Karaciğeri yağlı olan ne yapmalı

Karaciğer yağlanması, orta yaşlılarda görülen en yaygın sağlık sorunlarındandır. Telaşa da kaygıya da gerek yok. Yapacağınız şey çok basit...

Haberin Devamı

“Yorgunluk ve şişkinlik” şikâyetleri ile gittiğiniz doktor, tetkiklerinizi masaya serdi ve “Ultrasonda karaciğeriniz ileri derece yağlanmış görünüyor. Tahlillerinizde de karaciğer fonksiyon testleriniz bozuk. Bunlar karaciğerinizde yağlanmaya bağlı bir iltihabi duruma işaret ediyor” dedi. Hafifçe telaşlanıp –doğal olarak- kaygı ve merakla sordunuz: “Bunun bir ilacı var mı?”.
Doktor “işiniz kolay, yapacaklarınız basit” diye yanıtladı ve ekledi: “İlaç yutmak yerine beslenmenize dikkat edip yürüyüş yapmanız, biraz kilo verip önereceğim besin desteklerini kullanmanız yeterli!”
Sorununuzun tıp dilindeki adı “karaciğer yağlanması”dır ve problem orta yaşlılarda görülen en yaygın sağlık sorunlarındandır. Telaşa da kaygıya da gerek yok. Doktorunuzun söylemek istediklerinin detayı ise şudur...

İŞTE YOL HARİTANIZ

* Karaciğerinizi yağlandıran “fazla yağlı” şeyler yemeniz değil, “şeker ve undan zengin” beslenmenizdir. Hayatınızdan beyaz, işlenmiş unu çıkarın. Nişastayı kaldırın, hatta unutun. Tam tahıldan yapılmış gıdaları bile ölçülü tüketin. Beyaz ekmeği terk edip tam tahıl ekmeği yiyin, onu da öğün başı bir dilimle sınırlayın.
* Karaciğerinizi sağlıklı ve dengeli sofralara oturtun. Bol sebze, makul miktarda (abartmadan) meyve yiyin. Meyvenin fazlası karaciğeri hemen yağlandırır. Kavrulmamış kuruyemiş, balık ve az yağlı et içeren mönüleriniz olsun. Besin kaynaklarınızın yüzde 30’unun yağ olduğunu unutmayın. Seçeceğiniz “iyi” yağların yangı gideren=antiinflamatuvar etkisi sayesinde karaciğerinizi tedavi edin. Yağlı balıklar omega-3’ten zengin olduklarından ilk protein tercihleriniz olsun. * Yürüyün! Hareket etmek metabolizmayı düzenleyen, şekerin yüksek verimli yakıt olarak kullanılmasını sağlayan, insülin direncini yöneterek karın içi yağlanmayı azaltıp karaciğerin yağ depolamasını engelleyen en iyi, en etkili ve en ucuz “ilaç”tır.
* Gizli şeker kaynaklarına dikkat edin. Gıda etiketlerini dikkatle okuyun. Hazır çorbadan ketçapa pek çok gıda gizli şeker kaynıyor, çoğu da fruktoz içeriyor üstelik. Mısır şurubu katılmış ürünlerden adeta bir “zehir”mişçesine kaçın. “Früktoz patlamaları”ndan korunun. Özellikle içeceklerle kazanılan früktoz miktarı inanılmazdır. Meşrubatlar, gazlı kolalı içecekler, taze sıkılmış olsalar da meyve suları riskli olabilir sizin için.
* Karaciğerin sevdiği yiyecekleri tüketin: Lahana grubu ne varsa (beyazı, kırmızısı, Brüksel’lisi ya da Yedikule’lisi fark etmez!) her gün yiyin. Turpgilleri sofranızdan eksik etmeyin. Rokayı kahvaltıda bile arayın. Soğan ve sarımsak, içerdikleri sülfür sayesinde karaciğerinizi temizler. Kokularına bakmayın, bol bol yiyin ve tabii ki E-N-G-İ-N-A-R! Listeye pırasayı, bamyayı, taze fasulyeyi, kabağı, ıspanağı, pazıyı da ekleyin. Ve tabiî ki bol bol baharatı ihmal etmeyin.
* Ayrıca besin desteklerinden de yararlanabilirsiniz. Özellikle silimarin, N-asetil l-sistein ve lipoik asit karaciğerinizde glütation adlı maddeyi uyarır. Glutation çok güçlü bir antioksidandır. Karaciğer hücrelerinizi onarır, tazeler ve yeniler. Ayrıca magnezyum, B vitaminleri ve kolin destekleri de karaciğerinize yararı yüksek olabilecek desteklerdir.
Unutmayın! Karaciğeriniz sağlıklı olursa bedeniniz de sağlıklı olur. Kendinizi yorgun ve bitkin hissetmezsiniz, kolay ve sık hastalanmazsınız.

