Paylaş
Karaciğer metabolik faaliyetlerin merkezi, detoks sistemlerinin orkestra şefi, bağışıklık yapılanmasının koruyucu meleği gibidir. Müthiş bir yenilenme, kendini yeniden yapılandırma kapasitesi vardır ama iyi beslenmek, doğru gıdalarla desteklemek şartıyla.
Aslında işlenmemiş, hormonsuz yetiştirilmiş, zirai ilaçlarla kirlenmemiş bütün sebze ve meyveler karaciğer dostudur. Ama bunların içinde bazıları var ki olumlu etkileri ile diğerlerinden daha ön plana çıkıyor. İşte en önemlileri...
Enginar: Karaciğer dostları arasında enginarın ayrıcalıklı bir yeri olduğunu biliyorsunuz. Ama bu harika sebzeden layıkıyla yararlanmak için yaprak kısımlarını daha fazla tüketmenizi öneriyorum.
Dilerseniz haşlayın öyle yiyin, ama mutlaka yapraklarında bulunan vitamin, mineral ve sinarin maddesinden faydalanın. Enginar tam anlamıyla mucize bir bitkidir. Zeytinyağlı yapın, haşlayın, hatta haşladığınız suyu için ama mutlaka daha fazla enginar tüketin.
Yumurta: Karaciğer için son derece faydalı olan maddelerden biri lesitin, lesitin açısından en zengin kaynak ise yumurtadır. Karaciğer dostu bir başka madde ise kolindir, ki bu madde de yumurtada bulunur. Diyetinizde yumurtaya mutlaka yer verin.
Karnabahar: Kolin açısından zengin bir sebze olan karnabahar karaciğeriniz için harikadır. Karaciğer detoksu yaptığınız zamanlarda bol bol karnabahar yemenizi öneriyorum.
Yerfıstığı ve ay çekirdeği: Bu kuru yemişler de karaciğer dostu olan kolin maddesi açısından zengin besinlerdir.
Kuşkonmaz: Bizde çok fazla yenmeyen bu sebze karaciğer için harikadır. Diyetinize taze kuşkonmaz eklemenizi öneriyorum.
Karaciğer: Karaciğere karaciğer de çok iyi gelir. Çünkü karaciğerin içinde karaciğer için harika olan bir sürü madde bulunur. Hatta eskiden karaciğer yetmezliği tedavisi için ciğerden elde edilen ekstreler kullanılırdı. Bu yöntem artık kullanılmıyor ama diyetinize ciğer eklemekte fayda olduğunu düşünüyorum.
Pancar ve turp: Detoks kürü için önerilen bütün sebzeler karaciğere iyi gelir. Pancar ve turp da detoks etkili sebzelerdir.
Tansiyonunuz yüksekse...
* Tansiyonunuzu ölçmeden önce en az 10 dakikadır oturuyor olmalısınız. Ayrıca bacak bacak üstüne atmanın bile değerleri etkileyebileceğini unutmayın.
* Tansiyonunuz yüksek çıktıysa ikinci bir ölçüm yapmadan önce iki dakika bekleyin ve manşonun havasının iyice indiğinden emin olun.
* Eğer tuvalete gitme ihtiyacı içindeyken tansiyonunuzu ölçerseniz yüksek çıkar. Bu yüzden önce mesanenizi boşaltın sonra tansiyonunuzu ölçün.
* Oda ısısı bile ölçüm sonuçlarını etkileyebilir. Tansiyonunuzu ölçerken bulunduğunuz mekân ne çok sıcak ne de çok soğuk olsun.
* Mümkünse ilki sağ koldan olmak üzere iki koldan da ölçüm yapın ve yüksek çıkan değeri esas alın. Eğer iki kol arasındaki fark 1 değerden fazlaysa biraz sonra tekrar bir ölçüm yapmalısınız.
* Tansiyonunuzu günün farklı saatlerinde ölçmeye çalışın. Sabah yataktan kalktığınız anda tansiyonunuz yüksek çıkabilir. Bu yüzden ilk ölçümü kahvaltıdan bir saat sonra yapın. Ama günün farklı saatlerinde yapılan ölçümler en doğru ölçümlerdir.
* Ölçüm yapmadan yarım saat önce çay ve kahve gibi kafeinli içecekleri bırakın.
* Evlerde yapılan ölçümler hastanede yapılan ölçümlerden daha düşüktür ve bu ölçümler daha sağlıklıdır.
Kanser ve beslenme
* Kanser hücreleri çok hızlı çoğaldıkları için en hızlı enerji kaynağı olan şekerle beslenirler. Yani, şeker hem kansere yakalanmayı kolaylaştırıyor hem de kanserle mücadeleyi zorlaştırıyor.
Aşırı şeker tüketimi, özellikle insülin direnci olanlarda, direnci tetikleyerek çeşitli kanserlere yol açabiliyor. İnsülin direnci ile ilişkilendirilen kanserlerin başında meme, kolon ve karaciğer kanserleri geliyor.
* Salamura yiyeceklerin sindirim sistemi, özellikle de mide ve yemek borusu kanserlerine yakalanma riskini artırdığı biliniyor.
* Nemli bir ortamda saklanmış kırmızı pul biber, yer fıstığı, diğer küflenmiş kuruyemişler ve tahıllarda karşımıza çıkan aflatoksin ciddi bir kanser tetikleyicisidir.
Bu toksinin sindirim sistemi ve karaciğer kanseriyle ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcut.
* Sosis, salam gibi et ürünlerindeki nitrit ve nitratların kalın bağırsak ve mide kanseriyle ilişkili olabileceği düşünülüyor.
* Çok sıcak yiyecek ve içeceklerin de sindirim sistemi açısından risk oluşturduğu artık kesinleşti. Yemeklerinizi ve içeceklerinizi ılık tüketmeye özen gösterin.
* Barbekü edilmiş etlerin ve benzer şekilde karamelize olmuş ya da yanmış yiyeceklerin de kanserojen olduğunu unutmayın.
* Hazır yiyeceklerde bulunan trans yağ asitlerinin de kanser açısından önemli bir risk faktörü olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
* Yiyeceklere bulaşan kimyasal maddeler de tehlikeli olabiliyor. Bu nedenle özellikle meyve ve sebzeleri yıkamadan yemeyin. Kimyasalların, tarım ilacı kalıntılarının iyice arındıklarından emin olun.
Anti-kanser kokteyl
Rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın Hoca’nın tavsiyesi olan bu reçeteye bayılıyorum. Kokteyli sadece kansere karşı olarak düşünmeyin. Kalbe de iyi gelir, cilde de.
Bir tatlı kaşığı toz zerdeçalı bir çay kaşığı toz zencefil, bir çay kaşığı taze çekilmiş üzüm çekirdeği, bir çay kaşığı taze çekilmiş ısırgan tohumu, bir çorba kaşığı taze çekilmiş keten tohumu, iki diş ezilmiş sarımsak, bir kâse kefir ya da ev yoğurdunun içine ekleyin. Sonra üstüne bir tatlı kaşığı sızma zeytinyağı, biraz kekik, kuru nane ve kırmızı pul biber ekleyin.
Soğuk olduğu zaman daha da lezzetli olan tarif hem çok besleyicidir hem de antioksidan güç verir.
Paylaş