Kalbinizde sorun mu var

50’li yaşlardasınız... Daha çabuk yoruluyor, kalitesiz uyuyor, geceleri sık sık terliyor, sabah yorgun mu uyanıyorsunuz? Sık sık tatlı krizi yaşıyor, akşam yemeği sonrası uyuklamaya mı başlıyorsunuz? Durum buysa, kalbinizde bir sorun olabilir demektir. Peki sorun varsa, ameliyat mı ilaçla tedavi mi size göre? Tüm bu yanıtları, yazımızda bulacaksınız.

Haberin Devamı

GENÇLİĞİNDE sevilen bir milli futbolcuydu. Ellili yaşlarda göbeğinin büyüyüp kilosunun arttığını, daha çabuk bitkinleştiğini fark etti ve bedenini daha dikkatli izlemeye başladı. Uyku kalitesi gittikçe bozuluyordu. Geceleri sık sık terlemelerle uyanıyor, bazen fanilasını değiştirmek zorunda kalıyordu. Hemen her sabaha yorgun başlıyor, sık sık tatlı krizleri yaşıyor, akşam yemeğinden hemen sonra uyuklamaya başlıyordu. Sevgili eşi horlamaya başladığını söyleyince canı iyice sıkıldı. Altı ay önce baş ağrısı nedeniyle gittiği doktoru tansiyonunun yüksek olduğunu saptayınca bazı analizlerden geçmesini tavsiye etti.
Kalpte kuşkulu bazı gelişmeler
Sonuçlar şaşırtıcıydı: Kolesterolü yükselmiş, trigliseridi fırlamış, kan şekeri şeker hastalığı hudutlarını zorlamaya başlamıştı. Karaciğeri yağlı ve büyüktü. Kalp gücünü araştırmak amacıyla uygulanan “eforlu EKG” testi sonuçları çok kötü değildi ama kuşkulu bazı gelişmeler vardı. Doktoru bir tansiyon ilacı, kolesterol düşürücü statin, kan sulandırıcı 100 mg.lık aspirin verip altı ay sonra kontrole çağırdı. Bu arada göbeği gıdığı biraz daha büyüdü. Yorgunluğu, terlemeleri daha da arttı. Keyifsiz ve mutsuzdu.
Birkaç hafta önce onu ben de inceledim. Tansiyon ilacı kullanmasına rağmen kan basıncı çok yüksekti. Merdiven çıkmak veya biraz hızlı yürümekle ortaya çıkan nefes darlığı, çabuk yorulma ve bitkinlikten şikâyetçiydi. Kilosu obezite hudutlarına dayanmış, karaciğeri daha da büyümüştü.
Ameliyat yerine ilaç ve diyet
Kardiyolog bir meslektaşımdan hastayı konsülte etmesini rica ettim ama o önerilen eforlu EKG testini yeniden yaptırmak istemedi.
Dostlarından duyduğu zahmetsiz bir kalp tarama testinden “tomografik kalp anjiyografisi”nden istifade etmek istedi. İnceleme kalbin ana damarında (LAD) %50’ye varan bir daralmayı gösteriyordu. Meslektaşım CT anjiyografide elde edilen sonuçları görünce koroner arterlerdeki plakların yumuşak yapıda olmasından endişelendi ve “koroner anjiyografi” önerisinde bulundu.
İnceleme sonuçları darlığın tomografik incelemedeki sonuçlarla örtüştüğünü ancak stend takılmasını gerektiren bir durumun olmadığını gösteriyordu. Tıbbi tedaviyle, yani “ilaç ve diyet uygulamalarıyla” takibe alındı.
Ve şimdilik her şey yolunda
Bundan sonrası tıbbi takiple gelişmelere göre karar verilerek sürdürülecek. Hasta fazla kilolarını verecek. Her gün düzenli yürüyüş yapacak. Stresten uzak yaşamaya çalışacak. Uykusuna, öfkesine dikkat edecek. Şeker ve kolesterol değerlerini ciddi bir biçimde kontrol altında tutmaya çalışacak. Ve tabiî ki bunun için verilen tıbbi tedavi programını eksiksiz uygulayacak. Kan basıncı yüksekliği için yeni ilaçlara başlayacak. Programını dikkatle uyguluyor. Birkaç kilo verdi ve bu küçük hafifleme sonucunda bile eskiye oranla daha iyi uyuduğunu, gece terlemelerinin azaldığını, uygulanan beslenme planıyla yemeklerden sonra ortaya çıkan uyuklama hallerinin kaybolduğunu söylüyor. Kan basıncı mükemmel bir aralıkta seyrediyor. Kısacası şimdilik her şey yolunda. Zannediyorum uzunca bir süre yolunda olmaya devam edecek... Bu “kitap gibi” bir “doktor sözü dinler” hastanın kalp damarlarının hastalanması hikâyesidir bu yazıyı hazırlamamın sebebidir. Yaşı kırkı geçen herkesin dikkatle okumasını tavsiye ederim.

