Kilo almak unutkanlık yapar mı

İki yıldır giderek genişleyen beli, büyüyen göbeği ve her geçen gün biraz daha şiddetlenen halsizliği ile boğuşan 45 yaşındaki kadın hastamın anlam veremediği bir yakınması daha vardı: Unutkanlık!

Haberin Devamı

Birkaç ay önce geçirdiği küçük bir bunalım nedeniyle başladığı antidepresan ilaçtan sonra unutkanlığı biraz azalmıştı ama ilaçtan sonra kalça ve göbek bölgesindeki yağlanma daha da belirginleşince paniğe kapılmıştı.

Önce gazetelerden kestiği “çakma diyet listeleri” ile kilo vermeye çalışmış, başarılı olamamıştı. Sonrası malum... 1-2 diyetisyen ziyareti, verilen-alınan kilolar, artan yorgunluk, halsizlik, daha da belirginleşen unutkanlık, uyku sorunları ve bir türlü baş edilemeyen “doyamamalar”, sık sık acıkmalar...

SORUMLUSU İNSÜLİN DİRENCİ

Ben buna benzeyen hikayeleri günde en az 2-3 kez dinlerim.

Dinlemekten bıkmadım ama “insülin direnci” probleminin neden çılgın bir hızla yaygınlaştığını anlamakta güçlük çekiyorum.

Sorunun bu ölçüde yaygınlaş-masının önemli bir sebebinin beslenme yanlışlarımız olduğu doğrudur. Beslenme planlarımızda fast food yiyecekler, şeker bombası meşrubatlar, cipsler, içi tıka basa “un, yağ ve şeker” dolu atıştırmalıklar arttıkça, insülin direnci muhakkak ki tetiklenecektir. Ayrıca “tembellik” hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldikçe de insülin direnci yaygınlaşacaktır.

Ama bu problemin galiba başka boyutları da var.

Önümüzdeki hafta için size bomba gibi bir “insülin direnci” dizisi hazırlıyoruz. Bu dizide insülin direncine ilişkin her şeye değineceğiz.

Çünkü özellikle genç kızlarda (bilhassa polikistik over’li kızlarda), ergenlik dönemi erkeklerde, orta yaşlı kadın ve erkeklerde patlama yapan kilo sorununun ilk sorumlularından birinin insülin direnci olduğundan kimsenin kuşkusu kalmadı.

KİMLERİN RİSKİ DAHA YÜKSEK

Özellikle ailesinde şeker hastalığı olanlar ve genetik şişmanlık eğilimi bulunanlarda (bilhassa erkeklerde göbeklenme, kadınlarda kalça ve göbekte yağlanma sorunu olanlarda) insülin direncine yakalanma riski fazladır. Bu listeyi genişletmek mümkün...

Araştırmalar “metabolik sendrom” başlığı altında toplanan bir dizi problemde şu veya bu şekilde, er veya geç bu takıma insülin direncinin de katılacağını gösteriyor.

Eğer bu kişiler riskli grupta olduklarını bilirler ve risklerini nasıl yöneteceklerini öğrenirlerse, insülin direncine yakalanmaktan kurtulabiliyorlar.
En azından insülin direncini yönetmeyi öğrenebiliyor, belirtilerini hafifletip yol açabileceği sorunları minimuma indirebiliyorlar.

Haberin Devamı

Sepsis yaşamı tehdit eder

Haberin Devamı

Sepsis, iltihabın vücutta başladığı ilk yerden uzaktaki diğer dokuları da etkilediği ciddi bir durumdur. Sepsis ilerledikçe, ölümcül olabilecek kan basıncı düşüklüğüne, yani “septik şok”a kadar varabilir. Sepsis’e eğilimi olan kişiler şunlardır: 

Çok genç ve çok yaşlılar

Bağışıklık sistemi bozulmuş olanlar

Hastanede uzun süredir yatan kişiler, örneğin yoğun bakımdakiler 

Sonda, kateter, solunum tüpü, eklem protezi gibi invazif cihaz takılı hastalar

şeker hastaları, ciddi yaralanması olanlar

Hekimlere göre sepsis 3 aşamalı bir sendromdur: Sepsis, ciddi sepsis ve septik şok...

