Kanser testleri güvenli mi

Kanserde erken teşhis çok önemli. Bir kanser ne kadar erken dönemde teşhis edilirse tedavisi ve kontrol altına alınması o kadar kolaylaşıyor. Ancak bazı testlerin erken teşhis için faydasının olmadığı biliniyor

Haberin Devamı

Son yıllarda geliştirilenlerle birlikte elimizde çok sayıda kanser tarama testi yani erken teşhis yöntemi oldu. Bunlara yenileri de ekleniyor. Mesela İsrail’de bir üniversitede nefes testi, yani solunum havası analizleriyle meme, akciğer, hatta prostat kanserine erken teşhis koyabilmenin çareleri araştırılıyor.
Erken tanı testlerinin en önemlilerinden biri de tümör işaretleri olarak bilinen moleküllerin (kanser markerları) incelenmesi. Meme kanserinden prostat kanserine, kalın bağırsak kanserinden karaciğer kanserine, pankreas kanserinden yumurtalık kanserine, mesane kanserinden böbrek kanserine kadar pek çok kanserin kanda bu tip erken işaretleyicisi maddeler (PSA, Ca19-9, CEA, AFP, Ca-125) olabiliyor.

PSA ÖNEMLİ AMA...

Ama ne var ki bu testlerin güvenilirliği ve duyarlılığı oldukça sınırlı. Prostat kanseri tanısında kullanılan PSA testi gibi birkaç istisna dışında tümör işaretleri testlerinin duyarlılıkları da güvenilirlikleri de henüz arzu edildiği düzeyde değil. Bu testlerden çoğu henüz mevcut bir kanserin tedavisinin takibinde kullanılabilecek seviyede. Bu testlerin kan seviyeleri herhangi bir sorun olmadığı halde sağlıklı insanlarda da yüksek bulunabiliyor ya da tam tersi kanser oldukça ilerlemiş dönemde de olsa bu testler hala normal sonuçlar verebiliyor. Çünkü yanlış pozitif veya yanlış negatif sonuçlar elde etmek her zaman mümkün.
Bu nedenle sağlık taramaları yaparken özel bazı durumlar dışında bu testleri erken teşhis için kullanmak PSA testi (prostat kanseri tarama testi) dışında pek önerilmiyor. Eğer bilinen bir genetik riskiniz söz konusu değilse ya da belirli bir yönde özel bir sağlık taraması yapılmıyorsa kanser tarama testlerini doğrudan yaptırmanın pek faydası yok.

NOT ALIN

Haberin Devamı

Meme kanseri taramasında Cal5-3 testi tavsiye edilmiyor

Meme kanseriyle ilişkilendirilebilen tümör işaretlerinden Ca15-3 maddesinin kan seviyeleri meme kanseri dışında pek çok iyi ya da kötü huylu hastalıkta yükselebiliyor. Mesela akciğer kanserlerinin yüzde 26’sında karaciğer ve yumurtalık kanserlerinin neredeyse yarısında bu maddenin kan seviyeleri yüksek bulunuyor. Kanserle hiç ilgisi olmadığı halde tüberküloz sarkaidoz lupus gibi hastalıklarda da kan seviyesi artabiliyor. Ayrıca tamamen sağlıklı bireylerin yüzde 2’sinde Ca15-3 düzeyi yüksek bulunabiliyor. Bu nedenle rutin menopoz takiplerinde ya da 40 yaş üstü sağlık kontrollerinde kadınlarda meme kanseri tarama metodu olarak Ca15-3 testinin kullanılması tavsiye edilmiyor.

BİR BİLGİ

Haberin Devamı

Ellerin uyuşması bir haberci olabilir

Ellerde uyuşma yakınması özellikle dâhiliye uzmanlarının sık rastladığı bir şikâyet ama sorun çoğu zaman sinir kemik kas dokusundaki problemlerden kaynaklanır. Boyunda düzleşmeye yol açan romatizmal ya da dejeneratif sorunlar ruhsal kökenli problemlere bağlı kas spazmları, boyun fıtığı gibi rahatsızlıklar el uyuşmalarının en sık görülen sebepleridir. El bileğinden geçen sinirlerin bilek kanalında sıkışması (karpal tünel ve ulnar oluk sendromu) da el uyuşmasına sebep olabiliyor. Daha seyrek olarak şeker hastalarında özellikle kan şekeri uzun süredir yüksek seyredenlerde polinöropati başlığı altında toplanan nörolojik hastalıklarda, omurilik hastalıklarında, beyin tümörlerinde ve damar tıkanıklıklarında da kolda uyuşma yakınmasıyla karşılaşmak mümkün olabiliyor.

Haberin Devamı

AKLINIZDA OLSUN

Ağız kokusunun sebebini bulmak zor değil

Ağız kokusu sorunu eskiden gizlenirdi, bugün ne iyi ki çoğu insan bu sorunu en azından hekimleriyle korkmadan çekinmeden paylaşabiliyor. Ağız kokusundan yakınanların sayısında ciddi bir artış var ama problem hekimlerle paylaşıldıkça çözüm yolları da çoğalıyor. Sorun çoğu zaman oral hijyenin bozukluğundan kaynaklanıyor. Diş, diş eti ve ağız içinin çeşitli hastalıkları dışında boğaz ve bademcikle ilgili problemler de ağız kokusuna yol açabiliyor. Akciğer hastalıklarından bazıları, sindirim sistemi hastalıkları (gastrit, reflü, ülser) da ağız kokusu yapabiliyor. Uzun süre aç kalmanın da ağız kokusuyla ilişkili olduğu iyi bilinen bir gerçek. Bazı insanlarda hiçbir sağlık sorunu olmadan da ağız kokusuyla karşılaşmak mümkün. Eğer böyle bir sorununuz varsa problemin çözümünü öncelikle diş hekimleri ve kulak burun boğaz uzmanlarında aramalısınız. Eğer bu uzmanlar herhangi bir problem olmadığı kanaatine varırsa göğüs hastalıkları ve gastroenteroloji uzmanlarıyla görüşmelisiniz.

Haberin Devamı

BİR SORU/BİR CEVAP

İncelme kremleri etkili mi

İçine ister guarana, ister hoodia özleri, isterseniz ‘davul tozu, minare gölgesi’ koyun, cilde dışarıdan tatbik edilerek sürülen hiçbir ürünün ne kilo verdirmesi, ne inceltmesi, ne de sıkılaştırması mümkün değil. Bu vaatlerle satılan ürünlerin ‘cüzdanınızı inceltme’ dışında bir etkisi olmaz! Cilde dışarıdan uygulandığında cilt altı yağ dokusuna ulaşıp onu eriten, azaltan, incelten bir madde hala bulunamadı. İnceltici hapların, şurupların, aletlerin de işe yaramadığını, ‘diyet+egzersiz’ olmadan incelmenin mümkün olamayacağını bir daha hatırlatalım!

Yazarın Tüm Yazıları