Paylaş
ORUÇ tutmaları “tıbben” doğru olmayanların başında şeker hastaları, özellikle de insülin kullanan diyabetliler geliyor. İnsülin kullanmasalar bile kan şekeri zaten güçlükle ayarlanan diyabetlilerin de oruç tutmaları sakıncalı olabiliyor.
Orucun problem yaratabileceği bir başka durum da hipoglisemi. Ciddi hipoglisemisi olanların, çok sık hipoglisemik ataklar yaşayanların oruç tutmaları halinde ağır hipoglisemik reaksiyonlarla karşılaşmaları mümkün olabiliyor.
5-6 ilaç kullananlar
Ciddi ölçüde akciğer, kalp, böbrek ve karaciğer yetmezliği nedeniyle tedavi görenlerin de oruç tutmaları doğru değil. Uzun süren açlık hali organ yetmezliğini şiddetlendirebiliyor. Günde 5-6 kez ilaç kullanmaları gereken yüksek tansiyonluların ve kalp krizi geçirmiş kalp damar hastalarının da oruç tutmaları doğru değil. Bu listeye Epilepsi ve Parkinson’u olanları da eklemek lazım.
Bir defa daha hatırlatalım... Sağlık sorunlarınızın oruç tutmanıza engel bir durum yaratıp yaratmayacağını anlamanın en kolay yolu oruca başlamadan önce konuyu bir doktorla konuşup bilgi ve onay almaktır.
Hamileler emziren anneler ve çocuklar
HAMİLELİĞİN başlangıç döneminde oruç tutabileceğini ileri sürenler varsa da prensip olarak, özellikle daha önceki hamileliklerinde sorun yaşayanların oruç tutmamaları uygundur. Ergenlik yaşına kadar çocukların da oruç tutmamaları uygundur. Hele hele 10 yaşından küçük çocukları oruç tutmaya teşvik etmek doğru değildir. Emziren annelerin de uzun süre aç, özellikle susuz kalması sorunlar yaratabiliyor.
Prensip olarak kanser hastalarının ve kemoterapi ve/veya radyoterapi tedavisi görenlerin de oruç tutmamaları lazım. Alzheimer hastalığı nedeniyle tedavi görenlere de oruç tavsiye edilmiyor. Psikiyatrik tedavi görenlerin bazılarına da oruç tavsiye edilmiyor.
Reflü-Ülser ve oruç
ORUÇ tutarken, uzun süreli açlık ve susuzluk durumu ve iftar ve sahurda olağandan daha fazla gıda tüketme yanlışları özellikle ülseri, gastriti, reflüsü olanlarda sindirim sistemi yakınmalarını tetikleyebilir. Ülkemizde yaklaşık yüzde 40-45 sıklıkla saptanan Helikobakter pilori mikrobu ve bunun neden olduğu mide ülseri olanlarda oruç döneminde aynı sorunlarla karşı karşıyadır. Mide asiditesi özellikle akşamüzeri saatlerde tavan yapmaktadır. Sağlıklı ve rahat bir ramazan geçirmek için ve ilaç kullanımınızı düzenleyip doğru bilgilenmek için sorunlarınızı doktorunuzla paylaşınız.
• Sahuru atlamayın, mutlaka sahura kalkıp bir şeyler yiyin. Sağlık yönünden sahura kalkmadan tutulan oruçtan daha kötü bir davranış olamaz.
• Sahurda ve iftarda kola, gazoz, meyve suları gibi şekerli ve asitli içeceklerden uzak durun. Fazla miktarda tatlı yemekten kaçının. Baklavayı, kadayıfı, sütlacı, güllacı abartmayın!
• İftar ve sahurda aşırı ve hızlı yemek yemeyin. Sağlıklı insanlarda bile çok fazla yemeği sindirmekte zorlanan sindirim sistemi, gastritli, ülserli hastalarda daha da zor durumda kalır ve sorun yaratır. Yavaş yiyin ve uzun uzun çiğneyin.
• Bol sirkeli veya limonlu salataların, turunçgillerden hazırlanan taze sıkılmış meyve sularının asit miktarı zaten artmış midenize zarar vereceğini unutmayın. Orucunuzu gazlı, asitli, şekerli içeceklerle açmayın, su ile açın!
• İçeriğinden emin olamayabileceğiniz karışık et ürünleri ile (yağlı kebaplar, hazır etler) oruç açmayın.
• Acılı, baharatlı besinleri yemeyin. Daha hafif, hazmı daha kolay şeyler yiyin.
• Gün boyu susuz kalan vücudunuzun su ihtiyacını karşılamak için sık sık ve makul miktarda su için. Yemekler ile birlikte çok su içmeyin. Suyu yemeklerden 15-20 dk sonra ve oturarak, yavaş yavaş için daha iyi. İftarı açarken, uzun süren susuz saatlerden sonra fazla miktarda soğuk su içmeniz midenizi zorlayabilir. Önce serin ama soğuk olmayan bir sudan 1-2 bardak yudum yudum içip sonra yemeğe geçin. İftar sonrasında çay veya kahve içmek için 1 saat kadar bekleyin. Bu içeceklerinizin aşırı demli olmamasına dikkat edin. Açık siyah çay, yeşil çay, ıhlamur, rezene, adaçayı veya yasemin gibi bitki çaylarını tercih edin.
• Pişirme yöntemi olarak, kızartma veya kavurma ile hazırlanan besinleri tercih etmeyin. Izgara, fırın, haşlama veya buharda pişirilmiş besinlere öncelik verin.
• Geleneksel iftar sofraları daha sağlıklıdır, unutmayın! (Dr. Evren Altınel)
Tok tutan sahur seçenekleri
'Çorba (kurubaklagil eklenmiş yoğurt çorbası, kurubaklagil çorbaları –ezogelin, mercimek- yulaf kepeği eklenmiş sebze çorbaları)
'Badem, ceviz, fındık, yer fıstığı
'Yoğurtlu sebze salataları (ızgara kabak, közlenmiş patlıcan ile hazırlanabilir)
'Haşlanmış mercimek, nohut gibi kurubaklagillerin eklendiği salatalar (mercimekli semiz otu salatası gibi)
'Yumurta (omlet, menemen şeklinde sebzelerle de zenginleştirilebilir)
'Süt, yoğurt ve kefir (ana ve ara öğünlerinizin vazgeçilmezi olsun)
'Yoğurt meyve ikilisi (şeftali doğranmış 1 kase yoğurt)
'Etli dolmalar (pirinç yerine bulgur ile yapmaya ne dersiniz?)
'Kurubaklagil yemeği ve bulgur pilavı birlikteliği 1 kase cacıkla
'Kepekli sandviç (peynir, domates, biber ve hindi füme ile hazırlanmış)
'Proteinli salatalar (tavuklu, ton balıklı, peynirli)
(Dyt. Nilüfer Bayram)
Paylaş