlığınız üzerine olan etkilerini, ruhsal yaşamınızı etkileyen sosyal ve ekonomik faktörleri dikkate alır. Bütün bu sorunlar hakkında size danışmanlık hizmeti ve koruyucu sağlık eğitimi verir. Tıbbi desteklerle sağlık ve sağlamlık halinizi kendi kendinize de sürdürebileceğiniz bazı olanakları size tanıtır.
Bütün bunları yapabilmek için yemenize, içmenize, uykunuza, aktivitenize, kilonuza, stres düzeyinize kısacası her şeyinize karışır. Kan basıncınızı, kan biyokimyanızı, kolesterol seviyenizi, kan şekerinizi, karaciğer temizleme yeteneğinizi, böbrek fonksiyonlarınızı, homosistein, ensülin, tiroid hormon düzeylerinizi, kalp ve damar sisteminizi, cinsel performansınızı belirli aralıklarla yaptığı incelemelerde değerlendirir, doğruya en yakın bir güvenle belirler. Aksayan noktaları ve sorunları bazı genetik testleri de kullanarak mümkün olduğu kadar erken dönemde belirlemeye gayret eder.
BU DAVETE KATILIN
Koruyucu tıp sizi yaşamınızı kavramaya, sağlığınızı desteklemeye, bedeniniz ve ruhunuza saygı gösterip sahip çıkmaya çağırıyor. Doğru beslenmeye, doğru nefes almaya, olumlu düşünmeye, egzersize, yeterli uykuya, kısacası daha iyi ve daha güzel, formda ve kaliteli bir hayata davet ediyor.
RUHUNUZ SİZDEN ŞİKÁYEÇTİ OLABİLİR
Dingin, gerginlikten, kavgadan, gürültüden uzak; kendisiyle, çevresiyle ve dünyayla barışık stres düzeyi minimumlarda kalmış bir ruhsal aktivite düzeyine olan ihtiyacınızı hiç dikkate aldınız mı? Stresten kaçınmayı, stres kaynaklarını tanıyıp beden ve ruh dengenizi bozmadan yaşamayı becerebiliyor musunuz? Zamanın içinizi otomatik bir çamaşır makinesi gibi sıkan, burgu burgu ezen baskısını yaşamadan iyi bir iş planı yapmaya, hep ‘evet’ yerine bazen ‘hayır’a yatmaya, bardağın dolgun yanına bakıp meyvenin olgun yanını tutmaya sizin de ihtiyacınız olduğunu hiç düşündünüz mü?