Paylaş
Statinlerin meme büyütücü etkilerinin ne sıklıkta olduğuna dair elimizde net ve açık bir bilgi yok ama şu konuda ortak bir fikir birliği olduğu söyleyebilir: Uzun süre statin kullanan erkekler memelerinin büyümesine şaşırmamalı!
Kolesterol hapları olarak bilinen statinlerin çok sayıda yan etkileri var. Bunlardan bazıları hayatı tehdit edici boyutlara varabiliyor, bir kısmıysa uzun vadede ortaya çıkıyor. Statinlerin karaciğer ve kaslara zarar verebilecekleri uzun süredir biliniyor.
Bellek zayıflaması, saç dökülmesi, yorgunluk, dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu, cinsel güçsüzlük, şeker hastalığını davet edebilme gibi yan etkileri ise yeni anlaşılan olumsuz sonuçları.
Öyle görünüyor ki son 20 yılda daha yaygın kullanım alanı bulmaları statinlerin yan etki ve zararlarının daha net ve açık olarak ortaya çıkmasını kolaylaştırdı.
Statinlerin yarattığı muhtemel sorunlardan biri de erkeklerde görülen meme büyümesi problemi.
Farklı ülkelerde yapılan çok sayıda çalışma ile statinlerin bu etkisi defalarca kanıtlandı. Son birkaç yılda ardı ardına yayımlanan makalelere bakılırsa meme büyütme sorunu zannedildiğinden de önemli ve sık görülen bir problem.
Uzmanlara göre statinler kolesterol üretiminde görevli bir enzimin aktivitesini baskıladıkları için kolesterolü düşürüyorlar.
Ne var ki bu enzimin baskılanması meme büyümesine de yol açıyor. Diğer taraftan statinlere bağlı testosteron üretiminin azalması da memeleri büyütmesi mümkün gibi görünüyor.
Statinlerin meme büyütücü etkilerinin ne sıklıkta olduğuna dair elimizde net ve açık bir bilgi yok ama şu konuda ortak bir fikir birliği olduğu söyleyebilir: Uzun süre statin kullanan erkekler memelerinin büyümesine şaşırmamalı!
BİR NOT
Kalsiyum karmaşası bitmiyor
Bitmek bilmeyen tartışmalı sağlıklı tartışmalardan (!) biri de “kalsiyum destekleri”dir.
Kimler bu desteklerden faydalanmalı? Menopozdaki her kadın kalsiyum desteği almalı mı? Desteklere ne zaman başlamalı? Ne dozda kullanılmalı? Hangi kalsiyum destekleri daha etkili?
Bu soruların yanıtları sık sık değişiyor. Peki doğrusu ne? İsterseniz önce şu doz meselesinden başlayalım, çünkü bu konu gerçekten son derece kafa karıştırıcı bilgilerin olduğu bir alan.
Bazı hekimlere göre yüksek dozda kalsiyum desteği almak, hele hele günde 1000 mg gibi rakamların üzerine çıkmak son derece yanlış bir tutum.
Harvard Tıp Fakültesi’nin ünlü hocalarından Walter Willett de bu görüşte olanlardan biri. Ona göre günlük kalsiyum desteği olarak 500-700 mg’lık bir doz yeterli. Yüksek dozda kalsiyum almayı savunanlara göreyse ortalama doz 800-1000 mg civarında olmalı. Hatta gerekiyorsa 1000-1500 mg’lık dozlardan da faydalanmalı.
ABD Beslenme Konseyi başkan yardımcısı Dr. Andrea Wonk bu görüşte olan hekimlerden. Ona göre ortalama doz günde 1000 mg’ın altına düşmemeli.
Peki biz ne yapmalıyız? Hangi görüşe inanmalıyız?
Benim kanaatim şu: tartışmalar bitene kadar günlük kalsiyum ihtiyacımızın en az yarısını besinlerden kazanmanın bir yolunu bulmamız lazım. Bunun için neler yapmamız gerektiğini “iyi kalsiyum nerede?” kutusunda bulacaksınız. Geri kalan miktarı 400-800 mg civarında bir destek dozuyla tamamlamak en uygunu gibi görünüyor.
Bunu yaparken de içinde sadece kalsiyum değil, D vitamini, K 2 vitamini, çinko ve magnezyum bulunan desteklere ağırlık vermek en doğru yaklaşım.
Peki, “hangi kalsiyum daha etkili?”
Bunun yanıtını da yine yandaki kutuda bulacaksınız. Anlaşılan o ki kalsiyum destekleri konusunda daha çok tartışma çıkacak.
Bu tartışmalar tamamlanana kadar siz daha çok yoğurt, peynir yiyip ayran içmenin, kalsiyum zengini sebzelerden (özellikle lahana grubu) ve yağlı tohumlardan (badem) daha sık istifade etmenin bir yolunu bulmaya bakmalısınız.
Takviye olarak destek kullanırken de kalsiyumun sitrat ve biglisinat tuzlarına öncelik vermeli, o desteğin içinde ayrıca D vitamini, K2 vitamini (menakinon) olup olmadığını da araştırmalısınız.
HATIRLATMA
Kalsiyumdan en zengin besinler süt ürünleridir. Süt, yoğurt, peynir ve ayran sadece kalsiyum değil, D vitamini, fosfor ve proteinden de zengindir. Bu nedenle de kemikler için mükemmel besin kaynaklarıdır.
Bir su bardağı yoğurt ya da sütte 300-350 miligram, 50 gram peynirde 200 miligram kadar kalsiyum var. Peynir ne kadar sertse (parmesan peyniri gibi) kalsiyum oranı da o ölçüde yüksek.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler, lahana grubu yiyecekler ve hamsi gibi kılçığı ile birlikte tüketilen balıklar da mükemmel kaynakları. Kalsiyumdan zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler bu listeye eklenebilir.
Bademde de bol miktarda kalsiyum var. Benim önerim, kalsiyumu sert peynirler, ayran ve yoğurttan almanız. Sütteki kalsiyumun pek yararlı olmadığını, daha doğrusu bu kalsiyumdan faydalanamadığımızı düşünüyorum.
Amerika süt tüketiminin en yüksek olduğu ülkelerden biri olduğu halde, kemik yoğunluğu değerlerinin hiç parlak olmaması bu görüşümü destekliyor.
Kahve, çay ve kolalı içeceklerde bulunan kafeinin kalsiyum emilimini azaltabileceği de aklınızda olsun.
Hangi kalsiyum daha etkili?
Altını yeniden çizmek istiyorum; besinlerden yani peynirden, yoğurttan aldığınız kalsiyum, kalsiyum haplarından çok daha güvenlidir. Kalsiyum desteği almanız gerekiyorsa, doğru bir seçim yapabilmek için, kalsiyum takviyeleri hakkında bilgi edinmeniz yerinde olur.
Her kalsiyum hapı aynı değildir. Çünkü içindeki kalsiyum tuzları farklıdır. Piyasada bulunan ve kalsiyum sitrat, kalsiyum glukonat, kalsiyum karbonat tuzu gibi farklı formüllerle karşımıza çıkan hapların içinde, önceliği kalsiyum sitrat ve biglisinat formlarına vermeniz doğru olur.
Kalsiyumun bu iki formu kolay emilir. Bu noktada, birçok kadının kullandığı mide haplarının hem demir hem de kalsiyum emilimini güçleştirdiğini de belirtmem gerekiyor.
O nedenle mide hapı kullanmadan önce iki kez düşünmenizi tavsiye ediyorum.
Paylaş