Paylaş
Karaciğerin kendini yenileme ve depolama kapasitesi yüksektir. Yaşadığı sorunlar ciddi düzeylere ulaşmadıkça kolay kolay sizi üzmez. Vücudunuzda karaciğer hastalığına bağlı herhangi bir belirti ortaya çıktıysa, karaciğerinizin neredeyse üçte birinden fazlasının zarar gördüğünü bilmelisiniz. Karaciğeriniz kendi kendini yenilemeyi de becerir.
Üçte ikisi zarar görmüş olsa da zararlı etkenden uzaklaştırılıp bakıma alınırsa, eski sağlığına yeniden kavuşabilir. Ama dikkat edilmez, ona zarar veren etkenle (alkol, virüs, ilaç) baş başa bırakılırsa, zamanla o da pes eder.
ÇOK DA KİBARDIR
Karaciğer, hastalığını belirtmekten çekinir. Ağrıyı ileten sinir uçları bulunmadığından karaciğer hastalığında ağrı pek hissedilmez. Nadiren iltihap, apse veya sıvı birikimi nedeniyle birden bire büyüdüğünde üzerini saran zar gerildiği için ağrı yaşanabilir.
Ağrının yeri sağ kaburga yanının hemen altıdır.
Karaciğer rahatsızlıkları kendini daha çok karnın üst kısmında şişlik veya dolgunluk ile gösterse de, bir karaciğer sorununun klasik belirtisi halsizlik ve yorgunluktur.
Karaciğer hastalanınca yorgunluktan başka belirtiler de ortaya çıkar. Sarılık, yani cilt ve göz akında sararma en önemli belirtilerdendir ama iş bu noktaya geldiğinde çoğu kez karaciğerdeki rahatsızlık da oldukça ilerlemiştir.
Özellikle idrar renginin koyulaşmasıyla birlikte olan sarılıkların karaciğer hastalıklarıyla ilişkili olması daha yüksektir. Süreğenleşmiş (kronik) karaciğer hastalıklarında karında ve ayaklarda şişme, erkeklerde göğüslerde büyüme ve tüy dökülmesi de ortaya çıkabilir. Sorun karaciğer yetmezliği aşamasına ulaştığında ciltte kuruma, pullanma, kaşınma, damarsal genişlemeler, avuç içlerinde kızarma, saç ve kaşlarda azalma, bulantı, iştahsızlık gibi belirtiler de ortaya çıkar.
PEK ÇOK TEŞHİS ARACI VAR
Karaciğerin hastalandığını ortaya koyan çeşitli testler var. Bunlardan bazıları çok yaygın kullanılmaktadır: “SGOT, SGPT, GGT”, kanda “BİLİRÜBİN” seviyeleri, idrarda “BİLİRÜBİN” ve “ÜROBİLİNOJEN” testleri bunların en çok yapılanlarıdır.
Teşhiste kullanılan daha pek çok test var: Kanda protein düzeyi, virüs hepatiti işaretleri, immünolojik incelemeler görüntüleme yöntemleri bunlardan bazılarıdır. Tanı sorunu olduğunda karaciğer biyopsisinden de yararlanmak gerekebilir. Bu testlerin hangilerinin ne zaman yapılacağına doktorlar karar verecektir. Bazı karaciğer sorunlarında teşhis gerçekten güçtür. Böyle durumlar da karaciğer konusunda uzmanlaşmış hepatoloji uzmanlarının bilgilerinden yararlanmak gerekir.
DOĞAL YÖNTEMLERİN DE KATKISI VAR
Karaciğerinize iyi bakın! Onu alkolle, kimyasallarla, gereksiz yere aldığınız ilaçlarla üzmeyin. Beslenmenize daha fazla bakliyat, balık ve sebze-meyve ekleyin. Şeker tüketiminizi azaltın. Kanınızı temizlemek, zehirli maddeleri filtre etmek ve süzmekle görevli bu fedakâr ama hassas organı fazla yormayın.