Haberin Devamı


AKLINIZDA OLSUN
Kanserden korunmanın 6 yolu

1. Sigarayı bırakın. Kanser tanısı konanların yüzde 33’ü sigara tiryakisidir.
2. Kilo verin, kilonuzu sağlıklı sınırlar içerisinde tutun. Kanserli olguların yüzde 20’si aşırı kiloludur.
3. Hijyen koşullarına dikkat edin. Sağlık kontrollerinizi aksatmayın. Kanserlilerin yüzde 16’sı kanser etkeni sayılan enfeksiyonlara yakalanmışlardır.
4. Hareket edin. Kanser olgularının yüzde 5’i hareketsiz kişilerdir.
5. Dengeli ve nitelikli beslenmeye özen gösterin. Kanserlilerin yüzde 5’inde bir numaralı neden kötü beslenmedir.
6. Cildiniz koruyun. Kanser hastalarının yüzde 2’si uygun olmayan koşullarda ve uzun süre güneşlenme ya da solaryum kurbanıdır.

Haberin Devamı


BİR ÖNERİ
İşe yürüyerek gitmeniz için 6 neden
L20-2057993 B75-2111157
Hareketsizlik sağlığımızı tehdit ediyor. Çağımızın en önemli sorunlarından biri olan zaman darlığı hareketsiz hayatlarımızın da birinci gerekçesi, belki de bahanesi. Yapmamız gereken şey hareket etmek için fırsat kollamak, her anı değerlendirmek...
İşe gidip gelirken, alışveriş yaparken ya da havaalanında uçak beklerken... Nasıl, ne zaman, ne kadar demeden önümüze çıkan her boş zamanı değerlendirmeliyiz. Söz gelimi işe yürüyerek gitmek, en azından yolun bir bölümünü yaya olarak tamamlamak çalışanlar için pratik bir çözüm olabilir. Bu sayede:
- Sabah ya da akşam egzersizinizi tamamlamış olursunuz.
- Sabah yürüyorsanız işe dingin, keyifli ve rahat bir giriş yapabilirsiniz. Akşam iş çıkışı yürürseniz eve gitmeden günün gerginliklerinden arınma fırsatı yakalarsınız.
- Mevsim değişimlerini, tabiatın sunduğu güzellikleri izleme şansınız olur. Bir tür meditasyon etkisi yaşar, gevşer ve hafiflersiniz.
- Yürürken aklınıza işle ilgili değişik fikirler gelebilir. Birçok araştırma, yürürken daha iyi odaklanıldığını ve daha verimli çözümler üretildiğini gösteriyor.
- Uzmanlar günde 10 bin adım atmamızı öneriyor. Hesaplayalım: Her 2 metrede ortalama 5 adım atan biriyseniz 2 km yürüdüğünüzde 5 bin adım atmış olursunuz. Dakikada 80-100 adım atarsanız bu mesafeyi 50-55 dakikada tamamlarsınız. İsterseniz bu mesafeyi sabah ve akşama bölebilirsiniz.
- Başta kilo fazlalığı olmak üzere, yüksek tansiyon, damar sertliği, şeker hastalığı gibi kronikleşebilen hastalık risklerinizi azaltırsınız.

Yazarın Tüm Yazıları