Lütfen acele etmeyin!

Birkaç kilo fazlanız olduğunu düşünüp bunlardan kurtulmak mı istiyorsunuz? Her şeyden önce herkesin yaptığı o meşhur yanlışı, yani hızla kilo kaybı sağlama hatasını siz de yapmayın.

Çünkü bu yanlış nedeniyle dünyanın en önemli yetkin kilo yönetimi merkezlerinde bile verilen kilolar geri alınıyor.
Oysa yapılacak şey son derece basit: Hedefi genişleteceksiniz, süreci zamana yayacaksınız. Yalnızca kilo kaybına değil, düştüğünüz kiloyu korumaya ve yeniden kilo almamaya odaklanacaksınız.
Klinikte hastalarla yaptığımız sohbetlerde sık kullandığımız bir örnek vardır: Kim ki yediğinden daha az yer, yaptığından daha fazlasını yapar, o kişi az ya da çok ama mutlaka kilo verir.
Burada önemli olan, sağlıklı bir kilo aralığına inene kadar (eskiye oranla günde 400-700 kalori kadar) az kalori tüketmek (yani daha az yemek) ve günde en az 200-300 kalorilik bir enerji kaybı sağlayan aerobik ağırlıklı bir egzersiz planını ısrarla uygulayabilmektir.

BASİT BİR ÇÖZÜM

Yaratacağınız günlük 1000 kalorilik açık, size her hafta 1 kiloluk sağlıklı bir kilo kaybını garanti eder. Üstelik daha fit, daha zinde biri olmanızı da sağlar.
Eğer bu önlemlere alkolü bırakmak -ya da azaltmak-, şeker ve tatlıları kesmek, yağı, tuzu az bir beslenme planı oluşturmak, meyve-sebze ağırlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmek gibi temel bazı değişimleri de ekleyebilirseniz, sadece kilo vermekle kalmaz, verdiğiniz kiloları geri almak gibi bir problemi de tarihin tozlu sayfalarına gönderirsiniz. Üstelik bu işi evde ya da işte kendi kendinize de başarabilirsiniz.

NE YAPMALI?

Kilo vermenin ve sağlıklı bir kilo aralığında kalmanın size iyi geleceğinden hiç kuşkunuz olmasın. Fazla kilolarınızdan kurtuldukça rahatlayacaksınızdır. Yalnız bedeniniz değil, ruhunuz da hafifleyecektir. Uykularınız derinleşecek, sabah yorgunluklarınız sona erecek, ödem problemi ortadan kalkacaktır.
Kilo vermenin eklem ağrılarını azalttığı, gaz, şişkinlik, reflü, terleme, pişik gibi hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyen problemleri ortadan kaldırdığı da bilinmektedir.
Kilo veren kişiler daha sağlıklı, daha hoş, daha fittir. Bunları başarmanın yolu da motivasyona, bilgilenmeye, kararlı, ısrarlı olmaya ve aceleci olmamaya bağlıdır.
Kilo vermenin bedensel ve metabolik yararları ise çok daha önemlidir. Fazla kilolardan kurtulmak, kalp-damar hastalığı riskini azaltmakta, kan şekerini düşürmekte, trigliseridi normale indirmekte, kolesterol dengesini sağlamayı kolaylaştırmaktadır.
Kilo kaybının insülin direncini çözmeyi kolaylaştırdığı, CRP seviyelerini azaltarak yangısal süreçleri yavaşlattığı, hipoglisemi ataklarını seyreltip kan şekerini makul hudutlar içinde tutmayı kolaylaştırdığı bilinmektedir.

HIZLI KAYIPLAR RİSKLİ

Makul bir hızda kilo vermek sağlığa iyi gelir ama çok hızlı kilo verirseniz sağlığınızda ciddi problemler de ortaya çıkabilir. Bunların başında safra kesesi taşlarının oluşması, ürik asit seviyelerinin artması, LDL kolesterolün yükselip HDL kolesterolün azalması geliyor. Kadınlarda hızlı kilo kaybı adet düzensizliklerine ve tüylenmeye sebep olabiliyor.
Genel olarak kontrolsüz ve hızlı kilo kaybının herkeste saç dökülmesini hızlandırabileceği de biliniyor. Bu nedenle kilo verme çabanızı -acil durumlar dışında- makul bir zaman aralığına yaymanızda fayda var.
Yukarıda belirttiğimiz gibi günde 500-1000 kalorilik bir enerji tasarrufu size haftada minimum 0,5, maksimum 1 kilo yağ kaybı sağlayacaktır. Ki bu rakamlar sağlık açısından herhangi bir sorun yaratmaz.
Eski bir mankenin dediği gibi; “kilo kaybı süreci biraz şöhret kazanma sürecine” benziyor. Şöhret gibi onu korumak en az ona ulaşmak kadar yoğun bir çaba gerektiriyor.