Karaciğerinizi daha güçlü hale getirmek istiyorsanız doğal desteklerden yararlanın.
Enginarın içerdiği sinarin, deve dikeninin tohumlarından elde edilen silimarin karaciğerin kendini onarmasına yardımcı olabilir.
Ayrıca hindibanın karaciğeri zehirli maddelerden arındırdığını, havucun karaciğeri temizlediğini ileri sürenler de var.
Bellek kaybının risk faktörleri
Aşağıdaki etkenlerin bellek kaybı açısından risk faktörü olduğunu unutmayın.
Kafa travmaları: Özellikle yaşamın erken dönemlerinde geçirilen kafa travmaları Alzheimer olasılığını artırıyor. Kafa travmalarının şiddeti arttıkça bunama riski de çoğalıyor.
Eğitim düzeyi: Eğitim düzeyi arttıkça Alzheimer’ın gelişme riski azalıyor. Resmi eğitim kurumlarında geçirilen yılların sayısı arttıkça bunama riski düşüyor.
Genetik faktörler: 19. kromozomunda 2APO E4 geni bulunan kişilerde Alzheimer’in gelişme riski yükseliyor.
Aile öyküsü: Birinci derecede bir akrabasında Alzheimer hastalığı bulunanlarda bu hastalığın gelişme riski üç-dört kat artıyor. Akraba çok genç yaşlarda hastalanmışsa risk daha da yükseliyor.
Cinsiyet: Kadınlarda Alzheimer sıklığı erkeklerden daha yüksek bulunuyor. Bu durum kadınların erkeklerden daha uzun yaşamalarına bağlanıyor.
Yaş: En önemli risk faktörünün yaşlanmak olduğu konusunda fikir birliği var. 65 yaşın altındakilerde yüzde 10 civarında görülen Alzheimer sıklığı 85-90 yaş sonrasında yüzde 50’ye çıkıyor.
(Her) hapı yutmayın!
Fazla kilolarınız yaşamınızı olumsuz yönde etkiliyor; siz de onlardan kurtulmaya karar verdiniz. Önce bir plan yapmalı, nasıl bir yol izleyeceğinizi düşünmeli, çevrenizde benzer sorunu yaşayanlarla görüşmeli, biraz da güvenilir kaynakları okumalısınız.
Herkesin kilosu kendine!
Kilo alma nedenleri kişiye özeldir. Herkesin bedeni, metabolizması, genetiği, sofra alışkanlıkları, ağız tadı, yaşam biçimi farklıdır. Özetle herkesin “kullanma kılavuzu” başkadır.
Kilo verirken asansöre ya da yürüyen merdivene binilmemesi ve merdiven kullanılmasının önerilmesi yalnızca fiziksel aktiviteyi desteklemek için bir öneri değildir. Yapılan işin tanımlaması da benzerdir: Hızla giden kilolar aynı hızla geri gelir.
Ancak ciddi sağlık sorunları yaratan “morbid obezite” durumunda, çok yakın ve dikkatli izlemlerle hızlı kilo verilmesi planlanabilir. Sağlık uzmanları haftada yarım ile bir kilo civarında kilo kaybının sağlıklı bir kişide sorun yaratmayacağını belirtiyorlar. Yaşı 50’nin üzerinde olanlarda, tıbbi öyküsünde kanser bulunanlarda, organ yetmezliği ve benzeri sağlık sorunları yaşayanlarda ve büyüme çağındakilerde hızlı kilo kaybı sorun yaratabilir. ? Dr. Evren ALTINEL
Önerim
Hızlı kilo verdiren haplar, şuruplar ve diyet planlarına itibar etmeyin. Kilo fazlanız ve bundan kaynaklanan sağlık sorunlarınız varsa mutlaka konuyu uzmanlarına danışarak aydınlanmalı, bir plan yapmalı ve tıbbi kontrol altında eyleme geçmelisiniz.
Paylaş