Paylaş
Kilo sorununun şimdiki kadar yaygın olmadığı yıllarda karaciğer yağlanması dendi mi akla hemen “ alkol” gelirdi ve alkol kullanımı ile karaciğer yağlanması kardeş gibilerdi. Şimdi durum değişti, alkole bağlı karaciğer yağlanması sorununda da artış var ama temel sorun kilo problemi, daha doğrusu insülin direncinin yaygınlaşması oldu.
SORUN NE?
Vücudumuzda herhangi bir nedenle fazla miktarda yağ birikmeye başlarsa bundan bir şekilde iç organlarımız, öncelikle de karaciğerimiz etkilenir. Bu normal, beklenen bir şey ama kilo sorununun arka planında insülin direnci varsa, karaciğer yağlanması kaçınılmaz bir sonuç haline gelir. Daha da önemlisi insülin direncine bağlı karaciğer yağlanması kilo sorunundan çok da önce devreye giren bir problemdir.
Göbeğiniz büyümeden, bel çevreniz genişlemeden insülin direncine bağlı diğer sorunlar –yemek sonrası yorgunlukları, çabuk acıkmalar, ödem, terleme nöbetleri, hipoglisemi atakları, yorgunluk, sinirlilik halleri gibi- gündeme gelmeden de karaciğeriniz yağlanıverir.
Zaten böyle olduğu için de biz çoğu kişide yıllık sağlık taramaları sırasında tesadüfen belirlenen –ve hiçbir şikâyete neden olmayan- karaciğer yağlanmasının nedenlerini ararken önce insülin direncine odaklanırız. Kısacası insülin direnci yaygın bir sağlık sorunu haline gelen karaciğer yağlanmasının birinci nedenidir. Sebebiyse basitçe şudur.
KARACİĞERE YAĞ NEREDEN GELİYOR?
İnsüline karşı oluşan direnç nedeniyle kullanılamayan şeker yedek enerji olarak trigliseride çevrilmekte ve trigliseridin fazlası da önce karaciğere depolanmaktadır. Karaciğerin yağla yüklenmesi karaciğerin fonksiyonlarını başlangıçta etkilemez. Yüklendiği yağ miktarı arttıkça karaciğer hücreleri sıkışmaya, ezilip büzülmeye, hatta tahrip olmaya başlar.
Neticede fonksiyonlarını yapamaz, görevlerini yerine getiremez hale gelebilirler. Dahası hücrelerde oluşan harabiyet iltihap cevabının (hepatit) ortaya çıkmasına bile sebep olabilir. Alkolle ya da mikroplarla alakalı olmayan bu tür karaciğer iltihabına “alkole bağlı olmayan, yağlanmayla ilişkili karaciğer iltihabı/non-alkolik siteatohepatit” deniyor. İş bu duruma geldiğinde de maalesef zaman içinde siroza bile yönelebilen tatsız bir yolculuğa çıkılabiliyor. Karaciğer yağlanması işte bu nedenle ciddiye alınması gereken bir problemdir.
Karaciğer yağlanmasının ciddi bir işareti, belirtisi yok. Seyrek olarak yorgunluk, bitkinlik, sağ kaburga yayı altında ağrı, dolgunluk, rahatsızlık olabilirse de bunlar pek dikkati çekmez. Teşhis daha çok yıllık sağlık kontrollerinde ultrasonografi ile karaciğer görüntülenirken karaciğerde biriken aşırı yağın dikkati çekmesiyle, daha seyrek olarak da kan analizlerinde karaciğer enzimlerinin (SGOT/SGPT/GGT) yüksek bulunmasıyla konur.
Tabi bu aşamalardan sonra bir sürü tetkik daha gerekebiliyor. Hatta işin karmaşık olduğu durumlarda karaciğer biyopsisine bile başvurmak ihtiyacı duyulan durumlar da oluyor.
ÖNEMLİ
Tedavisi var mı?
Şişmanlığa/insülin direncine bağlı karaciğer yağlanmasının tedavisi son derece kolay: İnsülin direncinin kırılması ve fazla kiloların verilmesi problemi çözmeye yeterli olabiliyor. İnsülin direnci ile ilişkili yağlanmalarda metformin tedavisi de etkili olabiliyor.
Silimarin desteklerinden de faydalanmak mümkün ama prensip insülin direnci tedavisindeki ile aynı: Düşük glisemik indeksli bir beslenme planı ve düzenli fiziksel aktivite, özellikle de tempolu yürüyüş alışkanlığı. Ursodeoksi kolik asit ve arginin kullananlar, metionin ve kolin gibi desteklerden medet umanlar da var.
AKLINIZDA OLSUN
Karaciğer yağlanmasının diğer nedenleri
Karaciğer yağlanması sadece alkol ya da insülin direncinin oluşturduğu bir sorun değil. Bazı viral hastalıklar, farklı mikrobik enfeksiyonlar, paraziter bulaşmalar, şeker hastalığı, bazı ilaçlar da karaciğerde yağlanmaya yol açabiliyor. Karaciğerde demir ve bakır birikmesi, kanda aşırı trigliserid yükselmesi de yağlanma sebebi olabilir ama bunlar son derece seyrek görülen nedenler.
KESİP SAKLAYIN
Karaciğerinizin gizli düşmanları
* Karaciğeri yağlandıran tek içecek ALKOLLÜ içkiler değil. Şeker deposu kolalı gazlı içecekler, meyve suyu konsantreleri, soğuk içilen gazlı-gazsız çaylar da karaciğerde yağlanma yapıyor. Çayınıza, kahvenize eklediğiniz şeker için de aynı sorun var.
* Tatlılar karaciğerin en büyük düşmanları. Bu özellikle “insülin direnci” varsa çok mühim bir nokta. Her tatlı riskli ama özellikle de unlu-yağlı-kızartılmış tatlılar en riskli olanlar.
* Meyvenin aşırısı karaciğerde yağlanma yapabiliyor, özellikle çok tatlı meyveler bu konuda önemli bir “gizli tehlike” sayılıyor, taze sıkılmış meyve sularının da yarım bardaktan fazlası riskli bulunuyor.
* Ekmeğin, fırın ürünlerinin, cipsler, bisküvi ve gofretlerin de karaciğere pek dost olmadıkları unutulmamalı.
* Kızartmalar için de aynı uyarıyı yapmak zorundayız, özellikle “unlu kızartmalar” önemli birer risk faktörü.
Paylaş