Erken doğum belirtileri

Gebelikte 37 hafta dolmadan gerçekleşen doğumlara “erken doğum” denir. Çok erken doğan bebeklerde ise bazen hayatları boyunca sürecek sağlık problemleri oluşabilir. Bazen erken doğum eylemi durdurulabilir veya geçici olarak zaman kazanmak amaçlı tedaviler uygulanabilir.
Belirtiler oluştuğunda doktora veya hastaneye gidilebilir. Ya da bu sırada yapılmakta olan işler bırakılıp 1 saat boyunca sol yana yatıp 3-4 bardak su içilerek beklenir. Eğer bu 1 saat sonunda belirtiler artarsa doktora gidilmelidir. Rahatlama olursa istirahat ve bol sıvı alımına devam edilerek beklenebilir.
Uyarı belirtileri şunlardır:
* Her 10 dakikada veya daha sık rahim kasılmalarının başlaması
* Vajinal akıntıda değişme (sıvı gelmesi veya kanama)
* Vajene baskı, bebeğin aşağı bastırması hissi
* Belin alt kısmında derin ve kunt bir ağrı
* Adet ağrısı gibi kramplar
* İshalle birlikte olan veya olmayan karın krampları
DR. ERHAN CANKAT

Cildiniz yaşadıklarınızın haritasıdır

Yaşlanma deyince ilk akla gelen, tanımlama yaparken ilk değerlendirmeye giren, cilt ve yılların onda bıraktığı izlerdir.
Kırışıklıklar, renk değişiklikleri, kalınlaşıp incelmeler hemen göze çarptığından etkileri de tepkileri de fazla olur. Günümüzde ciltteki yaşlanmanın güneş ışınlarına (ultraviyole ışınları) maruz kalma ile doğru orantılı olduğunu biliyoruz.
Çevresel nedenler ve bazı hastalıklar cildi yıpratan başlıca etmenlerdir. Yıllar geçerken cildin en üstünde epiderm ile hemen onun altındaki derm tabakaları arasındaki bazal hücrelerin bulunduğu kısımda yüzde 20 incelme olur.
Su tutma kapasitesinde azalma olduğundan kuruma başlar. Hücrelerin boyutları küçülür. Elastin azalır. Kollajen doku bozulur. Cildin esnekliği üzerinde en önemli etkiye sahip iki protein olan elastin ve kollajendeki değişiklikler sıvı tutulumunu, nemlenmeyi azaltır. Kuruyan cilt daha kolay çatlar, yırtılır. Kalınlığı da esnekliği de azaldığından darbelere karşı direnci düşer.
Yaşlanmayla birlikte cilt altı yağ tabakası da incelir. Cildin gerginliği azalır. Zayıf, çizgileri belirginleşmiş, gevşemiş dolayısıyla da “yaşlanmış” bir cilt görüntüsü ortaya çıkar.
Ultraviyole ışınları A, B ve C diye üç gruptur. Dünyaya ulaşanlar A ve B grubu olanlardır. Bu ışınlara karşı filtre görevi yapabilen, aynı zamanda da nemlendiren ürünlerle cildi korumak, yaşlanmayı geciktirmenin ilk koşuludur.
DR. EVREN ALTINEL

Tatil ve davetler kilonuz için bir tuzak olabilir

Neden tatil dönemlerinde ve davetlerde düşünülenden daha çok yemek yenir? Hafta sonu tatilleri, bayramlar, yemek yemek için vaktin bol olduğu, insanların kendilerine yemek konusunda izin verdikleri ve arkadaşlarla bir arada en çok geçirilen zamanlardır. Bu yüzden de fazla yemeye daha çok eğilim olur. Tüketilen besinlerin de yüksek kalorili olması, tat ve görünümlerinin cazip olması kilo artışlarını kaçınılmaz hale getirir. Küçük değişiklikler yaparak bu dönemleri kilo almadan geçirebilirsiniz:
* Tabağınıza aldıklarınızı aynı anda değil, aralar vererek yiyebilirsiniz.
* Mide hacmini dolduracak ve açlık duygunuzu baskılayacak posalı besinleri daha çok tüketebilirsiniz (salata gibi).
* Eğer gerçekten kilo almaktan korkuyorsanız, gittiğiniz bir kokteylden erken ayrılabilirsiniz. Böylece çok yemeyi engellemiş olursunuz.
Yazarın Tüm Yazıları