Karaciğer hastalıklarının birçok nedeni var. Enfeksiyonlar, alkol, bağışıklık bozuklukları, damar hastalıkları, safra yolu hastalıkları, toksinler ve ilaçlar bunların en önemlileri arasında yer alır. İç hastalıkları ve gastroenteroloji uzmanlarının en sık karşılaştıkları karaciğer sorunlarından biri de karaciğerin yağlanarak büyümesidir.
KARACİĞERİN yağlanması bu organdan bazı olumsuz sinyaller geldiğinin ilk işareti kabul ediliyor. "Yağlı karaciğer" son yılların popüler sağlık konularından biri haline geldi. Bu durumun iki nedeni var. Biri, alkol kullanımının yaygınlaşması, diğeri göbek bölgesinde biriken yağların çoğalması.
Karaciğerin yağlanması farklı nedenlerden kaynaklanabiliyor. Gebelikten alkole, ilaçlardan virüslere kadar birçok etkiyle karaciğer süratle yağlanıyor. Eskiden karaciğer yağlanmasının nedeni olarak akla önce alkol kullanımı gelirdi. Belki de bu nedenle karaciğer yağlanması olduğunu söylediğimiz hastalarımızın ilk tepkisi, "Ama nasıl olur, ben alkolü neredeyse hiç kullanmıyorum" cümlesi oluyor. Haklılar. Son zamanlarda rastladığımız karaciğer yağlanmalarının çoğu alkolle değil, beslenme yanlışları ile ilişkili.
Alkol yağlandırıyor
"Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı" diye tanımlanan bu sorun, hiç alkol kullanmayanlarda da ortaya çıkabilen, mikroskobik incelemelerle bile "alkolik hepatit"ten ayırt edilemeyen bir sendrom. Çoğu zaman kilosu fazla, göbekli, bel çevresi geniş, kan şekeri (özellikle tokluk şekeri) yüksek, kan yağları dengesiz, özellikle trigliserid seviyeleri fazla olan kişilerde görülüyor. Sendromun nedeni tam olarak bilinmiyor ama sorunun şişmanlık ve metaboliksendrom gibi insülin direnci ile ilişkili olabileceğini gösteren kanıtlar var. Çoğu hastada herhangi bir belirti vermiyor. Bazı hastalar yorgunluk, halsizlik, karın sağ üst bölümünde rahatsızlık hissinden yakınabiliyor. Muayenede az veya çok bir miktar karaciğer büyüklüğü mutlaka saptanıyor. Hastaların çoğu 40-60 yaş arasındaki erkekler ama her iki cinste ve her yaşta görülebiliyor.
Nasıl anlaşılıyor?
Karaciğerde yağlanmaya yol açan, organda fazla miktarda trigliserid adlı yağın birikmesidir. Yağ ile işgal edilen karaciğerin zamanla fonksiyonları bozulabiliyor. Karaciğer fonksiyonlarındaki bozulmanın ilk işaretleri AST ve ALT olarak bilinen karaciğer enzimlerinin yükselmesi. Diğer karaciğer enzimlerinden GGT ve ALP, bu hastalıkta nadiren yükseliyor. Ultrasonografik inceleme, karaciğer yağlanmasını belirlemenin ve değerlendirmenin en kolay yolu. Ancak görüntüleme yöntemleriyle de bu hastalığı karaciğer yağlanmasına yol açan diğer hastalıklardan ayırmak kolay olmuyor. Daha sona herhangi bir sürprizle karşılaşmamak için Hepatit B ve C enfeksiyonlarının olmadığından emin olmak gerekiyor. Bunun için karaciğer yağlanması saptanan kişilerde Hepatit B yüzey antijeni ve Hepatit C antikorunun da araştırılması gerekiyor. Karar vermekte güçlük olduğunda karaciğer biyopsisi en doğru tanı aracı olarak kabul ediliyor. Özellikle yağlanmaya dalak büyüklüğünün de eşlik ettiği durumlarda biyopsinin yapılması tavsiye ediliyor.
Tedavisi var mı?
Tedavide etkinliği kanıtlanmış bir ilaç yok ama ursodeoksikolik asit, metformin gibi ilaçlardan faydalanmak mümkün olabiliyor. Lipotrofik faktörler olarak bilinen Cholin ve benzeri maddelerin bir yararı olmuyor. Silymarin isimli doğal destekten de mümkün ama etkinliği konusunda fikir birliği yok. İlk yapılması gereken şey kilo vermek, belirli besinlerden ve alkolden uzak durmak.
Kişisel sağlık geçmişinizde veya genetik mirasınızda şeker hastalığı, kan yağları dengesizliği, bel çevresi kalınlığı gibi bir aile hikáyesi de varsa karaciğer yağlanması konusunda dikkatli olun. Göbekli veya şişman biriyseniz yılda bir kez karaciğer enzimlerinizi de kontrol ettirin. Fazla kilonuz varsa vermeye gayret edin. Bel çevrenizi inceltin (erkekseniz 100, kadınsanız 88 cm.nin altına indirin). Latent diyabetiniz varsa, alkol kullanıyorsanız, trigliserid isimli yağınız yüksek, iyi kolesterol HDL’niz düşük (%40 mg.dan az), ürik asidiniz yüzde 7 mg.dan fazla ise daha da uyanık olun.
Alkolün, bazı ilaçların ve daha pek çok nedenin karaciğerde yağlanma yapabileceğini ve bu sorunun karaciğerinizde bir sorun başladığının ilk işareti olduğunu da unutmayın.
Siroz riski her zaman var
Göbek-bel çevresinden kilo alma ve metabolik bozukluklarla birlikte olan yağlı karaciğer hastalığının uzun vadeli sonuçları üzerinde henüz fikir birliği yok. Bu hastalığın siroza giden kötü sonuçları olduğunu kabul edenler var ama görünen o ki, çok korkutucu bir seyir göstermiyor, üzücü sonuçları olmuyor. Bununla birlikte enzim yüksekliğinin devam ettiği, karaciğer içi damar basıncının yüksek olduğu durumlarda hastaları daha dikkatli izlemek gerekiyor. Bunlarda karaciğer yetmezliği ve siroza kadar giden tehlikeli sonuçlar görülebiliyor. Yağlı karaciğere çoğu zaman "tokluk şekeri artışı, tansiyon yüksekliği, iyi kolesterol HDL- azlığı, trigliserid yüksekliği" gibi başka bazı sorunların da eşlik etmesi ve bu kişilerde kalp krizlerinin, felçlerin beklenenden daha sık görülmesi sorunu daha önemli hale getiriyor. Problem sıradan bir karaciğer yağlanması olmaktan çıkıp komplike bir metabolik soruna, "metabolik sendrom" a dönüşebiliyor.