Kaslarınızın degerini bilin

Kaslarımızın hoplayıp zıplamak, yürüyüp koşmak, bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak dışında önemli görevleri ve sayısız faydalarının olduğunu biliyor muyuz? Bence hayır! Bilseydik eğer, yaşlandıkça azalmalarına bu kadar göz yummaz, daha güçlü tutup çoğaltmak için bu kadar vurdumduymaz davranmazdık. Lafı uzatmadan adını koyalım, yeterince kasımız olduğunda sağlığımızın daha iyi olacağını bilmiyoruz. Bunun tersi de doğru. Kas miktarımız ve gücümüz azaldıkça sağlığımız tehlikeye girer. Nedenine gelince…

KİLO KONTROLÜ SAĞLAR

Birincisi, kaslarımız sağlıklı kilo aralığında kalmamızın garantisidir. Yeteri kadar kasımız varsa eğer daha çok enerji tüketir, yiyip içtiklerimizi daha iyi yakar, daha az yağ depolar, yani kilo sorunu yaşamayız. İstirahat halinde bile yüksek devirli bir araç gibi çalışan güçlü metabolizmamız sayesinde uykuda bile kalori yakarız.
Hele bir de bu güçlü kas yapınıza ek olarak fiziksel aktiviteyi de ihmal etmezsek önümüz daha bir açıktır. Bu durumda tıpkı saatte 300 km giden 12 silindirli bir aracın yaktığı kadar enerji yakar, göbekten, gıdıktan uzak kalırız...

ENERJİ DEPOLAR

Kaslarımızın yedek enerji kaynağı “glikojen” için de bir “depo alanı” olduğunu bilmeliyiz. Evet, kaslar kanımızdaki şekerin -glikozun- yedek enerji kaynağı olarak depolanma yeridir de aynı zamanda. İhtiyaç duyduğumuzda, aç kaldığımız ya da aşırı fiziksel çabaya girdiğimizde kastaki depo glikojeni kullanırız.
Ayrıca bağışıklık sistemimizin daha iyi çalışması, karaciğerimizin daha iyi görev yapması için ihtiyaç duyduğumuz aminoasitlerin üretilmesinde de kaslara ihtiyacımız var.
Kısacası kaslar, sadece hareket etmemizi kolaylaştırmaz, iskelet kütlemizi desteklemez, kemiklerimizi güçlendirip onlara bir yastık fonksiyonu görmez. Güçlü kaslar osteoporozu ve artriti de önler.
Aminoasit -glikojen/glikoz- metabolizmasından yağ metabolizmasına, doku ve organ fonksiyonlarından kilo ayarlanmasına kadar pek çok işte adeta bir “takım kaptanı” görevi yapar.

NE YAPMALIYIZ?

İşte bu nedenle daha çok kas kazanmanın ve yaşlandıkça daha az kas kaybetmenin bir yolunu bulmalısınız. Önce mevcut olanları korumalı, sonra da daha fazlasını kazanmanın çaresine bakmalısınız.
Kaslarınızı düzenli olarak çalıştırmalı (aktif yaşam), zaman zaman zora koşarak -direnç egzersizleri- kütlesini (miktarını) artırmalı, mümkün olduğu kadar güçlü ve formda tutmalı -aerobik egzersizler-, bu çabalarınızı hayatınızın sonuna kadar sürdürmelisiniz.
Kas dokunuzu kaliteli proteinlerle de beslemeyi unutmamalı (yumurta, balık, kırmızı et, süt ürünleri) ve tabiî ki yeteri kadar dinlenerek kendilerini yenilemelerine fırsat tanımalısınız.
Unutmayın kaslı insan güçlü ve kuvvetli insandır, kuvvetli insan daha dirençli, daha sağlıklı olandır.

DİKKAT: Çocuklarda sırt ağrısı çok önemli

Sırt ağrılarının daha çok yetişkin yaşlarda olduğu düşünülse de çocuklarda da aynı sorunla karşılaşmak mümkün olabiliyor. Daha da önemlisi “skolyoz”, yani omurganın sağa veya sola doğru eğilmesinin ilk ve tek işareti sırt ağrısı olabildiğinden ergenlik döneminde bu tür ağrıları daha da fazla önemsemek gerekiyor. Skolyoz, ergenlik çağındaki çocuklarda, özellikle de kızlarda sık görülen bir sorun. Sadece kozmetik bir problem de değil.
Zamanında müdahale edilip düzeltilmezse rahatsız edici sırt ağrıları yanında akciğer ve kalp fonksiyonlarını bozabildiği için de önemli.
Eğer sırt ağrılarından şikâyet eden çocuğunuzun “bir omzu diğerinden daha yüksekse” ve “arkadan bakıldığında sırtın bir tarafında hörgüç gibi bir kabarıklık varsa”, hele bir de “bu kabarıklık çocuk öne eğildiğinden daha da belirginleşiyorsa” onu en kısa zamanda bir ortopedi uzmanının görmesi gerektiğini unutmayın.
Skolyoz ne kadar erken takip ve tedaviye alınırsa o kadar az sorun yaratan bir sorundur.

Diyabet neden önemli bir sorun?

Şeker hastalarının aynı yaş grubundaki sağlıklı kişilere oranla;

Karaciğer yağlanması
Hipertansiyon
Gut hastalığı
Kolesterol
Trigliserid fazlalığı
Meme kanseri
Katarakt, glokom, retina kanamaları gibi sorunlara yakalanma olasılığı daha fazla görüldüğü biliniyor.