Paylaş
UZMANLARIN bu sorulara verdikleri yanıt şu: “Küresel kanser patlaması çevresel kirlenme ve hayat tarzı yanlışlarımızdan kaynaklanıyor. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, tükettiğimiz besinler ve daha pek çok “çevresel faktör” patlamadan sorumlu. Buna bir de beslenme, aktivite, uyku ve stres konuları eklenince iş kontrol edilemez hale geliyor. Neticede, bu salgını önlemek de öyle pek kolay bir iş gibi görünmüyor, çünkü “küresel kanser krizinin” arkasında çok sayıda ve çok farklı etmenler var.”
Büyük resme bakmak
Bu bilgilerin bir anlamı da şu: Pek çok sorunda olduğu gibi kanser sorununun çözümünde de esasa odaklanmamız, büyük resmi görüp onu doğru yorumlamamız gerekiyor. Mesela “çevresel şartlar” deyince aklımıza yalnızca yiyip içtiklerimizdeki kanserojenler değil kullandığımız eşyalar, ürünler (kozmetikler, kremler) temas ettiğimiz kimyasallar (tarım ilaçları, deterjanlar, diğer temizlik malzemeleri ve daha pek çok şey) da gelmeli ve tabii ki radyoaktif tehdit de çok ama çok önemli bir sorun oluşturuyor. Soluduğumuz havanın temizliği ise gittikçe büyüyen bir sorun haline geliyor. Uzmanlar “evimiz daha güzel koksun” diye kullandığımız deodorantlarda bile kanserojen maddeler olabilir diye uyarıyor!
Topyekûn savaş şart
Sorunu bir bütün olarak görme zaruretinin bir nedeni de şu:
Bu işi “Ulusal bir kanser programı” oluşturmadan çözmek de mümkün olamıyor. Ayrıca ulusal bir program oluşturmanız da yeterli değil! Programınızı halka mal edemez, halka benimsetemez, koruyucu süreçleri toplumun günlük hayatının bir parçası haline getiremezseniz alacağınız önlemlerin dişe dokunur bir faydası olmuyor.
Özetle, “kansere karşı topyekûn bir savaş” başlatmamız lazım. Tıpkı trahom, tüberküloz, çiçek ve sıtma savaşında olduğu gibi ülke çapında kampanyalar düzenlememiz gerekli. Toplumsal dayanışma gurupları oluşturmak, beslenme, çevre temizliği, hijyen, ev ve aile ile ilgili bedensel ve ruhsal çözümler meydana getirmek, işe daha gebelik döneminde başlayıp doğumdan ölüme kadar her yaş grubunu içine alan büyük bir süreç oluşturmamız lazım.
Yapılacak işimiz çok
Bu süreçte yapılacak pek çok işimiz olacak. Havamızı, suyumuzu, yiyeceklerimizi zararlı kimyasallardan temizlememiz, elektromanyetik radyasyon dahil her türlü radyasyonu kontrol altına almamız, fabrika bacalarından enerji üretim santrallerine, çöplüklerden otomobil egzozlarına kadar her türlü zararlı gaz üreticisinin riskini sıfıra indirecek planlar, yasal önlemler oluşturmamız, iş yerlerinde, okullarda, evlerde kanser riskini minimize edecek kampanyaları teşvik etmemiz şart! Organik tarımı desteklemek, tarım kimyasallarını kontrol altına almak, üretimden tüketime yiyecekleri kirleten her türlü kimyasalı tek tek sorgulamak gerekiyor.
Ulusal bir çaba ve etkili bir kampanyanın zamanı çoktan geldi, hatta geçmek üzere, haberiniz olsun!
BİR BİLGİ
Kanser illeti genetik midir?
NEREDEYSE her kanser genetikle bir şekilde bir yerinden mutlaka ilgili veya ilişkilidir. Çünkü kanserin oluşabilmesi için her şeyden önce kalıtsal ya da sonradan oluşan bir DNA hasarı gerekiyor. Bazı kanserler doğrudan doğruya genler ile aktarılıyor. İşte bu nedenle kanser tanısı ve tedavisinde genetik biliminin ve genetik uzmanlığının önemi artıyor. Genetik bilimi sayesinde çok daha erken evrede tanı konulabilen kanserlerin sayısı her geçen gün fazlalaşıyor. Gerek erken teşhisi gerekse erken tedaviyi daha başarılı ve etkin kılmak için kanserin moleküler temellerini iyi araştırmak çok ama çok önemli bir nokta.
İYİ HABER
Moleküler tedavi başarı vaat ediyor
BAZI kanserlerde soruna yol açan genetik bilgilerin elde edilmesi sadece erken teşhiste değil tedavide de önemli hale geldi. Kişisel gen yapısının bilinmesi, kanserli hücrenin gen yapısına uygun ilaçların üretilmesini de mümkün hale getiriyor. Genetik yapıya göre ilaç hem yanlış ilaca bağlı zaman kaybının önüne geçiyor hem de gereksiz ekonomik kayıplara engel oluyor. Tümörlerden yapılacak bir gen testiyle daha etkin ilaçlar ve tedavi modelleri oluşturmak mümkün olabiliyor. Kısacası yeni bir alan olan “moleküler onkoloji” bize kanser tanı ve tedavisinde bize muazzam ufuklar sağlıyor.
İYİ HABER
Medikal onkoloji çağ atlıyor
KANSER tedavisinde atılan müthiş adımlardan biri de medikal onkoloji alanıyla ilgili. Eskiden sonuç alınması neredeyse imkânsız pek çok kanser türünde, medikal onkoloji uzmanları inanılmaz başarılara imza atıyorlar. Bütün mesele, teşhisi mümkün olduğu kadar erken koymak ve uzman kişi ya da kadrolara en yakın zamanda ulaşmaktan ibaret. Bu uzmanlar en uygun kemoterapi (ilaçla tedavi) programını yapıyor, gerektiğinde bu tedaviye immunoterapiyi (bağışıklık tedavisi), hormonoterapiyi (hormon tedavisi) ve devlete yönelik biyolojik tedavileri de ekliyorlar.
Paylaş