40’lı yaşlara yaklaşan herkesin etraflı bir sağlık incelemesinden geçmesi gerekiyor.
Bu incelemeye erkeklerin de ihtiyacı var ama "orta yaş analizleri"nin kadınlarda biraz daha önemli olduğu belirtiliyor. Bunun pek çok sebebi var. Birincisi orta yaşlara adım atan kadınlarda beden ve ruhun erkeklerden biraz daha fazla hırpalanmış olmasıdır. Kadınların erkeklerden çok farklı hormonal dalgalanmalara maruz kalmaları, bu dalgalanmaları her ay yaşamaları da önemli bir etkendir. Orta yaşlara kadar kadınlar doğumlar nedeniyle de önemli kayıplara maruz kalmışlardır. Ayrıca 40 yaş virajını döndüklerinde onları bekleyen biyolojik ve ruhsal değişimler dikkate alındığında kadınların karşılaşacağı riskler erkeklerden çok daha fazladır. Orta yaşlara iyi bir hazırlık yapamayan kadınlar daha sonra karşılarına çıkacak osteoporoz, kolesterol yüksekliği, kilo artışı ve menopoz gibi sorunlarla baş etmekte bir hayli zorlanırlar.
35-40 YAŞ ARALIĞI İYİ BİR ZAMANDIR
Bizim düşüncemiz 35-40 yaş döneminde bazı incelemelerin mutlaka yapılması ve bu tetkiklerin en geç 45 yaş civarında tamamlanmış olmasıdır. İncelemelere başlanmadan önce iyi bir kişisel sağlık sorgulaması ve genetik miras araştırması yapılmalıdır. Detaylı bir ailesel ve kişisel sağlık öyküsü, özenle yapılmış yaşam tarzı sorgulaması riskin hangi alanlarda daha çok olduğu konusunda yol gösterici olacaktır.
Sık doğum yapmış bir annenin hiç doğum yapmamış bir kadına oranla kansızlık ile karşılaşma oranı daha yüksek, meme kanseri riski daha azdır. Ailesinde meme kanseri,tiroid kanseri,Haşimoto hastalığıöyküsü olan kadınlar da bu hastalıklar yönünden daha dikkatli davranılmalıdır. Genetik mirasında kolon kanseri, rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri öyküsü olan kadınlar bu hastalıklar yönünden etraflıca incelenmelidir. Annesinde ağır seyreden ve hızlı ilerleyen kemik kırılganlığı artışı -osteoporoz- hikayesi olan kadınlarda bu sorun daha dikkatle araştırılmalıdır. Annesi, teyzesi elli beş yaşından, babası, erkek kardeşi, amcası elli yaşından önce kalp kriziveyainme-felç geçiren kadınlar yüksek damar riski olanlar grubuna alınmalı ve incelemeler bu alanda yoğunlaştırılmalıdır. Kısacası risk analizleri her kadın için özel olarak planlanmalıdır. Bir kez daha altını çizelim: Orta yaşlara "merhaba" demeden önce her kadının bir sağlık riski değerlendirmesinden geçmesinde fayda var.
Alzheimer genetik mi
Orta yaşları karşılamaya hazırlanan kadın hastalarımın çok merak ettikleri bir konu da yaşlanınca bellek problemi ile karşılaşıp karşılaşmayacaklarıdır. Özellikle annesi ya da teyzesinde Alzheimer hastalığı olan kadınlar bu konuda ciddi endişeler yaşamaktadır. Bu korkuların gereksiz ve yersiz olduğunu belirtelim. Öncelikle her bellek kaybının Alzheimer hastalığı ile ilişkili olmayabileceğinin altını çizelim. Bellek kaybına yol açan başlıca pekçok hastalık var, Alzheimer hastalığı bunlardan sadece biri.
Damar sertliğine bağlı bunamalar, Parkinson hastalığı ve diğer sebeplerle meydana gelen bellek kayıpları unutulmamalıdır. Az bir ihtimal de olsa Alzheimer hastalığında -özellikle çok genç yaşlarda ortaya çıkan ve hızla ağırlaşan Alzheimer tipinde- genetik eğilimin rolü vardır. Ancak bu bile gereğinden fazla abartılmaktadır. Bazı laboratuarlarda araştırılan APO-E4 geni kesin olmamakla birlikte bu tip Alzheimer hastalığına eğilimi araştırmakta kullanılmaktadır.
Cildinize de check-up yaptırın
Orta yaş değerlendirmesi sadece iç organlarla sınırlı tutulmamalı, değerlendirmeye cilt yaşlanması, saç ve tırnak yıpranması gibi riskler de katılmalıdır. Sadece kan analizleri ve görüntülüme tetkikleri yapılmamalı, ruhsal değerlendirmeler, beslenme ve aktivite değerlendirmeleri, uyku kalitesi ve stres yönetimi de araştırılmalıdır. Cilt değerlendirmesi çoğu kez ihmal edilen önemli bir işlemdir. Bozulan, yıpranan, lekelerle, kırışıklarla harap olan bir cildi tamir etmek yerine korumak hem daha etkili hem daha ucuz bir yoldur. Cilt yaşınızı, cilt yapınızı, cilt sorunlarınızı öğrenmeli, en uygun destek ürünleri için bilgi edinmelisiniz.
