Paylaş
Bunun nedeni, mankenlerin diğer kadınlara oranla beslenmelerine daha çok özen göstermeleri, daha aktif, egzersizi yoğun bir hayat sürmeleri, dolayısıyla kilo sorunundan daha az etkilenmeleri.
Bu bilginin bir anlamı da şu: Eğer beslenmemize, fiziksel aktivitenize ve sağlık sorunlarınıza ilgi gösterirseniz, selülitle karşılaşma olasılığınız azalır.
Uzmanlar “her 10 kadından 9’unda az ya da çok ama mutlaka selülit var” diyor. Selülit için çözümler de öneriyorlar. Ama yine de en etkili çözümün ne veya neler olduğu hâlâ belli değil. Şu noktalara dikkat etmek çok önemli:
Selülitin çözümü her şeyden önce doğru olmayan, denenmiş ve işe yaramadığı anlaşılmış selülit çözümlerini bırakmak, akıllı, bilimsel ve doğru çözümlere odaklanmaktan geçiyor.
Yani selüliti sürgüne yollamak istiyorsanız, mücadeleye mümkün olduğunca erken başlamalı, “yapmamanız gerekenleri yapmamalı” ve “yapmanız gerekenleri bir yaşam tarzı şeklinde kazanmalı”sınız.
NE YAPMALI?
Selülitle mücadele etmek istiyorsanız, cildinize daha çok su kazandırmalı, onu bir yağ torbası olmaktan korumalı, Glukozaminoglikan (GAG) adı verilen maddelerin miktarını artırmalı, kollajen ve elastin iskeletini yoğunlaştırmalısınız. Selülitin oluştuğu hücrede bağ dokusu hasarını onarmak için dışarıdan sürülen kremlerden ve/veya ağız yoluyla alınan besin desteklerinden yararlanmanız da mümkündür.
NE FAYDALI?
Selülit oluşumunu yavaşlatmak veya azaltmak amacıyla kullanılan kremlerin en etkilileri, metilksantin, kafein, Alfa Lipoik Asit, peptitler, yeşil çay ve nar özleri ile zeytinyağı, Gingko Biloba, polifenolleri içerenlerdir.
Ağız yoluyla kullanılan destekler içinde GAG yapımını hızlandıran Glukozamin destekleri son yılların en çok rağbet gören ürünleridir. Ayrıca temel yağ asitlerinin, özellikle Evening Primrose Oil (EPO) kapsüllerinin, B vitaminleri, Magnezyum, Çinko gibi minerallerle oluşturulmuş vitamin-mineral desteklerinin de yararlı olabileceğini ileri sürenler vardır.
Selülit konusunda oldukça başarılı çalışmaları bulunan Amerikalı Dermatolog Dr. Murad özellikle Lesitini ve nar özlerini tavsiye etmektedir. Lesitin birçok yiyecekte bulunan ama özellikle yumurta, ıspanak, karnabahar, elma, portakal gibi besinlerde bolca olan bir aminoasittir. Lesitini hazır kapsüller şeklinde de vücudunuza kazandırmanız mümkündür. Lesitin kapsüllerini eczanelerde bulabilirsiniz.
Önümüzdeki yılın en önemli besin desteklerinden biri olacağı anlaşılan omega-5 kapsüllerinin de selülit tedavisinde işe yarayacağını gösteren önemli bulgular var. Omega-5 kapsüllerinde punisik asid var. Punisik asidi bir başka yazıda anlatacağım. Anti selülit reçetesini ise yarınki yazıda okuyacaksınız.
Hastalık değil sorun!
UNUTMAYIN!
Şu noktayı aklınızdan çıkarmayın: Selülit bir hastalık değildir. Sadece aşırı olduğunda estetik bir sorundur, o kadar. Yalnız beslenme biçiminize de bağlı değildir. Hormonal ve metabolik pek çok değişim, genetik eğilimler, selülite neden olabiliyor.
Yapmanız gereken şey, doğru çözümler üzerinde odaklanmak, problemi büyütmeden etkili çözümler üretmeye çalışmak olmalıdır.
Yazıyı iyi bir haberle tamamlamak isterim: Uzmanların çoğu selülit sorunu olan kadınların cinsel yönden daha aktif olduğu düşüncesinde ve bunu da selülitli kadınlarda östrojen hormonu düzeyinin daha fazla olmasına bağlıyorlar. ? Dr. Evren ALTINEL
Selülite teknolojik destek: Icoone!
BİR HABER
Selülitle mücadelede kullanılan pek çok teknoloji var ama işe yaradıklarını söylemek son derece zor. Ben bunlardan bir tanesinin, arkasındaki bilimsel desteğin güçlü oluşunu dikkate alarak orta ve uzun vadede işe yarayabileceğini düşünüyorum: ICOONE.
Icoone, yeni geliştirilmiş bir teknoloji. Etkinliği konusunda Fransa ve İtalya’da yapılmış güvenilir çalışmalar var. Fransız Prof. Dr. J.C. Goinberteau’nun buluşu kabul edilen bu teknoloji, cilde uyguladığı mikro uyarılarla cildin mikro alveoler yapısını değiştiriyor.
Icoon seansları 10-15 arasında değişiyor. Uygulama ortalama 20-30 dakika sürüyor. Icoone hakkında bilgi almak istiyorsanız, Yaşasın Hayat uzmanlarından Dr. Evren Altınel ile görüşebilirsiniz.
Dengesiz beslenme selülite yol açar
ÖNEMLİ
Eğer yağ-şekerden zengin, yüksek kalorili bir beslenme planı uyguluyorsanız, selülitten kaçamazsınız. Fazla miktarda alınan kaloriler, yağ metabolizmanızı etkiler. Yağ hücrelerinizin hem boyutları büyür hem de vücutta bölgesel olarak birikmeye başlar.
Fazla miktarda şeker, yağ veya protein aldıysanız vücudunuz harcayabildiği kadarını harcar, geri kalanını da yağa dönüştürerek saklar.
Önemli olan hangi besin maddesinin yağa dönüştüğü değil, adipoz dokusunda ne kadar fazla bir genişleme olduğudur. Adipositler büyüdükçe çevre dokuya ve kan damarlarına baskı yapar.
Hipodermisin üst tabasındaki kan damarları ince ve kırılgan olduğundan yağ dolu adipositler bu dokuları iter, kan dolaşımını bozar ve ödem oluşur. Selülit işte bu ödem sonucu ortaya çıkar.
Dyt. Nilüfer İNCEİŞ
Paylaş