Amaç henüz başlangıçta uygun sıvı ve antibiyotik tedavisi uygulamak ve durumun ciddileşmesini önlemektir. ılk aşamada 38,5 derece üzeri veya 35 derece altı ateş, dakikada 90’dan fazla nabız, dakikada 20’den hızlı solunum sayısı, muhtemel veya konfirme edilmiş enfeksiyon vardır.

İkinci aşamada bunlara ek olarak ciltte lekeler, idrarın azalması, zihinsel fonksiyonlarda ani değişmeler, solunum güçlüğü, anormal kalp ritmi görülür. Septik şok olan son aşamada ise bunlara ek olarak kan basıncında aşırı düşme oluşur. Sepsis’te, yaygın enfeksiyon vücudun her yerindeki ince damarların pıhtılaşarak tıkanmasına yol açar. Bunun sonucunda kalp ne kadar hızlı çalışırsa çalışsın bu küçük pıhtılar oksijenin organlara ulaşmasını engeller ve organ yetmezliğine, bazen kangrene yol açar. Sepsis’i olanların yüzde 15’i, ciddi sepsis veya septik şok’a girenlerin yüzde 50’sinin yaşamlarını kaybetme tehlikesi vardır.
Bu nedenle sepsis şüphesi olan hastaların yoğun bakımda takip ve tedavi edilmeleri gerekir.

Haberin Devamı

Dahası da var

İsterseniz başlamışken canınızı sıkmaya devam edelim!
ınsülin direnci olanlarda böbrek fonksiyonlarının zorlandığı, özellikle böbrekten sodyum tutulumunun arttığı, depresyon ve panik atak gibi ruhsal problemlere beklenenden daha sık rastlandığı, uyku apnesi probleminin daha çok görüldüğü, ürik asit yüksekliğinin daha sık gözlendiği de ortaya çıkarılmış.
Eğer yukarıda hikayesini kısaca özetlediğim orta yaşlı ve kilolu hanımefendinin takip ve tedavisinde nasıl bir süreç izlediğimizi merak ediyorsanız; önümüzdeki hafta pazartesi günü Hürriyet’te, salıdan itibaren de Kelebek’te devam edecek olan “Gizli tehdit: ınsülin direnci” dosyamızı okumanızı öneriyorum.

Haberin Devamı

İnsülin direnci neden önemli

İnsülin direncinin üzerinde bu kadar sık durmamızın, konuya neredeyse her hafta bir veya birkaç kez değinmemizin birçok sebebi var.

ınsülin direnci, çağımızın en önemli hastalıkları kabul edilen erişkin tipi şeker hastalığının, hipertansiyonun, koroner kalp hastalığının, kan yağlarındaki denge bozukluklarının etkili bir belirleyicisidir. Yaşadığımız obezite ve fazla kiloluluk salgınının arka planında da insülin direncinin yaygınlaşması yatıyor.

Yetmedi! ınsülin direnci karaciğerimizi yağlandırıyor, fonksiyonlarını bozuyor. Kanda pıhtılaşma sistemlerinde arızalanmaya yol açıyor. Gizli şeker sorununun yaygınlaşmasına neden oluyor. Damarlarımızın içini döşeyen ince tabakada bozulmaya sebep oluyor.

Bütün bunların sonucunda damar sertliğinin hızlanması, kalp krizi, felç gibi ani ölüm sebeplerinin sıklaşması ve tabii ki erken yaşlanma görülüyor. Evet, yanlış okumadınız. ınsülin direnci damarlarınızı yaşlandırarak sizi zamanından erken yaşlandırabiliyor.

Dahası da var. ınsülin direnci sorununa yakalananlarda başta meme ve prostat kanseri olmak üzere bazı kanserlerin sıklığında belirgin bir artış söz konusu...
ınsülin direncinin önemli bir yaşlanma hazırlayıcı olduğundan kuşku duymadığımız yangısal süreçleri tetiklediği de anlaşılıyor. Ayrıca erkeklerde cinsel güçsüzlüğe, kadınlarda adet bozukluklarından tüylenmeye kadar değişen sorunlara yol açtığı düşünülüyor.

Son yıllarda güvenilir birkaç çalışma, insülin direncine yakalananlarda Alzheimer hastalığı ya da diğer nedenlere bağlı bunama riskinin arttığını gösteriyor.

Yazarın Tüm Yazıları