Eğer fazla kilolu veya şişman biriyseniz bu yazıyı daha dikkatli okumanızı, sonra da bir kenara çekilip üzerinde azıcık düşünmenizi tavsiye ederim.
Yazının içeriğini bu sayfada daha önce de okumuş olabilirsiniz. Ama konuyu bir kez daha hatırlatmanın faydalı olacağı düşüncesindeyim. Hatırlatacağım şey şu... Kilo sorununuzu köklü ve kalıcı bir çözüm arıyorsanız, aklınıza sadece “hangi diyetin daha iyi” veya “hangi diyetle daha hızlı kilo verildiği” konusunu araştırmak gelmesin! En az diyetler kadar önemli ve etkili başka bir çözüm ortağınız daha var: Daha aktif ve daha hareketli bir hayat tarzı! Bugüne kadar yapılan binlerce araştırma gösterdi ki eğer düzenli bir fiziksel aktiviteniz varsa, kilo sorununu aşmanız da kilonuzu yönetmeniz de kolaydır. Tek başına yapıldıklarında diyetlerin tümü sadece ve sadece geçici çözümlerden ibarettir. Etkin ve kalıcı çözüm için mutlaka fiziksel aktivitenizi de artırmanız gerekir. Fiziksel aktivite konusuna diyetten daha çok odaklanmanızda fayda olduğunu bile iddia edebilirim. Aktiviteyi artırmanın en kolay en etkili ve kalıcı yolu da her gün 45-60 dakika tempolu yürümekten geçer.
NEDEN 7500?
Her gün toplamda en az 7500 adım atmak size ne kazandırır? Kazancınız şudur: Sağlıklı bir insanın her gün ortalama 8-10 bin civarında adım atması gerektiği ve bu rakamın 7500’den az olmayacağı hesaplanmış. Eğer bu sayı tutturulabilirse hem sağlığınız daha iyi oluyor -örneğin kalbiniz ve damarlarınız daha sağlam kalıyor- hem de kilo tuzağına düşme ihtimaliniz -eğer hormonal ya da metabolik bir sorununuz yoksa- pek olmuyor. Adım sayınız günde 7500’ün, hele hele 5000’in altına düştüğünde vücudunuz mutlaka yağ depolamaya başlıyor.
ONBİNİ TUTURMAK DAHA GARANTİLİ!
İşte bu nedenle, ne yapın, ne edin, mutlaka ama mutlaka yürüyün. Eğer günlük adım sayınız 7500’ün altında kalırsa hele hele 5000’in altına inerse, yaşınız ve cinsiyetiniz ne olursa olsun ve de ne yerseniz yiyin, günün birinde kilo sorununun sizde de ufak ufak filizlenmeye, uç vermeye başlayacağından emin olun. Üstelik, dikkat etmez de gereğinden çok kalori tüketmeye başlarsanız sorunun daha da büyüyüp, dallanıp budaklanacağını unutmayın. Kısacası, günde 7500 adımdan daha az atarsanız yediklerinize ne kadar dikkat ederseniz edin ve hangi diyeti yaparsanız yapın ne kilo almaktan kurtulabilir ne de verdiğiniz kiloları yeniden geri almayı önleyebiliyorsunuz. Hele bir de bu rakam 5000’in altına indi mi kilo sorunu ile boğuşmanız kaçınılmaz bir sonuç haline geliyor, çünkü şehirde yaşayan birinin attığı adımların sayısı günde en fazla 3000-4000 civarında oluyor.
NE YAPALIM?
Benim önerim şu: Kilo sorununuzu tarihe gömmek ve daha sağlıklı biri olmak istiyorsanız günde en az 7500 adım atın. Normalde ne kadar adım attığınızı anlamak için de önce spor aksesuvarları satan bir mağazaya uğrayıp adım ölçer alın. (pedometre veya walkmetre) 5-6 gün üst üste ortalama günlük adım sayınızı belirleyin. Bulduğunuz rakama her gün en az 1000-2000 adımlık bir yürüme çabası içine girin. Rakamı toplamda 7500’ün üstüne çıkıncaya dek artırın. Mümkünse günde en az 10.000 adımı hedefleyin. Kilo sorununuzu daha kolay çözeceğinizi hatta tarihe gömeceğinizi garanti ediyorum!
Kahvaltı gevreğiyle diyet yapmak doğru mu?
Diyet yaparken de “dengeli ve çeşitli beslenmek” kuralından asla vazgeçmemelisiniz. Protein, karbonhidrat ve yağ her öğününüzde mutlaka olmalı! Diyet yaparken de günlük kalori gereksiniminizin yaklaşık olarak yüzde 50’sini karbonhidrat, yüzde 30’unu yağ, yüzde 20’sini de proteinlerden kazanmalısınız. Ayrıca protein (süt, yoğurt, peynir, et, balık, tavuk), yağ (zeytinyağı, fındık yağı, bitkisel diğer yağlar, tereyağı) ve karbonhidrat (tahıl, sebze, meyve, bakliyat) seçimlerinizi sık sık değiştirmeli, çeşitlendirmelisiniz. Diyet planınızda yapılabilecek tek kısıtlama günlük kalori kazanımını azaltmak olabilir, o kadar. Eğer bir diyet planı kişiye özel değilse, hele hele farklı besin unsurlarını değişik ürünlerde ve değişik günlerde önermiyorsa kesinlikle uygulanmamalı. Lahana çorbası veya kabak çorbası diyeti ya da kahvaltı gevrekleriyle yapılan 2-3 haftalık diyetleri bu nedenle tavsiye etmiyoruz. Çorba içmek doğru bir beslenme alışkanlığıdır. Düşük kalorili olmaları, tokluk hissini bastırmaları ve besin değerleri nedeniyle, özellikle “ev yapımı çorbalar” her diyette yer almalıdır. Ama hızlı kilo vereceğiz diye sabah, öğle, akşam hep aynı çorbayı içmek akılcı olmaz. Son günlerde internet sayfalarında tavsiye edilen “baharatlı bal kabağı çorbası” da bu tür yanlış diyetlerden biridir. Sadece çorba içerek tabii ki kilo verebilirsiniz ama beraberinde bonus olarak sağlığınızı da kaybedebileceğinizi unutmayın.
Tiroit haplarını alırken...
Tiroit haplarını kullanırken dikkat etmeniz gereken bazı kurallar var. Tiroit haplarınızın markasını ve dozajını değiştirmemeniz ve mümkünse daima aynı ürünü kullanmanız gerekiyor. Özellikle doz değişiklikleri yaparken doktorunuzdan izin almanız da önemli bir nokta. Kendi kendinize dozu azaltmak ya da artırmak, tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Bu hapları daima sabah saatlerinde ve aç karna almanız lazım. Yemeklerle veya yemeklerden hemen sonra kullanılmaları halinde ilacın faydası azalıyor. Başka ilaçlarla birlikte almamanızda da fayda var. Çünkü tiroit hormonu biraz nazlı bir hormon! Başka ilaçlarla birlikte kullanıldığında (örneğin kalsiyum haplarıyla birlikte alındığında) etkisi ciddi ölçüde azalabiliyor. Uykuyu kaçırabileceği, çarpıntı nedeni olabileceği için bu ilaçları akşam saatlerinde kullanmamak gerekiyor.