Kanser yorgunluk ilişkisi çok önemli

Sayısız yorgunluk nedeni var ve bunların bazıları önemli, bazıları önemsiz.

Haberin Devamı

Bence en önemli olanı da “kanser-yorgunluk” bağlantısı. Birkaç haftadan daha uzun süren yorgunluk veya bitkinlik sessiz ve derinden giden bir
kanserin habercisi olabilir.

Birkaç haftadan daha uzun süren yorgunluk veya bitkinlik sessiz ve derinden giden bir kanserin habercisi olabilir. Özellikle kilo kaybı, iştahsızlık ve kansızlığa yol açan kanserlerde yorgunlukla karşılaşma ihtimali artar.

Hızla ilerleyen, dokuları ciddi ölçüde yorup tahrip edip organları kısa sürede işgal eden kanser türlerinde yorgunluk özellikle ilerleyici bir bitkinlik ve halsizlikle sık karşılaşılır.

Zaten bu nedenle de biz doktorlar yorgunluğa iştahsızlık, solukluk, kilo kaybı, ateş, terleme ve benzeri yakınmaların da iştirak ettiği ve bunların 2-3 haftadan uzun sürdüğü hallerde arka plana gizlenmiş bir kanserin olup olmadığını araştırma ihtiyacı duyarız.

Diğer taraftan kanserli hastaların en çok yakındıkları sorunların başında da yine yorgunluk gelir. Ne var ki çoğu zaman “kanserli birinin halsiz, yorgun olması normaldir” diye düşünülüp doktorlar da hastalar da problemi yeteri kadar ciddiye almazlar.

Zaten bu hata nedeniyle de herhangi bir kanserin yaptığı doku ve organ hasarları, karaciğer, kemik iliği metastazları ya da kanser nedeniyle tahrip olmuş bağışıklık sisteminin yenemedi enfeksiyonlar baş edilmesi güç problemlere yol açar.

Ayrıca kanserli hastalarda sıkça görülen ağrılar, magnezyum, potasyum eksiklikleri, demir ve vitamin eksiklikleri, sürüp giden bulantılar, iştahsızlık hali, daha da önemlisi ruhsal çökkünlük durumu yorgunluk nedeni olabilir.

Özetle yorgunlukla, özellikle uzun süre devam eden ve gittikçe şiddetlenen yorgunlukla kanserler arasında bir ilişki olabileceğini unutmamamız lazım.

Haberin Devamı

Bizi bunlar da yoruyor

-Kalabalık ortamlar

-Gürültü, ses kirliliği

-Işık kirliliği, aşırı aydınlatma

-Alkol

-Kan şekeri düşüklüğü

-Tansiyonun düşmesi veya yükselmesi

-Ağrılarımız

-Aşırı şeker tüketimi

-Öğün atlamak-aç kalmak

-Uyku bölünmeleri

-Yoğun iş temposu

-Mutsuzluk

-Yalnızlık

-Yeteri kadar dinlenmemek

Haberin Devamı

Yorgunluk yapan enfeksiyonlar

Her türlü enfeksiyon yorgunluğa sebep olabilir. Bu ihtimal eğer ateş, bulantı, kusma, ishal gibi sorunlar söz konusuysa daha da artar. Birdenbire ortaya çıkan akut iltihabi hastalıklarda yorgunluk hastalığın tedavisini takiben düzeliyor. Kronik iltihabi hastalıklarda ise can sıkıcı bir sorun haline de gelebiliyor.

Diğer taraftan bazı enfeksiyon hastalıkları var ki onlarda yorgunluk neredeyse ‘vazgeçilmez bir yol arkadaşı’ oluyor. Mesela enfeksiyöz mononükleoz hastalığı -öpücük hastalığı olarak da bilinir- bunlardan biri.

Yorgunluğa ateşin, terlemelerin, kilo kaybının, kas ağrılarının eşlik ettiği durumlarda problemin arkasında bir mikrobik hastalık bulunabilir.

Haberin Devamı

Organ yetmezlikleri ve yorgunluk

Hemen her organın yetmezliği yorgunluk nedeni olabilir ama kalp yetmezliği-yorgunluk ilişkisi en çok bilinenidir.

Kalbin temiz kanı pompalama görevini yerine getirememesi anlamına gelen kalp yetersizliğinde dokular ihtiyaçları kadar oksijen ve besin maddesi temin edemedikleri için yorgun düşmektedir.

Bu durum da kendini ufak fiziksel çabalarda bile belirginleşen yorulmalar, nefes nefese kalmalar, çarpıntılar ve ayak bileğinde şişmelerle ifade etmektedir.

Karaciğer yetmezliğinde kan toksinlerden yeteri kadar temizlenemediği, böbrek yetmezliğinde böbrek idrarla atması gereken toksik maddeleri yeteri kadar bedenden uzaklaştıramadığı için yorgunluk kaçınılmazdır.

Her iki durumda da yetmezliğin derecesiyle paralel olarak az ya da çok ama mutlaka bir yorgunluk sorunu da vardır.

İç salgı bezlerinin yetersizliklerinde de yorgunluk ilk ve en önemli şikâyetler arasında yer alır.

Tiroid bezi tembelliğinde tiroid hormonları üretilemediği için metabolizma yavaşlar, cilt kuruluğu, saç, tırnak değişiklikleri, kabızlık ve uyku halinin eşlik ettiği bir yorgunluk tablosu ortaya çıkar.

Böbreküstü bezi yetersizliği de bedeni yorgun kılar.

Bu bezlerin iyi çalışmadığı durumlarda tansiyon düşmeleri, enfeksiyonlara karşı dirençsizlik, cilt renginde koyulaşma, özellikle avuç içi çizgilerinde siyahlaşma gibi işaretlerin de eşlik ettiği bir yorgunluk hali beklenen bir sonuçtur.

Yazarın Tüm Yazıları