Paylaş
Hepimiz çocuklarımızın ayağa kalkıp ilk adımlarını attıkları o mucizevi andan itibaren hayata daha net ve açık şekilde tutunduklarını düşünürüz. Haklıyız! Zaten bu yüzden de “Ayakta kal, hayatta kal!” deyimi bizim değişmez mottolarımızdan biri olmuştur ve öyle de kalacaktır. Zira düzenli yürüyüş yapmak bizi daha sağlıklı, formda, fit biri yapar. Bilimsel araştırmalar da bu bilgiyi destekliyor. Düzenli yürüyüş yapmanın kilo dengesini koruduğu, kalp-damar hastalıklarını önlediği, kan basıncını, kan şekerini, kolesterolü, trigliseridi dengelediği, inme tehdidini ve hatta bunama ihtimalini minimuma indirdiği biliniyor. Diğer taraftan ruh sağlığımızın korunmasında da -örneğin depresyon ve kaygıyla mücadele çabasında da- düzenli yürümek muazzam faydalar sağlıyor. Bitmedi! Pek çok bilimsel çalışma düzenli yürüyüşlerin kanser riskini de ciddi ölçüde azaltabileceğini gösteriyor. Peki, neden? Bütün bunlar nasıl oluyor? Faydayı arttırmak için sadece adım sayısı mı önemli?
ÖNEMLİ
YÜRÜMEK METABOLİZMAYI DEĞİŞTİRİR
YAZAR Annabels Streets de benim gibi yürümenin faydalarına yürekten inanlardan biri, ‘YÜRÜMENİN 52 YOLU’ kitabının da yazarı. Annabels Streets kitabında yürümenin “sadece adım sayısından ibaret olmadığı”nı özenle vurguluyor ve bakın ne diyor: “12 dakikalık bir yürüyüş, kanımızdaki 522 metaboliti -doğal kimyasal yapıyı- harekete geçiriyor ve değiştiriyor. Bu maddeler kalp atışımızı, nefesimizin hızını ve kalitesini, beynimizdeki nöronları etkileyen moleküller. Yürürken içimize oksijen dolar, oksijen gücümüzün artması, hayati organlarımızı, hafızamızı, yaratıcılığımızı, ruh halimizi, düşünme kapasitemizi etkiler. Yürümek yüzlerce kasın, eklemin, kemiğin ve tendonun incelikli, zahmetsiz bir sırayla hareket etmesini sağlar. Biz yürürken -farkında değiliz ama- aynı anda çok sayıda ‘moleküler yol’ harekete geçerek kalbimizi genişletir, kaslarımızı güçlendirir, atardamarlarımızı yumuşatır, kanımızdaki şekeri azaltır ve ‘epigenetik modifikasyon’ olarak da bilinen bir süreç ile mucizevi şekilde iyi genlerimizi açıp kötü genlerimizi kapatır.”
Yürümenin başka faydaları da var. Mesela mı?
İYİ HABER
YÜRÜMEK DOĞAYI TEMİZLİYOR
ANNABELS Streets’e göre, “yürümeği tercih etmekle hava kirliliği ve gürültü kirliliği yükünü de azaltmış oluruz. Üreme yıllarımızda düzenli yürümenin hastalıklara karşı daha dirençli çocuklar doğmasına da katkı sağlarız. Kısacası yürümek sadece ‘ADIM SAYMAK’ veya ‘EGZERSİZ YAPMAK’ değildir, daha fazlasıdır. Evet, fiziksel ve zihinsel sağlık açısından yürümenin bizi mutlu eden pek çok faydası vardır. Ancak yürümenin verdiği keyif kaydedilen adım sayısından kat kat daha fazladır”.
BANA GÖRE
YÜRÜMENİN GİZLİ FAYDALARI
YÜRÜMENİN “içinde yaşadığımız son derece karmaşık ve güzel dünyaya değer katmak için önemli bir araç olduğunu, inanç ve özgürlük bulmak, dostluklarımızı pekiştirmek, doğayla bağlantılarımızı güçlendirmek, havamızı kirleten yoğun trafiğe dur demek, gürültüden uzaklaşmak, koku alma duyumuzu beslemek, yıldızların ışığına ve karanlığa olan arzumuzu gidermek, daha da önemlisi hayatın mucizesi ve coşkusunu yeniden keşfetmek için en önemli doğal araçlardan biri” olduğunu unutmayalım.
ÖZET BİLGİ
NETİCE ŞUDUR
YÜRÜMEK pek çok bilimsel araştırmaya konu oldu ama bu araştırmaların hepsi -maalesef sadece ve inatla- adım sayısı üzerine odaklandı. Ben prensip olarak kaslarım, kemiklerim ve eklemlerim müsaade ettiği müddetçe yürüyeceğim. Zira iyi biliyorum ki yürümek adım sayısından çok daha fazla ayrıntısı ve faydası olan yaşamsal bir güç, bize bağışlanmış muazzam bir yetenektir. Annabels Streets’in de ısrarla belirttiği gibi “gece yürüyüşlerinin gündüz yürüyüşlerinden, dağlarda yapılan yürüyüşlerin kum yürüyüşlerinden, yalın ayak yürüyüşlerin tepe tırmanışlarından, aç karnına yapılan yürüyüşlerin tok karnına yapılanlarından, şehir içindeki yürüyüşlerin doğada gerçekleştirilenlerinden, rüzgârlı bir havadaki yürüyüşlerin yağmur altındaki yürüyüşlerden” çok daha farklı faydaları vardır. Kısacası meseleyi sadece adım sayısıyla açıklamaya kalkmakla sanırım biraz ayıp ediyoruz.
NOT: Annabels Streets / Yürümenin 52 Yolu/ The Kitap isimli eserden faydalanılmıştır.
Paylaş