Paylaş
Hastam geçen hafta yaptığı ziyarette bu ilaçtan sonra cinsel gücünde bir azalma hissettiğinden yakındı, sorunun kullandığı kolesterol ilacı ile ilişkili olup olmayacağını sordu. ışte o hastama anlattıklarım...
Yüksek LDL kolesterolü azaltmak amacıyla kullanılan statinlerin cinsel gücü de azaltabileceği, erkekler arasında yaygın bir kanaattir.
Çoğu hasta sadece bu nedenle ilaç kullanmayı bile reddeder. Üretici firmalar ise bu konuda hekimlerin karşılaştığı şikâyetleri yıllardır görmezden gelir.
ılaçlar hakkındaki bilgileri firmaların aktardığı bilgilerle sınırlı olan biz hekimler ise hastaların bu yöndeki soruları karşısında “olmaz öyle şey” diyerek konuyu kestirip atarız. Ama son zamanlarda durumun öyle olmadığı anlaşıldı.
Fransa’da yapılan yeni bir çalışma, kolesterol düşüren ilaçların erkeklerde cinsel istek kaybı ve ayrıca cinsel güçte azalma, yani ereksiyon sorunu yaratabileceğini ortaya çıkardı. Araştırmacılar (C, Huyghe, E, M, Montastruc/Drug Saf. 2009,32), yaklaşık 200 binden fazla hasta kaydı üzerinde yaptıkları incelemelerin sonuçlarını yayınladı.
Elde edilen bulgulara göre kolesterol düşürücü ilaçları kullanmayanlarda yüzde 0,4 oranında görünen erektil bozukluk (sertleşme sorunu) statin kullanan hastalarda yüzde 1,1’e yükseliyor.
Ereksiyon sorunu ortalama bir ay sonra başlıyor ve en sık görüldüğü statinlerin rosuvastatin, atorvastatin, sinvastatin olduğu belirtiliyor. Fluvastatin ve simvastatinde ise anlamlı bir değişiklik görülmemiş.
NE YAPMALI
Kolesterol ilaçlarına bağlı cinsel güç kaybı konusu yakın zamana kadar benim de ciddiye almadığım ve pek inanmadığım bir şikâyetti. Ne var ki yeni gelişmeler bu konuda daha duyarlı ve dikkatli olmamız gerektiğini düşündürüyor. Eğer kolesterol ilacı kullanmaya başladıktan sonra ortaya çıkan bir cinsel güçsüzlük ve isteksizlik problemi yaşıyorsanız, bu sorunun kullandığınız ilaçla ilgili olup olmayacağını doktorunuzla konuşmanızda fayda var.
Sonuç olarak kolesterol düşürücü ilaçların cinsel güç üzerinde olumsuz etkisi olabiliyor, aklınızda olsun!
Yeri gelmişken, kolesterol mücadelesinde yalnızca ilaçlara güvenmemenizi, beslenmeniz, aktiviteniz ve yaşam seçimlerinizin de bu mücadelede önemli olduğunu hatırlatalım...
Bitkisel çay ne anlama geliyor
Kuşburnu, nane, papatya, elma ve benzeri bitkilerden değişik yöntemlerle hazırlanmış çaylara bitkisel çay diyoruz.
Bunların kimi antioksidan güçleri az da olsa vitamin mineral zenginlikleri, kimi uykuya, hazma, kabızlığa, gaz sorununa yaptıkları olumlu katkılarla kullanım alanı buluyor.
Bitkisel çay kullanmak son yılların yükselen bir trendi... Bizim geleneğimizde ise pek yok. Biz yeşil çaycı bile değiliz. Daha çok siyah çay tüketmeyi seviyoruz. Toplam çay tüketimimizin yüzde 90-95’ini siyah çay oluşturuyor.
Son zamanlarda özellikle kanserden, cilt yaşlanmasından, damar sertliğinden koruduğu anlaşılan yeşil çaya karşı da bir yönelme başladı. Hatta hiç bilmediğimiz buzlu çay, soğuk çay gibi seçenekleri de alışkanlıklarımız arasına yerleştirdik.
Ben her sabah güne bir bardak siyah çayla başlarım. Çayı açık içerim ve daima ilk çayımın içine de bir parça limon eklerim. Bitkisel çaylardan akşam saatlerinde melisa ve papatyayı, gündüz saatlerinde ıhlamur ve adaçayını tercih ederim.
Aşırı adet kanamaları pıhtılaşma bozukluğuna bağlı olabilir
Adet zamanlarında fazla miktarda kanaması olan kadınların bir kısmında, kanama ve pıhtılaşma bozukluğu bulunabilir. Böyle hastaların çoğunun kanaması hormonal veya miyom gibi patolojilere bağlı olarak değerlendirilip, ameliyat veya başka tedaviler önerilir.
Duke Üniversitesi’nde yapılan çalışmalarda, kadınların kendi ailelerinde de zaten adetlerin fazla olduğunu belirttikleri, bu nedenle bu durumu normal karşıladıkları tespit edilmiş. Aslında sebep ailevi pıhtılaşma bozuklukları olabilmektedir. şu durumlarda uyanık olmak gerekir:
Aşırı adet kanamaları
Ailede kan hastalıklarının bulunması
Zedelenme olmadan oluşan çürükler
Küçük yaralanmalarda bile 5 dakikadan uzun süren kanamalar
Cerrahi işlemlerde beklenenden daha fazla kanama olması
Doğum sonrası oluşan kanamalar
Paylaş