Hastalık, sevdiklerinizden alabileceğiniz en kötü haberdir. Hele bir de içinde "kanser" sözcüğü geçiyorsa daha çok üzülmemek olanaksızdır.
Kansere yakalanan eş, dost, akraba haberleriyle eskisinden daha sık karşılaştığınızı düşünüyorsanız, haklısınız. Ülkemizde kanser olgularının arttığını düşündüren gözlemler var. Gelişmiş ülkelerin çoğu, çevre kirliliğini azaltıp sigara kullanımını önleyerek, yiyecek ve içeceklerin içeriklerini daha ciddi kontrol edip "erken tanı merkezleri" organize ederek kanserle savaşta önemli başarılar kazandı. Biz hálá bu sorunların olup olmadığını tartışıp duruyoruz. Bu yazı, kanser sorununa yeniden dikkati çekmek, düzenli sağlık taramalarının ne kadar önemli olduğunun altını çizmek, erken yakalandığında hangi kanser olursa olsun başarının şu veya bu şekilde mümkün olduğunu size yeniden hatırlatmak üzere yazıldı.
RİSKLERİ ÖĞRENİN Eğer alkol ve/veya sigara kullanan biriyseniz, hormon yerine koyma tedavisi amacıyla östrojen alıyorsanız, ailenizde bazı kanserlere (meme, prostat, kalın bağırsak) yakalananların sayısı çoksa, kansere karşı daha uyanık olmanız gerekiyor. Kanser riskini arttıran başka nedenler de var: Kilo fazlalığı, daha önce de başka bir kanser sorununu yaşamış olmak, kansere eğilimi olan bazı "prekanseröz" sorunları (kalın bağırsak polipi gibi) taşımak ve uzun süre güneşe maruz kalmak bunlardan ilk akla gelenler.
ERKEN BELİRTİLER Eğer vücudunuzun herhangi bir yerinde kapanmayan yaralar, uzun süre devam eden kanama veya akıntı gibi sorunlar, idrar boşaltma veya bağırsak alışkanlığınızda beklenmedik yeni ve kalıcı değişiklikler varsa ciddiye alın. Benlerde veya cilt lekelerinde oluşan ani büyüme ve renk değişiklerinin, durduk yerde ortaya çıkan yutma güçlüğü ve diğer hazım problemlerinin, böbrekler, bağırsaklar veya ağızdan gelen kanamaların da önemli işaretler olabileceğini unutmayın. Ses kalınlaşması, geçmeyen öksürük yakınması, meme veya vücudun başka bir yerinde oluşan yeni şişlikler ve kitleler de bir kanserin ilk belirtisi olabiliyor.
BESLENME ÇOK ÖNEMLİ Kansere yakalanmamak için doğru beslenmek gerekiyor. Kolay ama etkili bazı noktalar şunlar: Meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmek daha doğru gibi görünüyor. Mümkünse organik yiyecekler kullanmanız öneriliyor. Hormonlarla, antibiyotik veya böcek ilaçlarıyla kirlenmiş yiyeceklerin hücrelerinize ne gibi zararlar yaptığı henüz çok iyi bilinmiyor. Radyoaktif kirlenme de ayrı bir sorun. Yiyip içtiklerimizin, böyle bir kirlenmeye maruz kalıp kalmadığını öğrenmek gerekiyor.
BESİNLERİN NİTELİĞİ Ayrıca besinleri hazırlarken yapılan bazı ciddi yanlışları yapmamanız tavsiye ediliyor: Kızartmaları azaltmanız, kızartma yağlarını tekrar tekrar kullanmamanız, su ile temas etmiş kızartma yağlarını döküp atmanız, besinleri yüksek ısıda ve uzun süre kızartmamanız tavsiye ediliyor. Mangal ve barbeküde yapılan et ve sebze ızgaralarının çok sık tüketilmemesi, özellikle kömürde yanmış et ve sebzelerin sık ve fazla yenmemesi belirtiliyor. Tütsülenmiş, tuzlanmış besinlerin azaltılması, küflenmiş bakliyat, tahıl ve kuru gıdaların kullanılmaması, fazla miktarda şeker-tuz-yağ kullanmaktan kaçınılması da etkili bir korunma yöntemi. Temiz bir çevrede yaşamak, temiz su içmek, temiz hava solumak da kanserden koruyor. Düzenli fiziksel aktivitenin, sigara ve alkol kullanmamanın da korunmada önemli etkisi var.
ERKEN TEŞHİS, KORUNMAK KADAR ÖNEMLİ
Kanserle savaşta erken teşhis en az korunmak kadar önemli. Belirli aralıklarla yapılan sağlık taramalarının erken teşhiste önemli olduğu biliniyor. "Meme kanseri"ni erken yakalamada elle yapılan meme muayenelerin, belirli aralıklarla tekrarlanan mamografilerin büyük yararı var. "Sindirim sistemi kanserleri"nin erken teşhisinde "endoskopik incelemeler" öncelik kazanıyor. Özellikle kalın bağırsak kanserlerinin erken teşhisinde "kolonoskopik inceleme"ye önem veriliyor. Orta yaşlı kadınların "cinsel organ kanserleri"nden korunmasında "PAP SMEAR" testinin altı çiziliyor. Düzenli jinekolojik muayeneler ve ultrasonografi gibi görüntüleme araçları erken teşhisi kolaylaştırıyor. "Prostat kanseri"nin erken teşhisinde parmakla yapılan muayeneleri ihmal etmemek, belirli aralıklarla PSA seviyelerini gözden geçirmek gerekiyor. "Akciğer kanseri"nin erken teşhisinde akciğerin radyolojik incelemesi önemini koruyor. Kuşkulu durumlarda bilgisayarlı tomografiden veya MRİ’den yararlanılması öneriliyor. Kanserin erken teşhisinde tarama yöntemi olarak kullanılan kan analizlerinden de istifade etmek mümkün. Kalın bağırsak kanseri için CEA, karaciğer kanseri için AFP, pankreas kanseri için CA19-9, genital organ kanseri için CA125 gibi tümör işaretleri kullanılıyor. Tabii ki hastanın hikayesi, genetik ve kişisel riskleri, muayene bulguları en az yukarıdaki testler kadar önemli. Bütün bu incelemelere rağmen gözden kaçanlar var. Bazen genel tarama amacıyla yapılan ileri teknolojik tetkikler (FAST CT, MRİ, PET gibi) esnasında tesadüfen yakalanan kanser olgularını da tesadüf edilebiliyor.
Değerli okurlar, kanserden korunmak, kanseri tedavi etmekten çok daha kolaydır. Hangi yaşta olursanız olun, yaşam tarzınızda yapacağınız küçük değişimlerin bile size büyük kazanımlar sağlayacağından kuşku duymayın. Erken teşhisin kanser tedavisinde başarı şansını arttırdığını sakın unutmayın. Yukarıda belirttiğimiz "kanserden koruyan yaşam tarzı değişimleri"ni daha iyi kavrayabilmek ve bir alışkanlık şeklinde sürdürebilmek için bu yazıyı lütfen kesip saklayın. Hastalıksız bir yaşam mümkün değil ama hastalanmamak veya hastalıkları erken yakalamak mümkündür.