Yorgunluk, depresyon ve hipotiroidi hastalığı arasında bir ilişki var mı
Tiroid beziniz boynunuzun tam orta bölümünde yer alan küçük ama önemli bir iç salgı organıdır. Bu bez, ürettiği iki temel hormonla (T3, T4) beden ve ruh sağlığınızı sürdürmede önemli görevler üstlenir. Tiroid hormonları metabolizmanızın orkestra şefleri gibidir. Düzenli ve yeterli miktarda tiroid hormonunuz yoksa metabolizmanız yavaşlar. Metabolizma yavaşlamasının ilk sonucu ve en önemli belirtisi yorgunluk hissi, enerji kaybı ve bitkinliktir. Eğer yorgunluktan yakınıyorsanız bu sorunun tiroid bezi tembelliği ile ilişkili olabileceğini hatırlayın. Yorgunlukla birlikte kilo alma, şişme, soluk ve mumsu cilt değişiklikleri, uyku sorunları yaşıyorsanız ya bir uzmana başvurmalı veya TSH seviyenizi kontrol ettirmelisiniz. Yavaş ilerleyen sinsi ve sessiz bir hastalık olan tiroid bezi tembelliğinin -hipotiroidi- bazen depresyon ile de karıştırılabileceğini biliyoruz.
Hipotiroidinin bazen üzüntü hissi, iştah kaybı, düşünme, odaklanma, karar almada güçlük, ruhsal gerginlik hali, olumsuz ve kötü düşüncelerde aşırılık, değersizlik, ümitsizlik, yalnızlık duygusu, huzursuzluk ve sinirlilik belirtileri nedeniyle depresyon ile karıştırılabildiği aklınızda olsun. Eğer ilerleyici bir yorgunluk ve depresyon sorununuz olduğundan şüphe ediyorsanız doktorunuzla tiroid bezinizin iyi çalışıp çalışmadığını araştırmakta yarar var.
ealtinel@yasasinhayat.org
Light börek diyeti bozar mı
Diyet yaparken "doğru değişimler" kullanıldığı sürece "tüketilmesi kesinlikle yasak bir yiyecek" yoktur. Diyet yaparken "Şunu hiç yemeyin, bunu kesinlikle ağzınıza koymayın" şeklindeki yaklaşımlar yasakları daha cazip hale getirecektir. O nedenle eski beslenme alışkanlıklarınızın arasında olan ve yemekten büyük keyif aldığınız bir besini öğününüzdeki yiyeceklerle eşleştirerek bir börek hazırlayalım ne dersiniz?
ÖĞLE MENÜSÜ ÖRNEĞİ
n Salata (1 tatlı kaşığı sıvı yağ)
n 2 köfte kadar kırmızı et
n 2 ince dilim kepekli ekmek
n 1 su bardağı az yağlı ayran
ÖĞLE MENÜSÜ ALTERNATİFİ
n 1 tatlı kaşığı sıvı yağ
n 2-3 yemek kaşığı lor peyniri
n 1/2 yufka
n 1 su bardağı ayran
1/2 yufkanın içersine ince kıyılmış maydanoz ile karıştırdığınız lor peynirini ilave edin. Ve gözleme şeklinde kapatın. Tavaya 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ilave edin ve böreği çevirerek pişirin. Yanına bol salata ve ayranınızı ilave ederek tüketebilirisiniz.
Makarnayı kepekli tüketin
Tabii ki yasak değil. 1 dilim ekmek yerine normalde 2 yemek kaşığı makarna yiyebiliyorken, kepekli makarnayı tercih ettiğinizde 3 yemek kaşığı kepekli makarna yiyebilir ve glisemik yükü biraz azaltmış olursunuz. Toplam glisemik yükü düşürebilmek için makarnanın içine posa ve protein ilave ederseniz, kan şekerinde ani dalgalanmalar olmayacaktır. İşte size güzel bir makarna önerisi:
İçindekiler:
n Kepekli makarna
n Yeşil mercimek
n Yoğurt
n Nane
n Sarmısak
n Pul biber
Makarnayı suda haşlayın. Suyunu dökmeyin ve hatta biraz sulu şekilde kalmasını sağlayın. İçine haşladığınızı mercimekleri karıştırın. Sarmısaklı yoğurdu ilave edin ve üzerine de nane ve pul biberinizi ekleyin. Eğer isterseniz soğan ve domates ile salçalı bir sos hazırlayıp üzerine ilave edebilirsiniz. Sıcak ve soğuk tüketebilirsiniz.