Haberin Devamı

UZMANLARIN ÖNERİLERİ

Haberin Devamı

Kalpte ağrı yoksa stende gerek yok

* DR. Murat Kınıkoğlu’na göre kalbe takılan stendin hastanın ömrü açısından ilaç tedavisine göre daha etkili bir koruma sağladığını gösteren tatmin edici bulgular henüz yok. 2008’de yapılan önemli bir çalışma (COURAGE), yedi yıllık takip sonucunda stend takılan hastalarla ilaçla tedavi edilen hastalar arasında kalp krizi görülme sıklığı bakımından herhangi bir fark olmadığını göstermiş.
Stent ömrü uzatmıyor
Dr. Kınıkoğlu, şöyle konuşuyor: “Kalp ağrısı ve şikâyeti olmayan bir kişiye stend uygulamak doğru değil. Stend uygulamalarının darlığı açtığı kesin ama bu uygulama ömrü uzatmıyor, kalp ağrılarını azaltmaya yarıyor. Doktorun öncelikle yapması gereken hastasının sigarayı bırakmasını sağlamak, düzenli yürüyüşe teşvik etmek, stresten uzak kalmasının önemini öğretmek, şeker ve kolesterol değerlerini kontrol altına almak, yani hayatını olumlu yönde geliştirmesine yardımcı olmaktır.”

Haberin Devamı

İki kez düşünün

Dr. Kınıkoğlu şöyle diyor: “Kalp damarında sorun saptanan hastaya müdahale için bir değil, iki kez düşünmelerini tavsiye ediyorum. Damardaki darlık sol ana koroner arterde veya %80’in üzerindeyse müdahale bir seçenek olabilir. Aksi halde kapsamlı bir yaşam değişikliği programı daha iyi sonuçlar verebilir.”

Stent kararı için önemli bir kriter

* DR. Tuğrul Okay’ın görüşlerine gelince. Dr. Okay ile uzun yıllar Ankara’da birçok hastayı birlikte izledik. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kalp sağlığı ile ilgili programından da o sorumluydu. O da Dr. Kınıkoğlu gibi yardımını istediğim kardiyologlardan biridir. Dr. Okay’a göre, “Stend koyayım mı koymayayım mı?” konusunda kararsız kalınan hallerde, darlığın önü ve arkasındaki basınç farkını belirlemek önemli ve objektif bir referans olabilir. Ciddi basınç farkı yoksa stend takmaya gerek kalmayabiliyor. Yani kardiyologların elinde şimdi oldukça objektif bir kriter daha var. Bu büyük bir şans!”

Haberin Devamı

NEREDEN BAŞLAMALI?

İlk seçenek: Diyet+yaşam tarzı+ilaç

HİÇBİR şikâyeti olmadığı halde, sırf anjiyoda kalp damarlarında darlık görüldü diye ameliyata alınıp hastaneden çıkamayan pek çok hasta var! Bu hastalara üçüncü bir seçenekleri olduğu söylenseydi ve müdahaleden önce daha etkili olan diyet/yaşam tarzı değişikliği/ilaç tedavisi önerilip uygulansaydı daha uzun ve sağlıklı yaşama şansları olabilirdi. Yani çok özel durumlar dışında ne stend uygulaması ne de bypass operasyonları ilk seçenek değil. Daha güvenli, daha ucuz, daha makul bir seçenek daha var: İlaç+yaşam tarzı değişikliği ve diyet...
Önce bunlar yapılmalı
Anlatmak istediğim şey şu. Sigara içen bir koroner arter hastasına sigarayı bıraktırmadan, 20-30 kilo fazlası olan hastasına diyet programı başlatmadan, yüksek kolesterol ve tansiyonu olan hastasına gerekli beslenme önerilerini uygulayıp gerekirse ilaçla takibe almadan, hastasının psikolojik sorunlarını, stres ile ilişkili problemlerini, uyku bozukluklarını çözmeden doğrudan girişimsel ya da cerrahi işlemlerle çözüm arayan uzmanları anlamakta sizler kadar biz de güçlük çekiyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları