Kalbe zararlı cinsel ilişkilere dikkat

Kalp kriziyle sonuçlanan cinsel ilişki vakalarına evlilik dışı ilişkilerde daha çok rastlanıyor.

Cinsel ilişki sırasında kalp sorunu yaşayan, hatta kalbi durup ölen erkekler var. Bu tatsız olaylar genellikle önceden kalp hastası olanlarda, miyokard infarktüsü, kalp ritim bozuklukları ve kalp durması sonucu gelişiyor.
Ankara Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sadi Güleç diyor ki; “Kalp damar hastası olsanız da eşiniz veya uzun süredir beraber olduğunuz cinsel partnerinizle cinsel ilişkiye girmenizin kalbinize getireceği yük on dakika düz yolda yürüdükten sonra veya 22 basamaklı bir merdiveni dinlenmeden çıktıktan sonra kalbinize gelen yükle aynıdır ve ciddi bir sorun yaratmaz”.
Yani ciddi bir kalp yetmezliği ya da ritim sorununuz yoksa cinsel ilişki nedeniyle problem çıkma ihtimali çok çok az. Sadi hocaya göre “kalp damar hastası veya bypass, stend uygulaması geçirmiş olsanız bile dengeli ve düzenli bir seksüel yaşamın kalbe zararı yok.

KAÇAMAK KALBİ VURUYOR

Kalbe zararlı cinsel ilişki özellikle kalp ritmi bozuk olanlarda, tehlikeli derecede koroner yetmezliği ve kalp yetmezliği bulunanlarda, yüksek tansiyonu olduğu halde tedavi olmayanlarda görülüyor. Özellikle cinsel ilişki “kaçamak” halini aldığında kalbe verebileceği zararlar, kalp krizleri veya kalp durmaları riski artıyor!”
Dr. Güleç’e göre “ölüm veya kalp kriziyle sonuçlanan cinsel ilişki vakalarına evlerden çok otel odalarında gerçekleştirilen, yemeği, alkolü bol, evlilik dışı ilişkilerde daha çok rastlanıyor”. Kısacası kalbi yoran, kriz yaratan ilişkiler daha çok “kaçamak ilişkiler!” oluyor.

Libido kaybı yaygınlaşıyor

Dünyanın her yerinde erkekler de, kadınlar da ciddi, hem de çok ciddi düzeyde libido problemi yaşıyor. İçinizden bazılarının “libido da neyin nesi hocam?” diye soracaklarını biliyorum. Hemen yanıtlayayım: Libido en kısa tarifiyle cinsel istek, cinsel ilişkiye geçme arzusu anlamına geliyor. Pek çok kadın ve erkek ciddi ölçüde libido problemi yaşasalar bile cinsellik hemen her ülkede bir tabu olarak kabul edildiği için problemlerini saklıyor. Libido probleminin bu kadar ciddi bir sorun haline gelmesinin birinci nedeni stres. İlişki zedelenmesi de önemli bir libido kaybı nedeni. Alkol de ciddi bir libido avcısı! Listeye araya giren hamilelikleri, çocuk büyütme telaşlarını ve bu telaşlarla birlikte çocuklara adanan uykusuz geceleri de eklemek lazım. Listede uyku bozuklukları da kesinlikle yer almalı. İlaçlar da ciddi bir libido baskılayıcısı haline gelmiş durumda. Özellikle de antidepresan ilaçlar, tansiyon ilaçları, kolesterol ilaçları, alerji ilaçları... Kilo sorunu da önemli bir problem. Kilo pek çok nedenle libidoyu tepetaklak ediyor. İsteği azaltıyor, ilişkileri bozuyor, kişisel beğeni duygularını, özgüveni sarsıyor. Son zamanlarda sıklığı gittikçe artan sertleşme bozukluğu ve erken boşalma problemi de önemli ve etkili libido düşmanları arasında. Bütün bunların en az toplamı kadar önemli bir libido düşmanı daha var: Düşük testosteron seviyeleri. Bilindiği gibi kadında da, erkekte de cinsel güç ve istek testosteron hormonu seviyesiyle yakından ilişkili. Testosteronunuz azaldıkça cinselliğin içi boşalmaya başlıyor. Bana sorarsanız erkeklerin yıllık kontrollerine testosteron tahlillerini de eklemek lazım. Özellikle stres üreten mesleklerle iç içe yaşayanlarda testosteronunun düşme ihtimali daha fazla. Libido azalması nedenleri arasında tabiî ki erkeklerde andropoz, kadınlarda menopoz da var. Bu listeye depresyonu da eklemeyi sakın ihmal etmeyin.

Tansiyon yüksekliği cinsel fonksiyonları etkiler mi?

Tansiyonun yükselmesi cinsel yaşamı olumlu ya da olumsuz yönde etkilemez. Ayrıca kan basıncı yüksek olanlarda tansiyonun normal hudutlara indirilmesi de cinsel gücü azaltmaz. Ama yine de bazı özel durumlar olabiliyor: Örneğin tansiyon hastalarının bazılarında kan şekeri yüksekliği ve/veya kolesterol fazlalığı problemi de var. Bu iki durum damar sertliğine yol açarak (ya da sinir sistemine zarar vererek) cinsel gücü etkileyebiliyor. Tansiyon hastalarında cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açan ilaçlara gelince... İdrar söktürücüler başta olmak üzere bazı tansiyon ilaçlarının cinsel gücü azaltabileceği biliniyor. Bununla birlikte günümüzde kullanılan modern tansiyon düşürücü ilaçların çoğunun böyle bir yan etkisi yok.

Beslenme konusunda bilgiler neden sık değişiyor?

Beslenmeyle ilgili araştırma sonuçlarının kafa karışıklığına yol açtığı doğru. Bu karışıklığın nedeni yalnızca araştırmacıların yaptığı hatalar ya da araştırma planındaki sorunlar değil. Sonuçların sık sık birbirini yalanlamasının birden çok nedeni var. Araştırmayı destekleyen firmalar bile sonuçlar üzerinde etkili olabiliyor. Benim tavsiyem şu: Beslenme konusundaki genel doğrular değişmiyor. Eğer meyvesi, sebzesi, tam tahılı ve bakliyatı bol, hayvansal protein seçimleri balık ağırlıklı planlanan, yumurtadan, yağı az kırmızı et ve tavuk ve diğer kanatlı hayvanlardan dengeli bir şekilde faydalanabilirseniz sorunu önemli ölçüde çözdüğünüzü düşünebilirsiniz. Paketlenmiş gıdalardan uzak durmaya özellikle atıştırmalık paketlerden ve ömrü uzatılmış yiyeceklerden içeceklerden tüketmemekte fayda var. “Yiyeceklerin raf ömrü uzadıkça insan ömrü kısalıyor” diyenler kesinlikle haklı. Ayrıca eğer daha az hasta olmak istiyorsanız daha az beyaz un ve şeker yiyin.

Diyabet gözden de anlaşılır mı?

Bir göz muayenesinden sonra doktorunuz şeker hastası olabileceğinizi düşündüren bulgulara rastladığını söylerse şaşırmayın! Şeker hastalığı gözün muhtelif bölümlerinde özellikle retina tabakasında yarattığı hasarlar nedeniyle göz muayenesiyle de teşhis edilebiliyor. Göz uzmanları göz damarlarında meydana gelen değişikliklerden yola çıkarak bu değişikliklerin şeker hastalığından kaynaklanabileceğini anlayabiliyorlar. Unutmayın: Şeker hastalığı görme sorunlarına yol açtığı için de önemli. Hatta bazen iyi takip edilmediği takdirde körlükle sonuçlanan problemlere bile sebep olabiliyor. Rutin yıllık muayenelerinizde kan şekeri değerlendirmesi dışında göz incelemelerinizi yaptırmayı da ihmal etmeyin.

Bilimsel bir cilt bakımı nasıl olmalı?

Doğru cilt bakım ürünleri seçmek önemlidir ama cildin temel bakımını doğru yapmak da en az cilt ürünleri kadar ciddiye alınması gereken bir konudur. Eğer cildinizin tipini doğru belirler temizleyicileri güneş koruyucuları tonik ve nemlendiricileri doğru ve usulüne uygun kullanırsanız genetik mirasınız kötü de olsa cildiniz sağlıklı ve iyi yaşlanabiliyor. Dikkat edilmesi gereken temel birkaç nokta şu: Sigara içmemek, güneş ışınlarından korunmak, uykusuz kalmamak, stres yükünü hafifletmek, bol su içmek, antioksidandan zengin bir beslenme planı uygulamak. Eğer bu noktalara dikkat eder ve usulüne uygun bir cilt bakımı konusunda ısrarlı davranırsanız cilt yaşlanmasını hafifletmeniz mümkün.
Yazarın Tüm Yazıları