Paylaş
Bunların en önemlileri: Enfeksiyon hastalıkları, damar sertliği sorunları, şeker hastalığı, hipertansiyon, şişmanlık, diş çürükleri ve karaciğer hastalıkları. Yetersiz ve dengesiz beslenme, vücut direncini azaltarak enfeksiyonlara zemin hazırlıyor, hastalığın ağır seyretmesine ve öldürücü sorunların gelişmesine neden oluyor.
Aşırı besin tüketimi ve fiziksel hareket azlığı şişmanlığa yol açmaktadır. Şişmanlık; şeker hastalığı, hipertansiyon ve damar hastalıklarının oluşumunda önemli bir hazırlayıcı faktördür.
Aşırı tuz tüketiminin hipertansiyon, aşırı şeker tüketiminin diş çürükleri, aşırı alkol alımının karaciğer hastalıklarının oluşumundaki etkileri bilinmektedir.
Çocukluk ve ergenlik çağı başta olmak üzere yaşam boyu yetersiz kalsiyum ve D vitamini alımı ise osteoporozun başlıca sebebidir.
HER ŞEY BESLENME DEĞİL AMA...
Beslenme, insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli miktarda alıp vücudunda kullanmasıdır. Bu öğelerin herhangi birinin alınamaması ya da gereğinden fazla alınması durumunda büyüme ve gelişmenin engellendiği, sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur. Ancak beslenmenin fizyolojik olduğu kadar sosyolojik ve psikolojik bir olay olduğu da unutulmamalıdır.
Ailenin ve toplumun sağlıklı yaşaması ve ekonomik yönden gelişmesi, onu oluşturan bütün bireylerin sağlıklı olmasına bağlıdır.
Sağlıklı kişi çalışma gücüne sahiptir. Aileye, topluma ekonomik yönden katkıda bulunur.
Sağlığın temeli yeterli ve dengeli beslenmektir. Bireyin büyüyüp gelişmesi, vücudun verimli çalışması, dış etkenlere ve hastalıklara karşı dirençli olabilmesi için belirli besin öğelerine gereksinim vardır. Yeterli ve dengeli beslenme sağlığın temelidir.
Vücudun büyümesi, dokuların yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan tüm besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda ve gerekli oranda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması “yeterli ve dengeli beslenme” deyimini açıklar.
Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu kadar alınmazsa yeterli enerji oluşamaz, vücut dokuları yapılamaz ve yenilenemez, sonuçta “yetersiz beslenme” durumu oluşur.
KAPASİTEYİ DE AZALTIYOR
Yetersiz ve dengesiz beslenme, insanın çalışma, üretme, planlama ve yaratma yeteneğini düşürür.
Ekonomik bakımdan gelişmiş olmanın ilk şartı insan gücünü, üretimini artırıcı yönde kullanabilmektir. Yetersiz ve dengesiz beslenme yüzünden zihnen ve bedenen iyi gelişmemiş, yorgun, isteksiz ve hasta bireyler toplum için her açıdan yük teşkil eder.
Yapılan çeşitli araştırmalar toplumumuzun önemli bir kısmının dengesiz beslenmekte olduğunu ortaya koymaktadır.
Dengesiz beslenmenin etkilediği grupların başında ise gelişmekte olan çocuklar, gençler, gebe ve emziren anneler gelmektedir.
Toplumda beslenme yetersizliği sorunları oluşmasındaki nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Besin üretimi, dağılımı ve teknolojisindeki yetersizlik ve dengesizlik.
Satın alma gücünün eksikliği.
Çevre koşullarının sağlık kurallarına uygun olmayışı.
Beslenme eğitiminin yetersizliği, beslenme bilgisinin yetersizliği.
BİR BİLGİ
Besin grupları
1.Grup
Et, yumurta ve kuru baklagiller
Her türlü büyük baş hayvan, kümes ve av hayvanları, suda yaşayan hayvanların yenilebilen kısımları “et” olarak değerlendirilir. Fasulye, nohutgibi yiyecekler “kuru baklagil” başlığı altında toplanır. Fındık, fıstık gibi yağlı tohumlar, yumurta gibi besinler de bu grupta yer alır. Bu gruptaki yiyeceklerin ortak özellikleri protein ve yağdan zengin olmalarıdır. Yağı az olan etler arasında kümes hayvanları ve balık gelmektedir. Bu gruptaki yiyecekler demir, B6 ve B12 vitaminleri yönünden zengindir. Her gün bu gruptaki yiyeceklerden biri ya da birkaçının karışımı yenmelidir. Yüksek posalı diyetlerde kuru baklagiller, yağı sınırlı olan diyetlerde tavuk, hindi ve balık eti tercih edilmelidir.
2.Grup
Süt ve türevleri
Süt, yoğurt ve peynir bu gruba girer. Bu gruptan her gün en az bir kibrit kutusu kadar peynir ile bir su bardağı süt-yoğurt tüketilmelidir. Bu gruptaki besinler kalsiyum A vitamini ve B vitaminlerinden zengindir. Büyüme ve kemik sağlığının korunmasında büyük yararı vardır. Bu nedenle büyüme ve gelişme çağında olan çocukların, gençlerin, gebe ve emzikliler ile yaşlıların diğer yetişkinlere göre, bu gruptan daha çok besin tüketmeye ihtiyacı vardır. Yağı azaltılmış ve enerjisi sınırlanmış diyetlerde yarım yağlı ve yağsız olanları tercih edilmelidir.
3.Grup
Sebze ve meyveler
Taze sebze ve meyveler, diğer besin gruplarından alamadığımız C vitaminini sağlarlar. C vitamininden zengin besinler; yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, çilek, şeftali, domates ve patatestir. Sebze ve meyvelerden yeşil ve sarı renkte olanlar A vitamini öncüsü karotenlerden zengindir. Yeşil yapraklı sebzeler B vitaminlerinden, birçoğu da E ve K vitaminlerinden zengindir.
4.Grup
Tahıllar ve türevleri
Ekmek, pirinç ve bulgur bu gruba girer. Bu gruptaki besinler karbonhidratlardan zengindir. Vücuda enerji sağlarlar. Kepeği alınmamış tahıllar ve bulgur B vitaminlerinden zengindir. Yüksek posalı diyette kepekli ürünler ve bulgur tercih edilmelidir. Gereksinim düzeyine göre günde 3-8 dilim ekmek yenilebilir.
5.Grup
Yağlar ve tatlılar
Bu gruptaki yiyecekler vücuda enerji sağlarlar. Tereyağında A vitamini, bitkisel sıvı yağlarda E vitamini vardır. Tatlılardan pekmez, kalsiyum ve demirden zengindir. Bu nedenle pekmez şekerden daha değerlidir. Bu gruptan bir günlük alınacak miktar, bedensel aktivitenin düzeyine bağlıdır.
Paylaş